Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çocukların öldüğü ve öldürüldüğü bir dünyada, hiç kimse masum değildir, hiç kimsenin can güvenliği yoktur" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

WASHİNGTON - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulu 69. dönem genel görüşmelerinin ilk gününde Genel Kurul'a hitap ediyor.

Erdoğan, "Çocukların öldüğü ve öldürüldüğü bir dünyada, hiç kimse masum değildir, hiç kimsenin can güvenliği yoktur, hiç kimse de sürdürülebilir barış ve refah içinde olamaz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:

"Çocukların öldüğü ve öldürüldüğü bir dünyada, hiç kimse masum değildir, hiç kimsenin can güvenliği yoktur, hiç kimse de sürdürülebilir barış ve refah içinde olamaz. Çocukların öldürülmesine, masum kadınların alçakça katledilmesine, halkın oylarıyla gelmiş iktidarların silah ve tanklarla devrilmesine seyirci kalanlar, sessiz kalanlar, tepkisiz kalanlar, bu insanlık suçuna alenen ortak olmaktadır" ​

“Filistin’de çocukların, kadınların hatta engellilerin katledilmesine tepki gösterenleri susturmak için bir takım yaftaların kullanıldığını da görüyoruz. Anında teröre destek vermekle suçlanıyorlar.

Basın özgürlüğü yok diye seslenenlerin Filistin’de öldürülen gazetecileri görmezden gelmesi dikkatlerden kaçmıyor. Mazlumlara yönelik çifte standart, çocukların katledilmesine yönelik kayıtsızlık tüm dünyada teröre oksijen sağlamaktadır. Uluslararası kurumlardan, BM’den umudunu kesen kitleler çaresizlik içinde terörün tuzağına düşüyorlar.

Irak’ta yaşanan kriz ülkem Türkiye başta olmak üzere bütün bölge ülkelerini etkilemektedir. Barış, huzur ve kardeşlik için Türkiye, Irak halkının yanında olmaya devam edecektir. Suriye meselesi de sınırları aşmaya başlamıştır. Bağımsız bir Filistin devletinin kurulması da insani bir sorumluluktur.

Artık icraata ihtiyacımız var. Laf zamanı olmaktan bu iş geçmiştir. Bir günde yüzlerce, binlerce insanın öldürüldüğü bir dünyada bizim konuyu konuşuyor olmamız da soru işaretlerini arka arkaya getirmektedir. Daha fazla insan ölmeden Birleşmiş Milletler ağırlığını sorunlara koymalıdır. Dünya, 5’ten büyüktür. Güvenlik Konseyi’nin Birleşmiş Milletler’i etkisiz hale getirmesi küresel vicdanın kabul edebileceği bir şey değildir. Tüm alınan kararlar bir ülkenin iki dudağı arasındadır.

İki bin kişi ölüyor, kimyasal silahlarla. Konvansiyonel silahlarla 200 bin kişi ölüyor. İki bin kişinin ölmesini suç telakki eden bir zihniyet, 200 bin kişinin ölmesini suç telakki etmiyor. Bu nasıl bir anlayıştır? Canlıların ölümüne neden olan her türlü silahın kullanılması suçtur.

Mısır’da halkın oylarıyla seçilmiş iktidar darbeyle indirilirken Birleşmiş Milletler’de ülkeler bulunu izliyor ve darbeyi yapan meşrulaştırılıyor. Birleşmiş Milletler doğruyu savunma konusunda çok daha cesur olmalıdır. Din adına terör kavramını hiçbir şekilde onaylamıyor, böyle bir kavramın dinlere saygısızlık olduğuna inanıyorum. İslam ile terörün yan yana kullanılması inciticidir.

Türkiye olarak bölgemizde barış ve refahın tesis edilmesi için yoğun bir gayret içindeyiz. Hiçbir ülkenin içişlerine karışmıyor, toprak bütünlüğüne saygı duyuyoruz.”