Elektronik ortamda tebliğin askıya aldıkları

Yrd. Doç. Dr. YUSUF İLERİ / Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Yüksek teknoloji böyle bir şey işte: Vergi Usul Kanunu’nun tebligata ilişkin 40 yıllık köklü hükümlerini askıya aldırdı. Yeni sistemin adı “Elektronik ortamda tebliğ.” Bu büyük değişikliğin hukuki alt yapısı Kanuna 107/A olarak eklenen üç fıkradan oluşan bir maddede Maliye Bakanlığı’na verilen bir yetki ile gerçekleştirildi. Gerek devletin finansmanı ile ve gerekse mükellefin mamelekiyle doğrudan ilgisi nedeniyle vergi tebliğleri devletin diğer tebligatlarından ayrıt edilerek özel olarak VUK’da düzenlenmiştir. VUK’un askıya alınmış hükümlerine göre vergi tebligatları kural olarak posta ya da memur eliyle yapılıyordu. Bu şekilde bir sonuç alınamadığı takdirde tebligat ilan yoluyla gerçekleştirilmekteydi. Yapılan düzenlemelerle posta ve ilan yoluyla gerçekleştirilecek tebliğler askıya alınmıştır. Maliye Bakanlığının yetkili olduğu memur eliyle tebliğ ise işlevseldir. Bu radikal değişikliği gerçekleştiren maddenin ilk fıkrasında “Bu Kanun hükümlerine göre tebliğ yapılacak kimselere, 93 üncü maddede sayılan usullerle bağlı kalınmaksızın, tebliğe elverişli elektronik bir adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabilir.” Denilmiştir. Belirtmek gerekir ki 93 üncü maddenin askıya alınmasıyla bu maddenin türevi olan 12 madde daha askıya alınmıştır. Askının sadece zorunluluk kapsamına alınan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri yönünden geçerli olduğunu belirtmekten yarar vardır. Zorunluluk kapsamına alınmayan mükellefl er için VUK’un 93 ve müteakip maddelerindeki hükümler fonksiyoneldir 

Kanunun askıya alınan 96’nci maddesinde kara, deniz, hava ve jandarma eratına yapılacak tebliğler kıta komutanı veya müessese amiri gibi yakın üst vasıtasıyla emir komuta zincir içerisinde tam bir güvenlikle gerçekleştiriliyordu. Öyle ki maddede, vergi tebligatını derhal muhatabına vermeyen üst amirin tazminatla mahkum olması öngörülmektedir. Kanunun 97’nci maddesinde ince bir diplomasi ile yabancı memleketlerde bulunanlara tebligat öngörülüyordu. Tebligat, o memleketin yetkili makamı, o yerdeki Türk siyasi memuru; bu kişi Türk vatandaşı ise, Maliye Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve o yerdeki Türk siyasi memuru aracılığıyla gerçekleştiği takdirde usule uygunluk kazanıyordu. Şimdi elektronik ortamla tebligatla birlikte tüm bu merasimlerin bir yana bırakılarak bir tıkla işin halledileceği anlaşılmaktadır. 

Birçok işletme özellikle kurumsal firmalar ve yeminli mali müşavirler açısından elektronik ortamda tebligat bir tercih nedenidir. Zira birçok birimi ve müdürü olan kurumlarda tebligatın gümbürtüye gitmemesi açısından belli bir noktaya yapılması tercih edilecektir. Yeminli mali müşavirler de özellikle raporlarını hızlı bir şekilde takibi yönünde tercih edeceklerdir. Bu örnekler çoğaltılabilir. Bu bakımdan istekli olanlara elektronik ortamda tebliğ imkanının sağlanmasındaki yarar açıktır. 

Zorunluluk kapsamına “vergi dairelerince düzenlenen ve VUK’a göre tebligatı gereken evrak” alınmıştır. Bu durumda başka bir kanun ezcümle 6183 sayılı AATUHK kapsamında düzenlenmiş bir ödeme emrinin ya da veya vergi dairesi dışındaki örneğin vergi müfettişleri tarafından düzenlenen bir defter ve belge isteme yazısının elektronik ortamda tebliğinin kapsama alınmadığı anlaşılmaktadır. Şu halde vergi müfettişlerince düzenlenen bir tebliğ evrakının vergi dairesine teslimi halinde, tebliğin elektronik ortamda yapılıp yapılmayacağı hususu tereddüt oluşturmaktadır. Maliye Bakanlığı’nın bütün bu konuları şekillendirmeye yetkili olduğu dikkate alınırsa ihtiyaca göre gerekli düzenlemelerin yapılacağından şüphe yoktur. 

Tebliğde, elektronik ortamda tebligat ile olay kayıtları, işlem zaman bilgisi eklenerek, erişilebilir şekilde arşivlerde otuz yıl süreyle saklanacağı belirtilmiştir. Zamanaşımının 5 yıl olduğu bir zeminde bu bilgilerin otuz yıl kadar saklanmakla geniş anlamda bir arşivleme yapılacağı anlaşılmaktadır.