Emlak piyasasında balon yok

Yılmaz, varlık fiyatlarında bir şişkinlik görmediğini ifade etti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, varlık fiyatlarında bir şişkinlik görmediğini ifade ederek, bugün itibariyle emlak piyasasında herhangi bir balonun söz konusu olmadığını bildirdi. 

Yılmaz, Uluslararası Finans Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen "Yeni Normalde Reform Stratejileri ve Beklentiler: Kamu Perspektifi" oturumunda yaptığı konuşmada, 2001 yılından bu yana kararlılıkla uygulanan yapısal reformlar sonucunda makroekonomik temellerini sağlamlaştırıp ve güçlü bir finansal sisteme kavuşmuş olan Türkiye ekonomisinin krizden en hızlı çıkan ekonomiler arasında yer aldığını, önümüzdeki dönemde makroekonomik istikrarın sürdürülebilmesi için dünyada oluşan iktisadi konjonktürün iyi yönetilmesi gerektiğini söyledi.

Küresel finansal kriz sonrası dünya ekonomilerinde gözlemlenen toparlanmanın yavaş ve kademeli olarak devam ettiğini belirten Yılmaz, "Ancak ileriye yönelik küresel büyüme görünümünde aşağı yönlü riskler mevcudiyetini korumaktadır. Özellikle bütçe dengesinde önemli bozulmaların yaşandığı ve kamu borcunun aşırı artış gösterdiği gelişmiş ülkelerde kırılganlıklar sürmektedir" dedi.

Gelişmekte olan ülkelerde ise göreli olarak hızlı bir toparlanma süreci yaşandığını, bu ayrışmanın önümüzdeki dönemde de devam etmesinin beklendiğini kaydeden Yılmaz, gelişmiş ülkelerde kısa vadeli faiz oranlarının uzun süre düşük seviyelerde kalacağına yönelik beklentileri, ülkelerin ayrışan büyüme performansları ve artan risk iştahına bağlı olarak son dönemde aralarında Türkiye'nin de bulunduğu gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarında hızlanma görüldüğünü anlattı.

Merkez Bankası tarafından hazırlanan Finansal İstikrar Raporu'nun önümüzdeki dönemde izlenecek stratejiyi içeren önemli bir politika metni olduğunu belirten Yılmaz, politika çerçevesinin üzerine kurulan 4 temel unsura değindi.

TL kullanımının yaygınlaşması

Merkez Bankası olarak zorunlu karşılıklarda gerçekleştirmeyi öngördükleri yeni düzenlemelerde uzun vadeli mevduatın teşvik edilmesinin hedeflendiğini bildiren Yılmaz, dalgalı kur rejimi uygulaması, fiyat istikrarının tesis edilmesine yönelik elde edilen kazanımlar ve TL faizlerindeki düşüş gibi nedenlerin ekonomide yabancı para yerine TL kullanımını yaygınlaştırdığını ifade etti.

2001'den bu yana uygulanan dalgalı kur rejiminin kur riski bilincinin yerleşmesine önemli katkıda bulunduğunu düşündüklerini kaydeden Yılmaz, "Mevcut konjonktürde hem kamu hem de özel sektör için aşırı borçlanma yoluna gitmemek, tüm borçlanmalarda uzun vadeye yönelmek, olabildiğince TL cinsinden borçlanmayı tercih etmek ve riskleri doğru yönetmek ekonomimizin dış şoklara karşı dayanaklılığını önemli ölçüde pekiştirecektir" dedi.

Durmuş Yılmaz, mevcut konjonktürün, politika faizlerinin bir süre daha mevcut düzeylerde tutulması ve uzun süre düşük seviyelerde seyretmesi gerektiği yönündeki duruşlarını desteklediğini ifade etti.

Son haftalarda gerek Avrupa'da yaşanan ekonomik gelişmeler gerekse gelişmiş ülke merkez bankalarınca alınan kararların dünyada ekonomik belirsizliği önemli ölçüde artırdığına işaret eden Yılmaz, finansal istikrar konusundaki hassasiyetlerinin önümüzdeki dönemde aynı şekilde süreceğini kaydetti.

Yılmaz, finansal istikrarın tek başına Merkez Bankasının görev alanına girmediğini dile getirerek, içinde bulunulan dönemde daha istikrarlı ve daha sağlıklı bir finansal yapının tesisi için elde bulunan tüm politika araçlarının eşgüdüm içinde kullanılmasının önem taşıdığını vurguladı.

Konut sektöründe balon

Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, konut sektöründe bir balon olup olmadığı yönündeki soru üzerine, "Varlık fiyatlarında bir şişkinlik görmüyorum. Bugün itibariyle emlak piyasasında herhangi bir balon söz konusu değil" dedi.

Gıda enflasyonuna ilişkin bir soru üzerine Yılmaz, son ayın enflasyonunun oldukça düşük çıktığını belirterek, şunları kaydetti:

"Şimdi biz buna üzülelim mi sevinelim mi? Önceki ay ile kıyasladığımızda dalgalanma çok yüksek. Dolayısıyla gıda fiyatları dalgalanmayı yüksek tuttuğu için otoritelere yanlış yaptırabilir. Sizlere de, sanayiciye, iş adamına da yanlış kararlar aldırabilir. Bunun iletişiminin etkin ve düzgün bir şekilde yapılması lazım. Biz son bir yıldır bunu dikkatli bir şekilde yapıyoruz. Burada da başarılı olduğumuzu düşünüyoruz. Dolayısıyla enflasyonla mücadelenin bir bedeli, maliyeti var. Bu maliyeti yükseltmemek için özellikle arz tarafından gelen şokların ortadan kaldırılması ve bu maliyetlerin asgari düzeye indirilmesi için alınması gereken yapısal tedbirler var."

Merkez Bankası Araştırma Genel Müdürlüğünün yaptığı bir çalışmaya göre, üretim merkezlerinden tüketim merkezlerine taşınırken özellikle yaş sebze ve meyvede kayıp oranının yüzde 24 olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Bu son derece yüksek. Bu fiyatları olumsuz etkiliyor ve dalgalanmanın boyutunu artırıyor. İçinde bulunduğumuz ayda herhangi bir şekilde bir olumsuzluk olmazsa geçen yıl aralık ayı aylık enflasyonu yüzde 0,53. Geçen ay başlayan gıda fiyatlarındaki düzeltme devam ederse enflasyon daha da aşağı gelebilir. Ayrıca 2011 Ocak ayında bir önceki yıl tütün ve tütün mamullerine yapılan zamlar sepetten çıkacağı için enflasyonun ocak ayı sonu itibariyle hedefle uyumlu hale geleceğini düşünüyoruz" şeklinde konuştu.  

Bir katılımcının, "Zorunlu karşılıkların artışına ilişkin boyut ve zamanlamaya ilişkin bir çerçeve var mı?" sorusuna, Yılmaz, "Böyle bir çerçeve var. Yıl sonu kadar kadar bir düzenleme yapacağız dedik. Yıl sonuna çok az kaldı" karşılığını verdi.

Yılmaz, sıcak paranın ülkeye kısa vadeli gelip risk algılaması değiştiğinde kolaylıkla çıktığını, bunun karşılığının doğrudan sermaye yatırımları olduğunu ve bunların uzun vadeli geldiğini söyledi.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir