Erdoğan'dan Sırrı Sakık'a tepki

Başbakan Erdoğan, "Barışı egemen kılacaksak, karşılıklı saygıya dayalı olarak kuracağız. Ama bundan bihaber olanlar, bu işi sadece dilinde yaşayanlar bunu halka yaşatamazlar" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA -  Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Dünya Çevre Günü” nedeniyle düzenlenen "Katı Atık Düzenli Depolama Tesisi Toplu Açılış Töreni”ne konuşma yaptı. Başbakan Erdoğan konuşmasında, Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık’a  tepki gösterdi. Kazım Karabekir’in adını caddeden kaldıracağını bildiren Sakık’a, "Bu karşı atakları getirir. O tabelanın daha büyüğünü, daha görkemlisini, daha kalıcısını millet getirir yarın oraya yeniden diker. Sen tabelayı bırak, hizmetine bak" diyen Erdoğan, barış sürecine de değindi ve "Barışı egemen kılacaksak, karşılıklı saygıya dayalı olarak kuracağız. Ama bundan bihaber olanlar, bu işi sadece dilinde yaşayanlar bunu halka yaşatamazlar" ifadelerini kullandı.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

"Avrupa Birliği müktesebatındaki standartları hayata geçirdik. Sadece betondan asfalttan olan şehir, ruhu olmayan mekanik bir şehirdir. Amacımız şair, ressam ve bestekarlara ilham verecek şehirler inşa etmek.

Şehrin silueti gecekondulardan oluşuyordu. Şehrimizin temizliğini ele aldık, çöp dağlarını ortadan kaldırdık. Bazı gazeteler maske dağıtıyordu. Belediye başkanlığı dönemimde doğalgazı evlere taşımak suretiyle 1 milyon 200 bin haneye doğalgazı taşıdık. İstanbul’u hava kirliliğinden kurtardık. İstanbul susuzdu. Dağları delerek İstanbul’un su sıkıntısını gidermenin gayreti içine girdik. İstanbul ağaçlarıyla, çiçeklendirme çalışmalarıyla örnek bir şehir haline geldi. Ankara da örnek bir şehir haline geldi.

Katı atık depolama tesisi ve atık su arıtma tesisi sayılarını artırıyoruz. Atık suyu da arıtma yaparak kullanma yoluna gideceğiz. Tek damla suyun arıtılmadan derelere bırakılmasının önüne geçeceğiz. Ergene Nehri’ndeki kirliliği kökten çözüyoruz. Siyasi ayrımcıları fırsat vermeden projeyi hayata geçiriyoruz. CHP’li belediyelerin yapmadığı atık su arıtmasını biz yapıyoruz.

"Kazım Karabekir'i dert edinmişler..."

Ağrı'da belediyecilik konusunda vereceği hizmetlerle, geliştireceği projelerle gündeme gelemeyenler Kazım Karabekir'i dert edinmişler şimdi onunla uğraşıyorlar. Erzurum'u, Kars'ı, Ağrı'yı düşmandan kurtaran orduya komutanlık eden Kazım Karabekir'in ismi her şeyden önce milletimizin gönlüne, kalbine kazınmıştır. Bir taraftan beldenin veya köyün ismi Türkçe mi Kürtçe mi olsun, bununla mücadele verirken öbür taraftan kalkıp da bizim tarihimize mal olmuş böyle bir ismin sokak tabelasını kaldırmakla milletin gönlündeki izi, muhabbetini mi sileceğini zannediyorsun? Bu karşı atakları getirir. O tabelanın daha büyüğünü, daha görkemlisini, daha kalıcısını millet getirir yarın oraya yeniden diker. Sen tabelayı bırak, hizmetine bak.

Çözüm süreci

Kalkıp da 'devlet terörü' ifadesini kullananların bizden tebrik beklemeleri de hiçbir zaman hakkı olmayacaktır. Şu anda bu devletin başında Başbakan olarak Tayyip Erdoğan var. Biz, bu ülkede eğer barışı egemen kılacaksak, karşılıklı saygıya dayalı olarak kuracağız. Ama bundan bihaber olanlar, bu işi sadece dilinde yaşayanlar bunu halka yaşatamazlar.

Bir yandan ağızlarından çözüm sözünü düşürmeyip, bir yandan da çözümü sabote edecek her şeyin içinde, arkasında yer alanlar aslında kendi kendilerini bitiriyorlar. Acıdan, ölümden, kandan, çatışmadan beslenenler gıdaları kesilince şaşkın şekilde yalpalamaya, sağa sola çarpmaya başladılar.

Meselelerimizi şiddetle değil, siyasetle çözmeye uğraşırken, yol kesenlerin söyleyecek sözü kalmamaştır demektir. Diyarbakır'da oturma eylemi yapan çocukları kaçırılmış annelere şu çirkin iftirayı yapanlara bakın 'Onlar MİT tarafından para vermek suretiyle oraya getirilen annelerdir' diyorlar. Böyle bir hakaret olabilir mi, böyle edep dışı bir yaklaşım olabilir mi? İşte cevabı onlar bizzat kendileri verdi. Çok çirkin bi şey. Bunlarda her numara var. takiye var, yalan var, iftira var, her şey var. Bütün bunlara karşı benim milletim uyanarak, gereken desteği bize vermek suretiyle, onların da inanıyorum ki testisi zaten yolda kırılacaktır.

Oradaki çevre katliamını kimsenin unutması mümkün değil. Taksim ve Dolmabahçe’de yaptıkları çevre katliamı ortada. Bunların çevre derdi yok. Biz yapılan provokasyonların amacını biliyoruz.

"Yol kesmek günlük mesai oldu"

Allah aşkına elinde molotoflarla, kilit taşlarını sökenler, cam çerçeve indirenler, polis çevrecilikten bahsedebilir mi? Bunlar için adeta günlük mesai haline geldi. Daha yeni, bakıyorsunuz polis araçlarını yakıyorlar, deviriyorlar. Adeta bunlar için günlük mesai haline geldi bu. Yolları kesiyorlar, yollarda, işi gücü yok kanal açıyorlar 'araçlar geçmesin' diye. Bunlar terörist mi desek, eşkıya mı desek, yol kesen mi desek, her şey var bunlarda. Destekledikleri siyasi partinin de bunlardan zaten anlayış itibarıyla farkı yok.

Bu konularda ilginizi çekebilir