Erdoğan'a fahri doktora
Başbakan Erdoğan, Şanghay Uluslararası Araştırmalar Üniversitesi Türkçe Bölümü'nün açılış töreni'ne katıldı. Burada Başbakan Erdoğan'a fahri doktora unvanı verildi.
ŞANGHAY - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkler ve Çinliler, yaşadıkları coğrafyada medeniyet inşa etmiş, dünya bilimine, sanatına, insanlık tarihine önemli katkılar sağlamış milletlerdir" dedi.
27 yıl aradan sonra Çin Halk Cumhuriyeti'ne resmi ziyaret gerçekleştiren ilk Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olan Erdoğan, Şanghay Uluslararası Araştırmalar Üniversitesi Türkçe Bölümü'nün açılış törenine katıldı.
Tören öncesinde Başbakan Erdoğan'a, Şanghay Uluslararası Araştırmalar Üniversitesi Parti Sekreteri Vu Yoğfu tarafından fahri doktora unvanı verildi.
Erdoğan yaptığı konuşmada, kendisine tevdi edilen fahri doktora unvanından çok büyük memnuniyet ve heyecan duyduğunu ifade etti.
Fahri doktora unvanını Türkiye ile Çin arasındaki kadim dostluğun bir nişanesi olarak büyük bir gururla taşıyacağını dile getiren Erdoğan, resmi açılışı yapılan Uluslararası Araştırmalar Üniversitesi Türkçe Bölümü'nün hayırlara vesile olmasını diledi.
Öğrencilere başarılar temenni eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bugün açılışını yaptığımız Türkçe Bölümünün eğitim standartlarının en yüksek seviyeye çıkarılması için, Yunus Emre Vakfımız aracılığıyla, Şanghay Uluslararası Araştırmalar Üniversitesi'ne desteğimiz devam edecek.
Üniversitenizin, 30'dan fazla ülkede, 100'den fazla üniversite ile iş birliği içinde olduğunu öğrendim. Türkiye'deki üniversitelerle de böyle bir iş birliği geliştirmenizi arzu ettiğimi burada belirtmek isterim. Üniversiteler dışında, Türk dili ve kültürünün en doğru şekilde tanıtılmasını amaçlayan Yunus Emre Türk Kültür Merkezlerini en kısa zamanda ülkenizde açmak arzusundayız. Bu hedefimize, Çin Halk Cumhuriyeti'nde Türk Kültür Yılı olarak kutlanacak 2013 yılında ulaşacağımızı ümit ediyorum."
"Tanrı gibi, Tarkan gibi, uşak, ulak gibi kelimeler bizim ortak kelimelerimiz"
Türkiye ile Çin arasında fiziki olarak gerçekten uzun bir mesafe bulunduğunu belirten Erdoğan, Türkiye'nin bu uzun ve fiziki mesafeyi hiç önemsemediğini söyledi.
Türklerin, Çin'e yakın coğrafyalardan batıya göç ettiklerini kaydeden Başbakan Erdoğan, gerek tarihi eserler gerekse bilimsel çalışmaların bunu ortaya koyduğunu ifade etti.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sadece bilimin tespitleri değil, bugün dahi, dilimizdeki, mutfağımızdaki, kültürümüzdeki bazı ortak unsurlar, tarihte Çinlilerle Türklerin komşu olduklarını, iletişim içinde olduklarını ispat ediyor.
Bakınız, bir lisanda en temel kelimelerden biri 'su'dur. Bizim Türkçe'de 'su' olarak telaffuz ettiğimiz kelime, Çince'de, 'şui' olarak telaffuz ediliyor ve aynı anlama geliyor. Bu en temel kelimenin yanında, Türkçe'den Çince'ye yerleşmiş, Çince'den Türkçe'ye geçmiş çok sayıda ortak kelime bulunuyor. Tengri, yani Tanrı gibi, Tarkan gibi, uşak, ulak gibi kelimeler bizim ortak kelimelerimiz.
Her ne kadar farklı dillerde konuşmuş olsalar da Türk Halk Ozanı Yunus Emre ile büyük Çin düşünürü Konfüçyus'un dizelerine, düşüncelerine baktığınızda, aramızdaki kültürel yakınlığı daha net olarak görürsünüz. Dahası, Türkler ve Çinliler, yaşadıkları coğrafyada medeniyet inşa etmiş, dünya bilimine, sanatına, insanlık tarihine önemli katkılar sağlamış milletlerdir."
"Benzerliklerimiz tarihten ibaret değil"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Küreselleşen dünyada, dar kalıplarla düşünmek, dünyayı anlamayı zorlaştırdığı gibi, hoşgörüyü de maalesef ortadan kaldırıyor. Başka kültürlere, başka inançlara, başka milletlere, sadece hissiyatla bakmak, bilgi temelli değil, önyargı temelli bakmak, ne yazık ki barışa ve refaha değil, kopuşa ve çatışmaya hizmet ediyor" dedi.
Erdoğan, Şanghay Uluslararası Araştırmalar Üniversitesi Türkçe Bölümü Açılış Töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye ve Çin arasındaki benzerliklerin sadece tarihten ibaret olmadığını ifade etti.
Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Bugün de Çin ve Türkiye, küresel ölçekte birer siyasi ve ekonomik aktör olarak, bölgelerinde barışa, istikrara, huzur ve refaha önemli katkılar sağlıyorlar. Örneğin şu anda, Türkiye'nin müteahhitlik sektörü, dünyada Çinli müteahhitlerden sonra en fazla iş yüklenen sektör olarak başarılı bir şekilde faaliyet gösteriyor.
Küresel ekonomik krizde, dünyanın birçok ülkesi, bir çok gelişmiş ekonomi daralma yaşarken, Çin ve Türkiye rekor düzeyde büyüme kaydederek, dünyada birinci ve ikinci sırayı paylaşıyorlar. Türkiye ve Çin, farklı coğrafyalarda pek çok ortak noktaları olan, dünya için gerçekten önemli iki ülkedir. Son dönemde, bu ortaklığı güçlendirmek, işbirliğini ve iletişimi artırmak için yoğun gayret sarf ettik."
Çin Başbakanı Vın Ciabao'nun 2010 yılında Türkiye'yi ziyaret ettiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, bu ziyarette iki ülke arasındaki ilişkilerin stratejik ortaklık düzeyine çıkarıldığını ifade etti.
Erdoğan, "Çin Başbakanı'nın ülkemizi ziyareti esnasında, ticaret hacmimizi 2015 yılında 50 milyar, 2020 yılında ise 100 milyar dolara çıkarmayı hedeflemiştik. 2011 sonunda, karşılıklı ticaret hacmimiz 24 milyar doları aştı. İnanıyorum ki, 2015 ve 2020 hedeflerimize de kolaylıkla ulaşacağız. Bankacılık, finans, inşaat, enerji, madencilik ve altyapı alanlarında Türkiye her geçen gün daha cazip bir ülke konumuna yükseliyor. Çinli yatırımcıların da Türkiye'ye gelip burada yatırım yapmasından büyük memnuniyet duyuyoruz ve bunu da her zaman destekliyoruz" dedi.
"Dar kalıplarla düşünmek..."
Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmada, küreselleşmenin getirdiği yeni süreç hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bizim atasözlerimizde, deyimlerimizde, inançlarımızı ifade eden tavsiyelerde, Çin, her zaman uzak bir ülke olarak tasvir edilmiştir. Evet, Çin, tarih boyunca, Avrupa'dan, Ortadoğu'dan, Afrika'dan uzak bir ülke, uzak bir diyar olarak görüldü. Ama bugün, küreselleşen, küresel bir köye dönüşen dünyamızda, artık uzak kavramı anlamını çok büyük ölçüde yitirdi. Bugün artık, kendi sınırları içine kapananlar, dünyaya ilgisiz, kayıtsız kalanlar, dünyaya gözlerini yumanlar, kaybetmeye mahkumdurlar. Onun için sizlerden, dünyadaki gelişmeleri, dünya siyasetini çok yakından takip etmenizi özellikle rica ediyorum.
Küreselleşen dünyada, dar kalıplarla düşünmek, dünyayı anlamayı zorlaştırdığı gibi, hoşgörüyü de maalesef ortadan kaldırıyor. Başka kültürlere, başka inançlara, başka milletlere, sadece hissiyatla bakmak, bilgi temelli değil, önyargı temelli bakmak, ne yazık ki barışa ve refaha değil, kopuşa ve çatışmaya hizmet ediyor. Ne kadar uzakta olursa olsun, Afrika'nın hissiyatını, Balkanların, Ortadoğu'nun hissiyatını, orada yaşanan sorunları anlamaya çalışın. Dünyaya hiçbir zaman önyargı gözlüğüyle değil, hoşgörü gözlüğüyle bakmaya çalışın. Farklı dilleri öğrendiğiniz kadar, farklı kültürleri de öğrenmek için çaba gösterin."
"Yunus Emre, Mevlana ile Konfüçyus farklı dilde aynı özlemi..."
Erdoğan, yeni nesillerin bunu başardıklarında ve bu ortak bakış açısını tesis ettiklerinde, dünyanın bugünden daha farklı olacağını ve daha yaşanabilir bir hale geleceğini vurguladı.
Türk Halk Şairi Yunus Emre ya da Türk düşünürü Mevlana ile, Konfüçyus'un, farklı dillerde aynı özlemleri dile getirdiklerini ve dünyaya gönül gözüyle baktıklarını keşfedeceklerini anlatan Erdoğan, bu hoşgörünün kaybetmeye değil, kazanmaya götüreceğini ifade etti.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"2013 yılında Çin'de kutlanacak olan Türk Kültür Yılı'nın, farklı medeniyetlerin birbirini keşfetmesi ve anlaması noktasında çok önemli bir fırsat olacağına inanıyorum. Şanghay Uluslararası Araştırmalar Üniversitesi'nin değerli öğrencilerinin, özellikle de Türkçe Bölümü öğrencilerinin, medeniyetlerin bu buluşmasına önemli katkılar sağlayacağına yürekten inanıyorum. Şahsıma tevdi edilen doktora unvanından dolayı sizlere tekrar teşekkür ediyorum. Açılışını gerçekleştirdiğimiz Türkçe Bölümü'nün hayırlı olmasını diliyorum. Her yıl artan sayıda Türkiye'ye gelen Çinli turistler arasında sizleri de görmekten büyük memnuniyet duyacağımızı ifade ediyor, hepinize başarılar diliyor, sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.
Erdoğan'a, "Memleketim" şarkısı sürprizi
Erdoğan konuşmasının ardından, Çinli bir öğrencinin Türkçe yönelttiği soruyu yanıtladı.
Erdoğan, "İki ülke gençleri birbirlerini anlasınlar diye Türkiye'nin ne gibi planları var?" sorusuna, "Türkiye'de de Çince bölümler açılmaya başlandı. İki ülke arasındaki öğrenci değişimi ülkelerimiz arasındaki dayanışmayı da artıracaktır. Bu halklarımızın kaynaşmasına çok önemli katkıda bulunacak. Kültürel ilişkilere çok önemli katkıda bulunacak. Yatırımların istikrarlı olarak devamına çok önemli katkı sağlayacak. Siyasi, askeri, ekonomik, kültürel alanda işbirliği yaptığımız Çin ile Çince ve Türkçe bilen elemanlara ihtiyacımız olacak. Karşılıklı bu alt yapıyı oluşturuyoruz, oluşturacağız" yanıtını verdi.
Başbakan Erdoğan konuşmasını Çince'de "teşekkür etmek" anlamına gelen "şie şie" diyerek tamamladı.
Erdoğan, Şanghay Uluslararası Araştırmalar Üniversitesi'nin Türkçe Bölümü'nün açılışını da gerçekleştirdi. Türkçe bölümü öğrencileri Erdoğan'a sürpriz yaparak "Memleketim" şarkısını söylediler. Öğrencilerin sürprizinden oldukça mutlu olan Erdoğan da şarkıya eşlik etti.
(AA)