Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na 'erken seçim' yanıtı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun erken seçim çağrısına, "Tutturdu şimdi 'erken seçim' diyor. Seçimin zamanı belli zaten" yanıtını verdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısında konuştu. 

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun erken seçim çağrısıyla ilgili olarak, "Tutturdu şimdi 'erken seçim' diyor. Seçimin zamanı belli zaten. AK Parti iktidarlarında çıkmaz sokak olursa ki bu biliyorsunuz 7 Haziran'da olmuştur, koalisyon görüşmeleri vesaireler falan bir netice alınmayınca orada ne yaptık, eyvallah erken seçim. Ne oldu? Gittik erken seçime, rezil rüsva oldun. Yani bizim bunlardan korkmak diye bir derdimiz yok" dedi. 

"Türkiye'de ana muhalefet yok"

Türkiye'nin güvenlikten ekonomiye, her alanda tarihinin en önemli imtihanlarından birini verdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu süreçte en büyük üzüntülerimizden biri Türkiye'nin ana muhalefet gibi demokrasilerde çok önemli görev üstlenen bir makamının adeta boş durumda olmasıdır. Türkiye'de ana muhelefet yok biliyor musunuz?" dedi.

"IMF'ye borç var mı?"

Merkez Bankasının, göreve geldiklerinde 27,5 milyar dolar seviyesinde bulunan döviz rezervinin bugün 117 milyar dolara ulaştığına işaret eden Erdoğan, IMF'ye olan borcun da 23,5 milyar dolar olduğunu ve bu borcu da 2013'te sıfırladıklarını hatırlattı.

Erdoğan, "Şu anda IMF'ye Türkiye'nin borcu var mı? Yok. Neyi konuşuyorsun sen hala, hangi erken seçim? Bunlarla sen halkı aldatamazsın. Demokrasilerde zaman bellidir, vakit gelir çıkarsın, seçimi yaparsın. Sen şimdi ey Kılıçdaroğlu, çalış da 2019'un Mart'ına hazırlan. Bak ardından da kasım seçimleri var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Varsa yoksa kendi iç çekişmeleri, kendi iç meseleleri, onun dışında dünya yansa bunların umurunda değil. Haklarını da yememek lazım zaman zaman kendi fil dişi kulelerinden kafalarını şöyle bir çıkarıp, iki kelam ettikleri de olmuyor değil. Ana muhalefetin başındaki zat, geçtiğimiz günlerde bu şekilde kafasını kaldırdı ve lüftedip iki hususta görüş beyan etti. Önce 'Erken seçim için hodri meydan' dedi. Çok kabadayıdır biliyorsunuz. Ardından da 'Bu çağrıyı demokrasinin namusunu korumak için yapıyoruz.' dedi. Ne zamandan beri erken seçim demokrasinin namusu oldu? Önce sen bu namus kavramını bir öğren de meydana öyle çık. Yani ağızları açıldığı zaman bizim ahlak değerlerimize tamamen ters özelliklerle ortaya çıkarlar ve ondan sonra 'demokrasinin namusu' der. Eğer 'demokrasinin namusu' diyorsan tapu kadastro memurlarına hakaret olmasın ama onlara eğer desek ki 'Nikah kıyma yetkisi veriyoruz.' Bunlar 'evet' der ama müftülere nikah kıyma yetkisi deyince bunlar Anayasa Mahkemesine götürüyorlarmış."

"Adresi soruyorlar, Kağıthane diyemiyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, erken seçim çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu'nun seçim karnesine işaret ederek, "Erken seçim diyen bu zatın seçim karnesine şöyle bir bakıyoruz. Karşımıza çıkan manzara ne biliyor musunuz? 2009 yılında İstanbul'da Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'na aday olmuş, kaybetmiş." dedi.

Bu sırada salondaki bir vatandaşın "Oy bile kullanamadı" diye bağırması üzerine Erdoğan, "Güldürme beni ya, dur. Nasıl oy kullansın, adresi soruyorlar, Kağıthane diyemiyor, Kağıttepe diyor. Ondan sonra adresi bilmeyen seçim kartını alabilir mi, alamıyor. Onu da kaybetmiş." ifadesini kullandı.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"2010 yılında anayasa değişikliğiyle ilgili halk oylamasında 'Hayır' kampanyası yapmış, kendisi oy bile kullanamadı, orada da kaybetti. 2011 yılında milletvekili seçimine girdi, yine kaybetti. 2013 yılında emniyet, yargı darbe girişimine her türlü desteği verdi, yine kaybetti. 2014 yılında önce mahalli idareler seçimine sonra cumhurbaşkanlığı seçimine girdi, ikisinde de kaybetti. 2015 yılında iki ayrı genel seçime girdi, yine ikisinde de kaybetti. 2016 yılında 15 Temmuz gecesi darbeciler tarafından açılan yollardan bir yerlere saklandı. Neticeyi bekledi, orada da kaybetti. 'Cumhurbaşkanı bana haber verseydi, beklerdim.' diyor. Şecaat arz ederken sirkatin söylüyor. On binlerce insan havalimanına gelmiş, sormazlar mı 'Bu adamlar burada niye toplandı.' Ama tanklar orada, adamı gidiyor, tanklardaki subaylarla konuşuyor, tanklar çekiliyor, beyefendiye yol açılıyor. Ondan sonra da Bakırköy Belediyesi'ne gidip, orada kahve yudumlarken, bir taraftan da televizyondan darbe sürecini izliyor ve bu şahıs demokratlıktan bahsediyor. Senden demokrat olmaz. Senden olsa olsa darbecilere şakşakçı olur. Başka bir şey olmaz."

"Cevap vermek icap ediyor"

Bu yıl anayasa değişikliği halk oylamasında "hayır" kampanyasını yine kaybettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, değerlendirmelerine şöyle devam etti: "Derler ki tarihte bir şey iki defa gerçekleşirse ilki trajedidir, ikincisi komedidir. Şimdi bu zat tam on defa aynı akıbeti yaşamış yani kaybetmiş. Konyalıların deyimiyle hep kösülmüş. İyi mi? Kösülmüş. Dolayısıyla bu zatın durumu komedinin de ötesinde, kösülmüş. Fıkra diye anlatsanız insanlar gülmekten kırılır. Başarısızlık abidesi olarak dikseniz ziyaretçi rekoru kırar. Karşımızda o derece absürt bir portre var. Biliyorum ki sizler bu durumu ikrah ederek takip ediyorsunuz ama maalesef bu zatın taşıdığı unvan sebebiyle arada bir de olsa söylediklerine cevap vermek icap ediyor."

Türkiye'de seçimden kaçmayan, sandıktan korkmayan, her fırsatta milletine gitmeyi siyasetinin merkezine koyan bir parti varsa onun da AK Parti olduğunu belirten Erdoğan, seçimlerin zamanında yapılması prensibini, istikrar ve güven ortamını muhafaza etmenin bir gereği olarak hep savunduklarını ve uyguladıklarını söyledi.

Kasım 2002'de, "Türkiye'de artık seçimler bir istikrar zeminine oturacak ve yerel, genel bütün seçimleri zamanında yapacağız" dediklerini ve bunu gerçekleştirdiklerini anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Yani benim vatandaşım bilecek ki seçim şu senenin, şu ayında yapılacaktır. Bitti. Asıl demokrasi budur ama geçtiğimiz 15 yılda ülkemizin her kritik döneminde halk oylamasına giden de yine biz olduk. Tabii sırtında yumurta küfesi taşımayan, ülkesi ve milletine karşı hiçbir sorumluluk hissetmeyen bu zatın aklına geldikçe erken seçim demesinin sadece laftan ibaret olduğunu gayet iyi biliyoruz. Hatta bu zat şunu da söyledi, 'Yüzde 40'ın altına düşersem çekileceğim.' dedi. Çekildi mi? Niye? Akşam başka, sabah başka. Şimdi biz desek ki 'Hadi seçime gidelim.' İnanın bana kaçacak delik arar. Bak şimdi yarın yalnız bu lafımın üzerinden hemen bir şeyler söylemeye başlar. Söylesin. Halbuki biz ülkemizin ve milletimizin huzuru ve güveni, ekonomimizin gelişmesi ve büyümesi için orta ve uzun vadeli planlar yapacak şekilde önümüzü görmeye ihtiyacımız olduğuna inanıyoruz."