Erken seçim riski ve Fed endişeleri

7 Haziran seçimi sonrasında ilk başta gelen sert satışın ardından koalisyon kurulacak beklentisini satın alan piyasa, şu ana kadar partiler arasında yapılan görüşmeler ve parti liderlerinden gelen açıklamalar sonrasında AKPCHP arasında olası bir koalisyona ilişkin görüşmeler devam ederken, erken seçim ihtimalinin artmasıyla kar satışlarına ağırlık verdi. Tabii ki olası bir koalisyon da kısa süreli getirdiği rahatlamanın ardından son yıllarda büyüme ivmesini kaybeden ekonomide nasıl bir toparlanma getirebilir, yapısal reformlar sonunda devreye alınabilir mi gibi ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacaktır. Ancak şu an sadece seçim atmosferinden kurtulmak ve yılın geri kalanının da seçim belirsizliğiyle kaybedilmemesine odaklanılmış durumda.

Fed, piyasaları artırımı ne zaman yapacağımız değil artırımların hızı önemli noktasına getirdikten sonra Eylül ayındaki toplantısında ilk adımı atmaya hazırlanıyor. Yunanistan konusunda çözüme ulaşılması ve sorunun bir süreliğine de olsa rafa kalkmasının yanında, Çin piyasasında da getirilen uygulamalarla beraber sert düşüşün önüne geçilmesi Fed’in elini kendi ekonomisinin gidişatına göre karar alma yönünde rahatlattı. Fed Başkanı Yellen da son yaptığı sunumda ekonominin faiz artırımını kaldıracak güce ulaştığını belirtti. Gelişmekte olan ülke piyasalarında açıklamaların ardından son günlerde negatif reaksiyonlar görüyoruz, özellikle para birimlerinde artan volatilite tahvil piyasalarında ve endekslerde kırılganlığı artırıyor.

Tüm bu gelişmelerin üstüne bayram tatili sonrasında yaşanan terörist saldırıların eklenmesiyle jeopolitik risklerin de resme dahil olduğunu görüyoruz. TL varlıklar, global piyasalarda güçlenen dolar karşısında zayıf performans sergileyen gelişmekte olan piyasalar içinde dahi negatif yönde ayrışma eğiliminde. Dolar kuru yeniden 2,70 ‘in üzerinde ve endeks 80.000 sınırına geri çekilmiş durumda. Kısa ve orta vadeli risklerin arttığı bu dönemde riskler kontrol altında tutulmalı ve defansif tercihler değerlendirilmeli.