Ergün, otomotivcilerle buluştu

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, Otomotiv sektörü temsilcileri ile bir araya geldi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, "Hazırladığımız Otomotiv Strateji Belgesiyle, öncelikle canlı bir iç pazar oluşturmayı, daha fazla yabancı yatırımı ülkemize çekmeyi ve dünya ticaretinden daha fazla pay almayı hedefliyoruz" dedi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) Levent'teki binasında gerçekleşen Otomotiv Distribütörleri Derneğinin (ODD) 24. Olağan Genel Kurulunda konuşan Ergün, otomotiv sektörünün, üretimde, istihdamda ve ihracatta gösterdiği büyük başarılarla Türkiye'nin yüzünü ağartan sektörlerin başında geldiğini belirtti.

Ergün, otomotiv sektörünün üretim ayağının kendileri için önemli olduğunu dile getirerek, özellikle yurt içindeki piyasayı oluşturan satış, pazarlama, ithalat, satış sonrası hizmetler, tanıtım ve fuar gibi alanlara da aynı derecede önem verdiklerini kaydetti.

Hükümet olarak, otomotiv sektörünün yurt içi ve yurt dışı satışlarını artırmasına büyük önem verdiklerini vurgulayan Ergün, sektörün üretiminde yaşanacak artışların sürükleyici bir etki göstererek, diğer sektörleri de olumlu yönde etkileyeceğini bildiklerini ifade etti.

Bakan Ergün, kişi başına düşen milli gelirin, 2002 yılında 3 bin 311 dolar seviyesinde iken, 2008 yılında 10 bin 372 dolar seviyesine çıktığını ve bu alanda bir rekor kırıldığını anımsattı.

"Ekonomi tekrar pozitif büyüme ile tanışacak"

Yarın TÜİK'in 2009 yılının son çeyreğine ait rakamları açıklayacağını hatırlatan Ergün, küresel kriz nedeniyle 4 çeyrek daralan ekonominin tekrar pozitif büyümeyle tanışacağını anlattı.

Ergün, Türkiye'de 2002'de sadece 91 bin otomobil satışı yapılırken, 2009'da küresel krize rağmen 370 bin otomobil satışı yapıldığını belirterek, şunları söyledi:

"Ancak bu hızlı artışa rağmen, yakaladığımız seviyenin gelişmiş ülke standartlarının altında olduğunu ifade etmeliyim. Türkiye ekonomisi ile ilgili yapılan değerlendirmeler, Türkiye'nin uzun ve hızlı bir büyüme dönemine gireceğini gösteriyor. Daha önce özel sektörümüzle birlikte 27 çeyrek üst üste büyüyerek bir rekora imza atmıştık, yarın açıklanacak büyüme rakamının da yeni bir rekor sürecinin ilk adımı olacağına inanıyorum.

Bu büyüme süreci, milletimizin gelir düzeyine çok daha olumlu yansıyacak, nüfus içinde orta sınıfın payı artacak ve bu gelişmelerin etkileri otomobil satışlarına da muhakkak yansıyacaktır. Önümüzdeki dönemde, sektörün her sene için en az 500 bin otomobil satışı hedefiyle hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum. Zira bizim insanımız için otomobil önemli bir şeydir, gerekli şartları oluşan herkes otomobil almaya heveslidir. Yurt içi talepleri artırmada yüksek vergi oranlarının bir engel oluşturduğunu kabul ediyoruz, ancak talep artışlarını sadece vergi indirimlerine endekslemek de doğru değildir."

Kriz ortamında iç talebi canlandırmak için otomotivin de dahil olduğu bazı sektörlerde ÖTV indirimine gittiklerini anımsatan Ergün, bu indirimin de karşılığını aldıklarını kaydetti.

Ergün, normal süreçlerde, işlerin devlet teşvikleri yerine, plan ve projelerle yürümesinin doğru olacağını ifade ederek, bazı alanlarda yüksek olan vergi oranlarını daha makul seviyelere çekmenin, kendilerinin her zaman gündemlerinde olan bir konu olduğunu söyledi.

7 yıl boyunca bazı sektörlerde KDV indirimine gittiklerini, kurumlar vergisini indirdiklerini hatırlatan Ergün, tüm bunları ekonominin genel dengesini bozmayacak, güven ve istikrara zarar getirmeyecek şekilde yaptıklarını anlattı.

"Sektör yoluna kendi dinamikleri ile devam etmeli"

Nihat Ergün, vergi indirimlerinin zamanında ve yeteri miktarda olduğuna inandıklarını belirterek, artık sektörlerin kendi dinamikleriyle yollarına devam etmeleri gerektiğini vurguladı.

2009 yılında özellikle reel kesime kredi kanallarını açmadığı için eleştirilen bankacılık sektörünün, şimdi hem reel kesime hem de tüketicilere kredi açması için elverişli bir ortamın mevcut olduğunu ifade eden Ergün, sektörün satış sonrası süreçlere, servis hizmetlerine de daha fazla odaklanması gerektiğini düşündüklerini belirtti.

Ergün, tüketicilerin artık daha bilinçli hareket ettiğini ve satış sonrası hizmetlere büyük önem verdiğini dile getirerek, "Bu nedenle, servis sayılarının ve kalitelerinin artırılması, yaygınlaştırılması, hizmetlerin hızlandırılması, belki garanti sürelerinin artırılması gibi uygulamalar da yurt içindeki pazarın büyüme sürecini hızlandıracaktır. Bakanlığımızın yaptığı denetimlerde, servis ve satış sonrası hizmetlerle ilgili önemli sıkıntılar tespit ettik" diye konuştu.

Türkiye'de küçük sanayi sitelerinde çalışan çok sayıda oto tamircisi bulunduğuna işaret eden Ergün, gelecek dönemde bu küçük ve dağınık iş yerlerinin ortaklık kurularak birleşmesi gerektiğini anlattı.

Ergün, özellikle kamu alımlarında Türkiye'de üretilen araçların alınması konusunda özen gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Mart ayında kapasite kullanımının geçen yılın aynı dönemine göre 8,7 puan artarak yüzde 67,9'a ulaştığını belirten Ergün, 2010 yılı Mart ayında reel kesim güven endeksinin de bir önceki aya göre 5.2 puan artarak 110.6 seviyesinde gerçekleştiğini dile getirdi.

Nihat Ergün, yılın ilk ayına ait bütçe gerçekleşmeleri ve özellikle vergi gelirlerindeki artışların, gelecek adına umutları iyiden iyiye artırdığını vurgulayarak, ekonomi çevrelerinde, bu yılın ilk çeyreğinde çift haneli rakamlarda büyüme performansına imza atılabileceğinin ciddi bir şekilde konuşulduğunu kaydetti.

Ergün, otomotiv sektörünün, yaşanan küresel krize rağmen yıllık 2 milyon araç üretimi, 1.5 milyon araç ihracatı, 50 milyar dolar ihracat geliri ve 600 bin istihdam hedeflerini korumaya devam ettiğini belirtti.

Yeniden yapılanma

Otomotiv sektöründe kriz sonrası başlayan yeniden yapılanma sürecinin Türkiye için de önemli fırsatlar oluşturacağını vurgulayan Ergün, şöyle devam etti:

"Üretim merkezlerinde ciddi kaymaların yaşandığı bu dönemde verimli iş gücü, kalite seviyesi ve rekabetçi yapısıyla otomotiv sektörümüzün yeni bir rol üstleneceğine inanıyoruz. Otomotiv sektörünün Türkiye'deki gelişimine baktığımızda da ne yazık ki sektörün gelişimini sağlayacak enstrümanların önceden hazırlanmadığı gerçeğini görüyoruz. Bakanlık olarak, otomotiv sektöründe yolumuza belli bir programa göre devam etmek amacıyla, sektör temsilcilerinin de katılımını sağlayarak 'Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi'ni hazırladık. Belgeyi kısa süre içinde Ekonomi Koordinasyon Kuruluna ve daha sonra Yüksek Planlama Kuruluna sunacağız.

Hazırladığımız strateji belgesiyle öncelikle canlı bir iç pazar oluşturmayı, daha fazla yabancı yatırımı ülkemize çekmeyi ve dünya ticaretinden daha fazla pay almayı hedefliyoruz. Otomotivle ilgili katıldığım her toplantıda dile getiriyorum, Türkiye sadece montaj yapmakla yetinemez, bu ülke, kendi tasarım ve modellerini de hayata geçirmelidir. Bu nedenle strateji belgesinde, ülkemizin üretim merkezi ve Ar-Ge üssüne dönüşümü için gerekli mekanizmalara öncelik verdik. Tasarım doğrulama ve dayanıklılık, yol testleri için gerekli pistler, çarpışma test laboratuvarları ve rüzgar tüneli eksikliğini gidermek için test merkezleri kuracağız."

Ergün, son teşvik paketinde otomotiv sektörünü 12 büyük ve stratejik sektörden biri olarak belirlediklerini anımsatarak, bundan sonra yapılacak yatırımlarda yeni tasarımlara, yeni model ürünlere ağırlık verileceğini düşündüklerini ifade etti.

Elektrikli otomobiller

Gelecek 10 yıl içinde Avrupa'da satılan her 5 araçtan birinin elektrikli araç olmasının beklendiğini belirten Ergün, şunları kaydetti:

"Türkiye, bu dönüşüme de seyirci kalmayacaktır, bu yarışa da geriden başlamayacaktır, gerekli adımları önceden atacaktır. Strateji belgemizin en önemli vurgularından birisi, elektrikli araçlara ve bu araçların kullanımını yaygınlaştıracak düzenlemelere yöneliktir. Bu konuda gerekli mevzuat çalışmaları da Bakanlık bünyesinde devam ediyor. Bu konuyu önümüzdeki günlerde Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısında ele alacağız, daha sonra da sektör temsilcilerinin katılımıyla hem elektrikli araçları hem de sektörle ilgili diğer gelişmeleri ele alan bir toplantı yapacağız.

Türkiye'de 2011 yılında elektrikli araç üretimi başlayacak, bu araçların kullanımının birkaç yıl içinde hızla yaygınlaşmasını bekliyoruz. Önümüzde yeterli zaman var, dolayısıyla elektrikli araçlarla ilgili düzenlemeleri bu yıl içinde çok rahatlıkla tamamlayabiliriz. Özellikle şarj istasyonları ve motor hacmi olmayan bu araçların nasıl vergilendirileceği gibi konulara strateji belgemizde de yer ayırmış durumdayız. Biz de Bakanlık olarak, piyasadaki kalitesiz ürünlere yönelik denetimler gerçekleştiren piyasa gözetim ve denetim elemanlarımıza elektrikli araç tahsis etmeyi planlıyoruz. Elektrikli araçlara geçiş sürecinde piyasaya yeni araçlar girecek ve pazar büyüyecektir."

Bakan Ergün, bu süreçte, motorlu araçların elektrikli araçlara dönüşümüyle ilgili bir sürecin de yaşanacağını dile getirerek, bu noktada servislere büyük iş düşeceğini, servislerin bu konuda kendilerini hazırlaması gerektiğini sözlerine ekledi.