Erciyes ve ekolojik planlama
KAYSERİ'DEN / Mahmut SABAH
Eteklerinde bahçeler bağlar, ışıl ışıl dereler kucaklar sizi. Sonra yüksekten uçan kuşlarla, kar bakışlı kartallarla, karlı ve de sisli yamaçlarla bir akrabalık belirir aranızda. Yükseklerine çıktıkça, deli bir rüzgar, sonra yağmur damlaları ya da kar taneleri çarpar yüzünüze. An gelir bulutlar arasında kaybolursunuz. An gelir yaşadığınız dünya ile bağlantınız kopar. Soluk alıp, verişiniz bile değişir.
Akşam olup da bulutların arasından yıldızlar çıktığında ise bir yalnızlık duygusu kaplar benliğinizi. Ardından başka yıldızlar doğar içinizde. Sonsuz bir huzurla dolar ruhunuz. Bir de bakmışınız, güzelliği karşısındaki hayranlığınız bir tutkuya, bir sevdaya dönüşüvermiş…
Bunlar, dağlar güzeli Erciyes'in el değmemiş geçmişinden belleğimize yansıyan duygu kırıntıları… Acaba Erciyes, bugünkü görüntüsüyle de böyle mi dersiniz?
Üzülerek belirtmeliyi ki; hayır!..
Şu bir gerçek ki, yasal boşlukları fırsata dönüştürmenin yollarını iyi bilenler, hem Erciyes'in hem de çevresindeki doğal zenginliklerin canına okudular. Erciyes ekolojik değerleri, yeraltı su kaynakları, krater gölleri, bitki örtüsü, mağaraları, yılkı atları, Sultan Sazlığı Kuş Cenneti ve de dört mevsim üzerinden karların eksik olmadığı, kendine özgü bir doğa harikası. Ne yazık ki Anadolu bozkırının ortasından yükselen bu doğal güzellik, yıllar önce 'turizmi teşvik' adına, kucağına itildiği çirkin yapılaşma illetinden yakasını bir türlü kurtaramıyor.
Büyükşehir belediyesi tarafından hazırlatılan 'Dağ ve Kış Sporları Turizm Merkezi Projesi' uygulama aşamasında. Keşke uygulama öncesi, otel niyetine orada yapılmış çok katlı beton yapılar elden geçirilerek, projeye uyum sağlayacak şekilde ıslah edilse ya da tamamen ortadan kaldırılsa idi. Keşke o yapıların yerine görsel güzelliklere ters düşmeyecek, doğaya uyumlu, dağ tipi mekanlar kurulsaydı… Bunu yaparken de keşke uygar ülkelerin benimsediği 'ekolojik planlama'lar örnek alınsaydı. Belki o sayede, hem kayıplar telafi edilmiş hem de anlamlı bir hizmetin gereği fazlasıyla yerine getirilmiş olurdu.
Erciyes Kayak Merkezi'nde çarpık yapılaşma 1980'li yıllarda başladı. Sonraki yıllarda etkinliğini sürdürünce, kayak pistlerinin yanı başında bile, iç karartıcı, soğuk yüzlü, beton binalar yükseliverdi. Kısacası dağın doruklarıyla yarışan, bilinçten yoksun bu görüntüler; umursamaz bir tavırla artık orda da saltanatını ekolojik değerler üzerinden, inatla sürdürmeye devam ediyor.
Umarım; 'master plan' uygulaması, Erciyes'teki 'kalıcı' duruşlu bu 'inadın' sonu olur.