"En büyük kalkınma hamlesini yaşattık"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ekonomide ülkemize tarihin en büyük kalkınma hamlesini yaşattık."" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisince Giresun Valilik Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti.

Erdoğan, önlerinde 31 Mart imtihanı olduğunu anımsatarak, "Şimdi önümüzde dönmemiz gereken son bir viraj var. Ülkemizin 2023 hedefleri yolunda, aşmamız gereken son bir engel var. Hep beraber güç birliği yapıp bu süreci de başarıyla atlamamız gerekiyor. Ülkemiz için, istikbalimiz için, daha güzel, daha güçlü, daha istikrarlı Türkiye için sizlerin desteğini bekliyoruz. 31 Mart'ta, Giresun'dan çok daha kararlı bir şekilde iradesine, partisine, kadrosuna sahip çıkmasını bekliyoruz." diye konuştu.

"En büyük kalkınma hamlesini yaşattık"

Erdoğan, konuşmasına şöyle sürdürdü:

"AK Parti'yi siz kurdunuz, tabelasını siz astınız, bugünlere siz taşıdınız. 17 senedir büyük ve güçlü Türkiye yolunda bizi, bu kardeşinizi hiç yalnız bırakmadınız. Bizler de sizlerin desteğiyle Giresun'u zirvelere taşıdık, Türkiye'yi başarıdan başarıya koşturduk. Bizden önce hayal dahi edilemeyen pek çok projeyi, pek çok yatırımı gerçeğe dönüştürdük. Laf değil, iş yaptık. Muhalefetin çapsızlığı, vizyonsuzluğu, beceriksizliğine bakıp da hiçbir zaman rehavete kapılmadık, iş yaptık iş. 'Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.' dedik, iş ürettik.

Muhalefetin engellemeleri karşısında yılmadık, yıkılmadık, size ve ülkemize hizmet aşkımızdan bir an olsun taviz vermedik. Başkalarıyla değil, daima kendimizle yarışarak bugünlere geldik. Bizden önce 79 senede yapılanlardan kat be kat fazlasını sadece 17 yılda hayata geçirdik. Yasakları kaldırdık, Türkiye'yi demokraside, milli irade hakimiyetinde bir üst lige çıkarttık. Ekonomide ülkemize tarihin en büyük kalkınma hamlesini yaşattık."

İktidara geldiklerinde Türkiye'nin ihracatının 36 milyar dolar olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi 170 milyar dolara gidiyoruz. Bugün kendine sığınan kardeşlerini, CHP'nin Boraltan Köprüsü'nde yaptığı gibi zalimlere teslim eden bir Türkiye yok. Milyonlarca mazlum ve mağdura kucak açan, onlara sahip çıkan bir ülke var. Bugün artık vatandaşının dünyanın 70 ülkesine vizesiz seyahat edebildiği, pasaportu itibarlı bir Türkiye var." ifadelerini kullandı.

'Dünyanın hiçbir ülkesinde kendi hükümetini şikayet eden bir muhalefet partisi yoktur'
Devletin başarısından tüm kesimlerin iftihar etmesi, tüm partilerin bu başarılardan gurur duyması, daha fazlası için iktidarı zorlaması gerektiğine işaret eden Erdoğan, dünyanın bir çok ülkesinde muhalefet partilerinin bunu yaptığını söyledi.

Muhalefet partilerinin hükümetin doğru işlerinde, ülkenin ve milletin menfaatine olan projelerde hükümetlerine destek olması gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, "Devletin bekasını ilgilendiren meselelerde hükümetin yanında saf tutarlar. İçeride ne söylerse söylesinler, bilhassa yurt dışına gittiklerinde konuşurken daha milli, daha hassas, daha itinalı bir dil kullanırlar. Kimlerle yan yana geldiklerine, kimlerle fotoğraf verdiklerin çok dikkat ederler. Çok açık ve net söylüyorum, dünyanın hiçbir ülkesinde kendi hükümetini sağa sola şikayet eden bir muhalefet partisi yoktur, teröristlere şikayet eden bir muhalefet partisi yoktur." dedi.

"Hizmet ve yatırım karşıtlığını muhaliflikle eşdeğer görüyorlar"

Dünyanın hiçbir gelişmiş demokrasisinde derdini millete anlatmak yerine yabancılardan medet uman bir muhalefet partisinin bulunamayacağını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Yurt dışında her uzatılan mikrofona kendi ülkesini kötüleyen bir muhalefet lideri bulamazsınız. Fakat bizde işler maalesef böyle yürümüyor. Bizdeki kimi siyasi partiler hükümetin yaptığı işe, attığı her adıma karşı çıkmayı muhalefet yapmak zannediyor. Hizmet ve yatırım karşıtlığını muhaliflikle eşdeğer görüyorlar. Ülkenin bekasını, insanımızın geleceğini ilgilendiren konularda bırakın hükümete destek olmayı, daha yıkıcı daha uzlaşmaz davranıyorlar. Öyle ki hükümete muhalefet etmekle millete ihanet etmek arasındaki o çok önemli çizgiyi dahi aşabiliyorlar. Son 17 yılda biz bunun örneğini defalarca gördük, yaşadık, tecrübe ettik."

Cumhuriyet mitingleri sırasında "Ordu göreve" denildiğini ve bu şekilde pankartlar asıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kimdi bu? CHP. 2007 cumhurbaşkanlığı seçiminde milleti tehdit eden, Meclis'i tehdit eden vesayetçilerin ağzıyla konuşan bir CHP gördük. Türkiye'nin iktidar partisinin kapatılması için mahkemeleri göreve çağıran, 'Ankara'da yargıçlar var' diyen bir muhalefet partisine şahit olduk. Gezi olaylarında polisimize kurşun sıkan, caddeleri yakıp yıkan, esnafın malına, mülküne saldıran çapulcuları baştacı eden bir CHP gördük. 17-25 Aralık darbe girişiminde 3 ay boyunca miting meydanlarında Fetöcü alçakların sözcülüğünü yapan bir muhalefet partisi gördük. Çukur eylemleri sırasında bölge insanına kan kusturan şehir eşkıyalarına 'cici çocuklar, arkadaşlar' diyerek canlı kalkanlık yapan bir CHP gördük.

Millet istiklaline canı pahasına sahip çıkarken, genel başkanı 15 Temmuz gecesi hainlerle anlaşıp tankların arasından kaçan, milletin mücadelesini Bakırköy Belediyesinde televizyon ekranında kahve yudumlayarak seyreden bir CHP gördük. 15 Temmuz destanına 'kontrollü darbe' iftirasıyla leke sürmeye çalışan bir muhalefet gördük. Zeytin Dalı Harekatı'nda milletvekilleri, CHP'nin, 'savaşa hayır' tivitleri atan bir muhalefete şahit olduk. Her röportajında ülkesini eleştiren, yabancılara ülkesini kötüleyen, Almanya'daki PKK destekçisi vekillerle poz vermeyi maharet zanneden bir Bay Kemal gördük. Yatırımlardan rahatsız olan, yasaklardan medet uman, terör örgütlerine umut bağlayan bir muhalefet partisi gördük."

"CHP günden güne daha çok savruluyor"

Millet, memleket hayrına ne iş varsa hepsini engellemeye çalışan muhalefet anlayışına son 17 yılda defalarca şahitlik ettiklerinin altını çizen Erdoğan, "Atalar 'can çıkar ama huy çıkmaz' diyor. Bütün dostane ikazlarımıza rağmen maalesef CHP'deki bu muhalefet anlayışı bir türlü değişmiyor. Yöneticiler değişse de CHP'nin antidemokratik, darbe sever karakteri hep yerinde kalıyor. Bırakın kendine çekidüzen vermeyi CHP günden güne daha çok savruluyor, muvazeneyi çok daha kaybediyor." dedi.

Vatandaşlara alana kurulan dev ekranlarda HDP'li yöneticilerin açıklamalarını izleten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Türkiye'de Kürdistan diye bir bölge var mı? Buyurun, ne diyor? 'Kürdistan'da biz kazanacağız'. Sen lütfen Türkiye'yi terk et, git, güneyde, Irak'ta Kürdistan Bölgesi var, oraya git. Ama Türkiye'de benim böyle bir bölgem yok. Bizim Güneydoğu Anadolu'muz var, bizim Doğu Anadolu bölgemiz var, bizim Karadeniz'imiz var, bizim Akdeniz'imiz var, bizim Orta Anadolu'muz var, bizim Ege'miz var ama bizim Kürdistan diye bir bölgemiz yok. Şimdi bunlar kimlerle beraber? Bunlar CHP ile beraber. Kimlerle beraber? Adı sözde İYİ Parti olanlarla beraber. Diyorlar ki 'Bizim onlarla alakamız yok'. Nasıl yok? Beraber liste çıkarıyorsunuz. İşte, ne diyor? 'Batı'da AK Parti'ye, MHP'ye kaybettireceğiz', onlar kazanacaklarmış. 31 Mart akşamı hepsi bir olsun, toplansınlar. İnşallah benim aziz milletim bunları paketlemek suretiyle sandığa gömecek. Ben buna inanıyorum."

"Cumhur İttifakı'nı pazara kadar değil mezara kadar taşıyacağız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı'nı pazara kadar değil mezara kadar taşıyacaklarını söyledi.

Meydandakilerden vatan ve millet düşmanlarına sandıkta gereken cevabı vermelerini isteyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"CHP'nin tavrı en çok da Türkiye'nin politikalarından rahatsız olan çevreleri, kimi komşu ülkeleri sevindiriyor. Çok enteresan dün Mısır'da bir toplantı vardı. Avrupa Birliği (AB) ile darbeci Sisi'nin davetlisi olan Arap Ligi mensupları bir araya geldi. AB, idama karşıdır. İdam, AB ülkelerinde yasaktır. AB üyesi ülkelerde idam yasak olduğu halde başa geldikten bu yana 42 insanı idam eden, geçen hafta da 9 genci idam eden Sisi'nin davetine katılan bu AB üyesi ülkelerinde demokrasiden bahsedebilir misiniz? Bunlarda hak ve özgürlüklerden bahsedebilir misiniz, bunlarda insan haklarından bahsedebilir misiniz? Bunları anlamak mümkün değil. AB samimi değil, bize karşı samimiyetsizlikleri neyse, işte dünkü olay da aynen bunun bir ifadesidir. Ne yaparlarsa yapsınlar, yaptıklarıyla tarih boyunca bunlar anılacaklar."

"Bunun adı basiretsizlik, ferasetsizlik değil de nedir"

CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de yürüttüğü doğalgaz arama faaliyetleriyle ilgili TBMM'ye soru önergesi verdiğini anımsatan Erdoğan, Başarır'ın önergesinde "Türkiye'nin 2 milyar doları Akdeniz'in derin sularına gömeceği" iddiasında bulunduğuna dikkati çekti.

CHP'li milletvekilinin "Bir kova bile petrol çıkmadı." diyerek bölgede gerçekleştirilen aramalarla ilgili hazımsızlığını dile getirdiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"CHP'linin önergesi, Türkiye'nin petrol arama faaliyetlerinden rahatsız olan Yunan medyasına arayıp da bulamadığı fırsatı verdi. Burada dillendirilen tezler üzerinden Yunan gazeteleri, hemen Türkiye'nin Akdeniz'de yürüttüğü çalışmaları karalamaya, kötülemeye başladılar. Bunun adı gaflet değilse nedir? Kendi vatanına, kendi milletine ihanettir. Bunun adı basiretsizlik, ferasetsizlik değil de nedir? Sırf muhalefet yapmak adına ülkemizi böyle bir duruma düşürmeye, Türkiye'nin rakiplerine bu tür kozlar vermeye kimin hakkı var."