Erdoğan'dan 'soykırım' çıkışı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim üzerimizde soykırım diye bir leke, gölge söz konusu değil. Türkiye'nin böyle bir vebali asla kabul etmesi mümkün değildir" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan'a hareketi öncesinde Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Erdoğan, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarıyla ilgili, "Avrupa Birliği Parlamentosu bugün ne tür bir karar alır bilemem. Hangi tür kararı alırsa alsın, bir kulağımızdan girer, öbür kulağımızdan çıkar. Çünkü Türkiye'nin böyle bir vebali, böyle bir suçu asla kabul etmesi mümkün değildir, bunu bir defa herkesin bilmesi lazım." şeklinde konuştu.

Üzerimizde soykırım diye bir leke yok

"Bizim üzerimizde soykırım diye bir leke, gölge söz konusu değil" diyen Erdoğan, "Benim ülkemde 100 bine yakın Ermeni vatandaşımız var. Onlara karşı farklı, olumsuz bir muamelemiz oldu mu?" ifadelerini kullandı.

"Devletin raporlarıyla ilgileniyorum"

HDP'nin Ağrı'daki çatışmayla ilgili görevlendirdiği heyetin raporunda, "devletin ateşkesi ihlal ettiği", "valiliğin provokasyonu hazırladığı" yönünde ifadeler bulunduğunun belirtilmesi üzerine Erdoğan, "O raporlarla ben pek ilgilenmiyorum. Devletin kurumlarının bana verdiği raporlarla ilgileniyorum" diye konuştu.

Devletin kurumlarının raporlarına göre kayıtlar, görüntüler ve fotoğraflarla her şeyin önlerinde olduğunu ifade eden Erdoğan, "Onların anlattığı gibi televizyonlarda dinlediğimiz kadarıyla, böyle bir şey asla söz konusu değil" dedi.

Erdoğan, devletin tüm kurumlarının, gerek polis gerek asker gerek jandarma tüm güvenlik güçlerinin, ülkenin dört yanında her an istim halinde olmasının görevleri olduğunu belirterek, "Bu, Diyadin'de de olsa böyledir, Edirne'nin en ücra köşesinde de olsa böyledir. Bunları yerine getirmek durumundadır. Her an istim halinde olması lazım" diye konuştu. 

Alınan istihbarat uyarınca askerin görevini yaptığını ve tedbir aldığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti: 

"Tedbirini alan askerlerimize ilk silahlı müdahale bölücü terör örgütü tarafından gelmiş, ilk etapta biri ağır olmak üzere dört askerimiz yaralanmıştır. Dört askerimiz yaralanırken ne yapacaklar? Sessiz mi kalacaklar? Gereken cevabı vermeyecekler mi? Gereken cevabı verdiler ve beş bölücü terör örgütünün elemanı öldü, onlardan da bir yaralı var. Biz yaralılarımızı orada bırakmışız, yaralılarımızı da partilerinin mensupları alıp gelmiş. Böyle bir şey söz konusu değil. Fotoğraflarda, bütün çekimlerde hepsi. Helikopterler defaatle almak için gittiler, helikopterlerimizden birini de taradılar ve çekilmek zorunda kaldı. Bunların çözüm süreci diye bir derdi yok. Bunların bu ülkede refah, huzur diye bir derdi yok. Biz bunları 6-7-8 Ekim olaylarında çok daha yakından tanıdık. Son olay olarak söylüyorum. Ve 7 Haziran seçimleri yaklaşıyor. 'Acaba biz seçimi, barajı nasıl garantiye alırız' diye yine terör estirmeye ve baskı oluşturmaya başladılar. Bu baskılarla birlikte de kendileri için bir zemin oluşturmanın gayreti içindeler. Olay budur.  

Nitekim Eş Başkan olarak meydanda dolaşan zat, şahsıma da meydan okumalar yapıyor, iktidara da meydan okumalar yapıyor. Sen işine bak. Önce bir siyasi partinin başı olarak yapman gerekeni yap. Bakıyoruz ki işin arkasından ne yazık ki kendileri çıkıyor. 'HDP'liler yaralıları kurtardı' dediğin zaman kendini ele verirsin. Bunun alternatifi de orada söylenir. Nedir bunun alternatifi? Sivil köy korucularının olduğu vatandaşlarımız da devreye girmiştir ama aslolan askerlerimiz, jandarmalarımız yaralılarımızı kurtarmıştır. Olayın aslı budur." 

Bu konularda ilginizi çekebilir