Erdoğan'ın iktidarındaki çatlaklar Washington'u sarsıyor
İsrail, İngiltere, Rusya ve Alman kaynaklar Gezi Parkı olaylarını yorumladı.
TEL AVİV – İsrail’in istihbarat örgütlerine yakınlığı ile bilinin Debka sitesi, Gezi gösterilerine ilişkin “Erdoğan’ın iktidarındaki çatlaklar Washington’u sarsıyor” iddiasında bulundu.
Debka sitesi, “Erdoğan iktidarındaki çatlaklar, Washington’u sarsıyor" dedikten sonra "Türk mayası, İran’a sıçrayacak mı?” sorusunu da sorarken “Türkiye’ye yayılan azgın kargaşanın hedefi olan Başbakan Tayyip Erdoğan, aynı zamanda Başkan Barack Obama’nın Müslüman dünyasında başlıca müttefiki” de dedi.
Financial Times: Erdoğan'ın çoğulculuk sorunu var
Gezi gösterileri ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın buna yönelik tutumu, Financial Times gazetesinin başyasısına konu oldu. Erdoğan’a yönelik ağır eleştirilere yer verilen başyazısında Erdoğan için “Bir kurban gibi hareket ekmekten vazgeçip devlet adamı gibi davransın” gibi ifadeler kullanıldı.
Financial Times, “Hogörüsüzlük, Erdoğan’ın çözülüşünün nedeni olabilir” gibi ağır bir başlığını kullandığı başyazısında “Türkiye’nin Başbakanının çoğulculukla bir sorunu var” savını da spota çıkardı.
İstanbul’un merkezinde bir parkı savunmak amacıyla birkaç yüz kişinin yaptığı bir protesto eyleminin “birkaç saat içinde kenti sarsıp vahşi yangın gibi tüm ülkeye yayılmasının Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’si konusunda birçok şeyler anlattığı” yorumunu yapan FT, gösterilerin, Başbakanın “artan otoriter davranışı olmazsa, ulusal boyuta ulaşmış olmayacağını” savundu.
BBC: Eylemler kültür çatışması
BBC'nin haber programı Newsnight editörlerinden Paul Mason, Taksim eylemini "bir kültür çatışması" olarak niteledi. Mason, Taksim'den Tim Wilcox ile yaptığı canlı bağlantıda “Şu anda Taksim Meydanı'nın kıyısındayım çünkü havada esrarengiz şekilde ağır bir göz yaşartıcı gaz bulutu var. Bu meydanın uzunluğu yaklaşık yarım kilometre kadar ve her tarafında ben de dâhil, insanlar gazın etkisinden muzdarip” diye anlattı.
Eylemcilerin Başbakan'ın “hassas uzlaşma dengelerinin devamlılığını sağlama becerisini yitirdiğini” düşündüklerini ifade eden Mason, şöyle devam etti:
“Yani patlamaları görebiliyor olun olmayın- çünkü genelde polisin kaçan insanlara bunları hâlâ attığını görebiliyorsunuz- bu bulut farklı ve bir saati aşkın süredir durum böyle. Ben, bu duman başladığında oradaydım ve bizzat o aşamada insanların tamamıyla barışçıl olduğunu söyleyebilirim. Meydanda bir vaka yoktu. Dolayısıyla sonuç, etrafta dolanan, iyi huylu bir protesto gününün parçası olmanın tadını çıkaran annelerin, çocukların, her türlü insanın gaz yemesi oldu.”
Paul Mason, Arap Baharı ile yapılan karşılaştırmalara değinirken de “Temel sorun şu: Türk toplumunun iki yakası var. Biri, herhangi bir seçimde yüzde 30-40 dolaylarında oy alan ve son derece parçalı yapıda olan laik, liberal kanat... Bir de Erdoğan'ı destekleyen ılımlı İslamcılar var ki, her seçimi kazanıyorlar...” dedikten sonra şu izlenimini anlattı:
“Buradan Meydan'a baktığımda aşağıda İngiltere'de, Birmingham, Londra, Glasgow'da herhangi bir Starbucks'ta görebileceğiniz insanlar görüyorum, çağdaş, laik, eğitimli, genç, hem de büyük oranda genç insanlar... Dahası meydandakilerin yüzde 50'sinden fazlasının da kadın olduğunu söylemeliyim. Yani başka bir deyişle bu bir kültür çatışması; dikkate değer bir viraja giren bir kültür çatışması…”
BBC Editörü Mason, “Başbakan Erdoğan'ın parti mensuplarının böyle insanlarla bir çatışmaya hazırlandığına ilişkin, gayet inandırıcı haberler duyuyorum” derken de “İşte asıl endişe verici olan böyle bir şey olur, özellikle de düşük yoğunluklu toplumsal çatışma halinde bir ülke görmek istemeyen Türkiye'nin doğal müttefikleri açısından..” yorumunu da yaptı.
Göstericiler için “üçte birlik bir bölümü şehirli yoksul diyebileceğimiz kesimden, futbol taraftarları, formalarıyla gelmiş erkekler mesela... Diğer üçte ikilik kesimse, kesinlikle iyi eğitimli ve orta sınıf... Ve hepsinden 'Erdoğan gitmeli' sözünü duyuyorsunuz” ifadelerini kullanan Mason, değerlendirmelerini, “Ben açıkçası burada öyle çok sayıda terörist ya da aşırılık yanlısı göremiyorum” sözleriyle noktaladı.
Türkiye uzmanı Alman: Erdoğan puan kaybetti
Merkezi Berlin’de olan Alman düşünce kuruluşu Bilim ve Politika Vakfı’nın Türkiye uzmanı Günter Seufert, Gezi gösterilerini, “Son aylarda biriken, öfke ve hayal kırıklığı gibi birçok şeyin patlaması" olarak değerlendirdi. Gösterilerin Başbakan Erdoğan’ı istifaya zorlayacağını sanmadığını ifade eden Seufert, buna karşın “Seçimlerde mutlaka bunun cezası çıkacaktır” iddiasında bulundu.
Günter Seufert, Deutsche Welle’nin sorularını yanıtlarken Gezi gösterileri için "Bence burada, son aylarda biriken, Erdoğan'ın muamelesine yönelik öfke ve hayal kırıklığı gibi birçok şeyin patlaması yaşandı” şeklinde konuştu.
Arap Baharı ile yapılan karşılaştırmaları paylaşmadığını söyleyen Seufert, “Sizce bu gösteriler hükümetin izlediği politikada bir değişikliğe yol açacak mı?”sorusuna ise şu karşılığı verdi:
"Ben başta göstericilerin halkı değil de onun bir kısmını oluşturduğunu düşünmüştüm. Ama bence protestoların boyutu o kadar büyük ki, 1930’lardaki Kürt isyanını saymazsanız, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde İstanbul'da şimdiye dek böylesi görülmedi. 43 kentte insanlar sokağa döküldü. İstanbul’da kitleler Boğaz Köprüsü’nde yürüdü. Aynı anda şehrin pek çok semtinde birden polisin konuşlanması gerekti. Bu biçimde bir protesto daha önce görülmedi ve o nedenle bence hükümet, kesinlikle bunu ciddiye alacaktır."
Günter Seufert, gösterilerin Erdoğan’ı istifaya zorlayacağını sanmadığını belirtirken “Ama gelecek yıl yapılacak yerel seçimlerde yeniden mutlak çoğunluğu kazanma şansı tabii ki epey zayıfladı. Ayrıca bu seçimlerde partisinin konumu da kesinlikle kötüleşti. Seçimlerde mutlaka bunun cezası çıkacaktır” görüşünü de öne sürdü.
Rusya: Yorum yok
Rusya Devlet Başkanlığı Sözcüsü Dmitriy Peskov, Türkiye’deki "karışıklıkların Rusya ile görüşülmesini gerektirmeyen bir iç meselesi olduğunu" belirterek herhangi bir yorumda bulunmayı reddetti.
Dmitriy Peskov, Rus televizyon kanalı Dojd’a yaptığı açıklamada Gezi olayları için “Bunu hiçbir şekilde yorumlamayacağız” derken “Bu Türkiye Cumhuriyeti’nin iç meselesi” sözlerini kullandı. Preskov, Rusya’nın Sesi tarafından yansıtılan değerlendirmelerinde şöyle konuştu:
“Türkiye, çok yakın komşumuz ve bölgesel konularda ortağımızdır. Türkiye, geniş ekonomik ve yatırım bağlarımız olan ülkedir ve bu nedenle kesinlikle gelişen ve istikrarlı Türkiye’den yanayız. Bu durum, kesinlikle Türkiye’nin iç meselesi ve Rusya ile hiçbir görüşmeyi gerektirmiyor ve gerektirmez de.”