Erdoğan: Referandumdan 'evet' alırız

Başbakan, kendisinin Cumhurbaşkanlığına aday olmasıyla Parti Genel Başkanlığına da Numan Kurtulmuş’un geçirileceği iddialarını, "hayali şeyler" olarak değerlendirdi.Başkanlık sistemi için ise referandum halinde evet oyu alabileceğimize inanıyorum dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL– Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendisinin Cumhurbaşkanlığına aday olmasıyla Parti Genel Başkanlığına da Numan Kurtulmuş’un geçirileceği iddialarını, "Bunların tabi hepsi hayali şeyler" diye değerlendirirken, "Partimizin yetkili kurulları bu konuyla ilgili ne tür bir karar verirse bu karara uyulur. Partimizin derdiyle dertlenmeyenlerin bu konuda yapmış oldukları açıklamalar sadece durgun suyu bulandırmaktan başka bir şey değildir" dedi. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, özel uçak ANA ile saat 14.25’te İstanbul’a geldi. Başbakan Erdoğan’ı Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ile diğer ilgililer karşıladı. 
Başbakan Erdoğan, Atatürk Havalimanı’nda bir basın toplantısı düzenledi. Ziyareti hakkında bilgi veren Erdoğan, temaslarında öncelikle, bölgesel sorunları ele aldıklarını söyledi. Küresel sorunları da görüştüklerini ifade eden Erdoğan, Suriye, Irak, İsrail-Filistin ilişkileri ile Kuzey Afrika’daki gelişmeleri değerlendirme imkanını bulduklarını dile getirdi. Erdoğan, ayrıca Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik ilişkilerin de ziyaretinde ele alındığını ifade etti. 
Erdoğan, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. 2014 yılında 3 seçim yapılabileceği yönündeki açıklamalarının ve bu konudaki AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in dile getirdiği 3-8-11 formülünün anımsatılması üzerine Başbakan Erdoğan, "Genel Başkan Yardımcımın yapmış olduğu açıklamadaki tarihlerin neye dayalı olduğunu şu anda bilmiyorum. Ama bu Amerika’da yazılı ve görsel medyanın genel yayın yönetmenleriyle yaptığımız toplantıda sorulan soru üzerine böyle bir tarih tespiti ile değil de önümüzdeki yıl içerisinde eğer böyle bir şey parlamentoda kabul görürse üç seçim olabilir noktasından hareketle ortaya çıkan bir şeydir. Bu yeni anayasa ile alakalı olabilir, bunun yanında Cumhurbaşkanlığı konusu malum, zaten gündemde onun tarihi belli. Yerel seçim onun da tarihi zaten şu anda belli. Ama yeni anayasa ile ilgili bir değişiklik söz konusu olması halinde o zaman tabi ki bir referandum açılabilir. Bununla ilgili de bir üçüncü seçim gündeme gelebilir" diye konuştu. 

"BU OLAYIN KESİN BAĞLANTILARI VAR"

Reyhanlı soruşturması kapsamında şu anda toplam 18 gözaltının 12’sinin tutuklu olduğunu ifade eden Erdoğan, "Tutukluların içerisinde şu andaki ilk kanaatlere, elde edilen bilgilere bakılırsa, yani failler olma ihtimali çok yüksek. Tabi biz şu anda yargı kanaatini açıklamadığı sürece bu konuda ‘şu şudur’ diyemeyiz. Yargı kesin kanaatini açıkladığı zaman, ‘evet fail budur’ deriz. Bir de tabi bunların şu anda kendi itirafları üzerinden hareketle bazı kanaatler oluşmuş durumda. Temennim odur ki şu anda bunun diğer bağlantıları ortaya çıksın. Çünkü bu olayın kesin bağlantıları var, arkalarındaki uzantıları var, şu anda bilinenler var ama bilinmesi gerekenler de var. Şu anda gerek istihbaratımız, gerek yargıdaki süreç ortaya çok daha açık çıkaracaktır" dedi. 

"EĞER MUHALEFET PARTİLERİ KENDİLERİNİ KİLİTLEMEZSE…" 

Yeni anayasa çalışmaları kapsamında "Yeni anayasa dışında bir seçenek olarak, Mevcut anayasada değişiklikler öngören bir paket söz konusu olabilir mi?" şeklindeki bir soruya Erdoğan, şu yanıtı verdi: 
"Şimdi bazı değişiklikler öngören adım atılabilir ancak, burada da iki yol var. Bu yollardan bir tanesi 330’dur. Bir diğeri de anaysa değişikliğinde müşterek hareket edilmesi halinde, dayanışmaya gidecek muhalefet partisidir. Şu anda muhalefet bu işe sıcak bakmadığına göre o zaman sadece olsa olsa şu olabilir; eğer muhalefet partileri kendilerini kilitlemez de, bundan şunu açıkça kastediyorum; yani kendi milletvekillerini parti genel merkezlerini kilitlemez de serbest bırakırlarsa o zaman biz bir tasarıyı parlamentoya sunabiliriz. Bizim sunduğumuz tasarı, gerek kendi milletvekillerimiz gerek de muhalefet partilerinin milletvekillerinin serbest bırakılması halinde atılacak bir adımla belki referandum yolunu açabilir. Referandum yolunu açması halinde ben milletimden evet oyu alabileceğimize inanıyorum. Çalışmamız var ve bu çalışmamızı netleştirip böyle bir adımı da atabiliriz. Burada herhangi bir sıkıntı yaşayacağımızı zannetmiyorum ama önümüz açık. Şimdilik bizi işimize bakalım diyoruz ve Sayın Meclis Başkanımızın anayasa çalışmaları ile ilgili nihai kararı tabi önemli. O da parlamentonun şu anda dönem sonunu beklemek durumundayız. O karardan sonra da gerekli adımlar atılır." 

-"PARTİMİZİN YETKİLİ KURULLARI BU KONUYLA İLGİLİ NE TÜR BİR KARAR VERİRSE BU KARARA UYULUR"- 

Başbakan Erdoğan, "2014 yılında sizin Cumhurbaşkanlığına aday olacağınız, Parti Genel Başkanlığınaysa Numan Kurtulmuş’un geçirileceği konuşuluyor. Doğruluk payı var mı?" sorusuna, "Bunların tabi hepsi hayali şeyler. Sağır duymaz uydurur kabilinden şeyler. Sağır kardeşlerime tabi hakaret olmasın. Şimdi burada partimizi yetkili kurulları var, partimizin yetkili kurulları bu konuyla ilgili ne tür bir karar verirse bu karara uyulur. Partimizin derdiyle dertlenmeyenlerin bu konuda yapmış oldukları açıklamalar sadece durgun suyu bulandırmaktan başka bir şey değildir. Böyle bir şey de gündemimizde asla yok. Bunun vakti saati geldiğinde kim nereye aday olur veya kim nereye görevlendirilir, bizim partimizde biraz da bu ilkeler vardır. Partimiz yaptığı görevlendirmeyle de bu güne kadar hep başarılı olmuştur" cevabını verdi. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, kendisine yönelik kullandığı "diktatör" benzetmesine, "Böyle bir insanın bu tür yaklaşımlarını, açıklamalarını kaile almak Türkiye’ye zaman kaybettirmektir. Ben şu anda CHP’nin içine düştüğü duruma üzülüyorum. Çünkü Türkiye’de böyle bir muhalefet olmamalıydı. Zira demokrasi güçlü muhalefetlerle güç kazanır" şeklinde yanıt verdi. 
ABD ziyaretini tamamlayarak Türkiye’ye dönen Başbakan Erdoğan, Atatürk Havalimanı’nda bir basın toplantısı düzenledi. Ziyareti hakkında bilgi veren Erdoğan, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. 
Suriye gelişmeleri konusunda Türkiye’nin şu anda hangi noktaya geldiğinin sorulması üzerine Erdoğan, "Bunları daha çok ağırlıklı olarak uygulamada göreceğiz. Attığımız adımlarda göreceğiz ve bu konuyla ilgili olarak da şu anda bir çalışmanın içindeyiz. Bizim şu ana kadar yaptığımız çalışma ağırlıklı olarak lojistik destek istikametinde olmuştur. Bu lojistik desteğimizi de bu güne kadar nasıl sürdürdüysek aynı şekilde sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Bu kararlılığımız devam ediyor. Ama bu lojistik destekte dahi tabi ki dünyanın buna seyirci kalması doğru değil. Temennim o dur ki burada Amerika gibi ülkelerin lojistik desteğe onların da sahip çıkması muhalif güçleri daha da güçlü hale getirecektir. Bu seyahatimizde bunun da ipuçlarını gördük. Bundan dolayı isabetli bir ziyaret oldu diyebilirim" ifadelerini kullandı. 

-"EĞER TÜRKİYE’NİN ORADA ŞU ANDA HERHANGİ BİR SİLAHLI GÜCÜ VARSA BUNU ÇIKSINLAR AÇIKLASINLAR"- 

Türkiye’nin muhalif güçlere lojistik destek vermesinin dış müdahale olarak yorumlayanların bizzat Suriye’nin içinde savaşa katılanlar hakkında aynı yorumları yapmadığını söyleyen Başkana Erdoğan, "Orada sadece Hizbullah yok. Hizbullah dışında başka güçler de var. Şu anda bizzat Suriye’nin içinde bunlar savaşıyorlar, silahlı güçler olarak orada bulunuyorlar. Bunu neyle izah edecekler? Bunu en güzel şekilde yansıtması gereken yazılı ve görsel dünya medyasıdır. Bunu açıklaması lazım. Suriye’nin içinde hangi örgütler var veya hangi ülkelerin örgütleri var bunu açıklamaları lazım. Eğer Türkiye’nin orada şu anda herhangi bir silahlı gücü varsa bunu çıksınlar açıklasınlar. Lojistik destekse onu veriyoruz. Gerek şu anda ülkemizde 300 bine yakın insana verdiğimiz destek var. Gerekse sınır ötesindeki mağdur, mazlum insanlara verdiğimiz tüm gıda, ilaç, giyim gibi yardımlar var. Bunları yapıyoruz. Ama bunun dışında Türkiye ne Hizbullah’ın şu anda üstlendiği görevi ne daha farklı ülkelerden yine orada bulunanlarının yaptıklarını asla bu güne kadar yapmadık, yapmıyoruz" diye konuştu. 

-"BÖYLE ZAYIF BİR MUHALEFETLE DEMOKRASİ DE ZAAFA UĞRUYOR"- 

Başbakan Erdoğan, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun, kendisini diktatöre benzetmesine ise şu şekilde yanıt verdi: 
"Ben Kılıçdaroğlu’na cevap vermiyorum. Kılıçdaroğlu’na cevabımı, avukatlarım vasıtasıyla yargı ne diyorsa, hukuk devleti içerisinde onunla şu anda arıyorum, arayacağım. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanlığını yürüten bir insana bu ülkenin siyaseti içerisinde yer alan veya almayan hiç kimse katil sıfatını yakıştıramaz. Bizim zaten bu noktada abdestimizden şüphemiz yok ki namazımızdan şüphemiz olsun. Biz bu konularda rahatız. Bu ülkede kimin katil olduğunu, kimin katillerle işbirliği halinde olduğunu yargı ortaya çıkaracaktır. Yani adeta PKK yandaşlarını, DHKP-C örgütünün içerisinde olanları ve onların yandaşlarını savunan, onlarla ilgili çok açık net; ‘Ben de gider oraya üye olurum. Nerede o örgüt?’ diyen kişi Kılıçdaroğlu’nun kendisidir. Şimdi bu adam kalkmış bu tür hakaretlerde bulunuyor. Bakın gidiyor Avrupa’da, bizleri oraya şikayet etme yoluna gidiyor ve sosyal demokratların oradaki lideri durumunda olan Swoboda kendisine daha önce verdiği randevuyu iptal ediyor. Niye, ‘gelip buradaki tablonun önünde bir ülkenin başbakanı hakkında bu tür yakıştırmalarda bulunamazsınız’ diyor ve bu görüşmeyi iptal ediyor. Daha sonra ben iptal ettim diyerek orada da dürüst davranmıyor. Onun üzerine Swoboda çok daha geniş bir açıklama yapmak suretiyle işin aslını ortaya koyuyor. Böyle bir insanın bu tür yaklaşımlarını, açıklamalarını kaile almak Türkiye’ye zaman kaybettirmektir. Ben şu anda CHP’nin içine düştüğü duruma üzülüyorum. Çünkü Türkiye’de böyle bir muhalefet olmamalıydı. Zira demokrasi güçlü muhalefetlerle güç kazanır. Böyle zayıf bir muhalefetle demokrasi de zaafa uğruyor. Temenni ederim ki bu ülkede demokrasimizi daha da güçlendirecek güçlü muhalefetlere kısa zamanda kavuşuruz." 

-"OBAMA’NIN ÇİZGİSİ BU KONUDA NEDİR ONU DA SORMAK GEREKİR"- 

Erdoğan, bir gazetecinin "Basında sizin Obama’nın çizgisine yaklaştığınız yorumları yapıldı. Amerikanın Suriye konusunda Türkiye’yi yalnız bıraktığını düşünüyor musunuz?" şeklindeki sorusuna da şu cevabı verdi: 
""Sayın Obama’nın çizgisi bu konuda nedir onu da sormak gerekir o zaman. Eğer onu öğrenirsem bizim o çizgiye yanaşıp yaşamadığımız ortaya çok daha net çıkar. Kaldı ki benim Türkiye’de başbakanlık sürem 10 buçuk yıl oldu. Siyasette de 40 yılı aşkın bir sürem var. çekirdekten geliyorum. Kendimize ait olan çizgiyi de bu güne kadar değiştirmedik. O çizgimizi de aynen koruyoruz. Bu tür yaklaşımlarda bulunanların önce benim çizgimi daha iyi tespit etmeleri lazım. Ona göre bu tür açıklamalarda bulunurlarsa daha isabetli olur."