Eski yapılar ve Kayseri Kalesi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

KAYSERİ'DEN / Mahmut SABAH

[email protected]

 

Tarihi yapılara duyarlı bir dostum telefon etti. Belgesel çekimi için burçlarına 'haçlı bayrak' asılmasına, birkaç kendini bilmezin tepki göstermesiyle gündeme gelen Kayseri Kalesi'nden söz ederek, kale içindeki çarpık yapılaşmadan yakındı. "Dışıyla değil, içiyle ilgilenilmesi gerek. Bilginiz vardır; oradaki çirkin yapılar, ne zaman ortadan kalkacak" diye sordu.

 Zannedilir ki; her şeyi biz biliriz; yazınca da sorun kalmazÖ "Kale ile belediye ilgileniyor; oradan sor" diyecek olduk. Güldü ve "Sorduk sormasına da... 'Kimsin, niye soruyorsun?' denildi, sonra da telefon kapatıldı" diye yanıt verdi. Denilebilir ki, 'Şehrin çözüm bekleyen bir yığın sorunu var. Kenar semtler yazın toz, kışın çamurda yüzüyor. Yollar yamalı bohça, sokaklar delik deşik. İşi yok, adam kaleye takmış. Sana ne kaleden, kalenin içinden. Orasının ayrıcalığı mı var?'

Elbet ayrıcalığı var. Selçuklu hatırası, Döner Kümbet'ten, Şifaiye - Gıyasiye'den, Sahabiye Medresesi'nden başka, elimizde ne kaldı geçmişten?

Kayseri Kalesi, zamanın acımasızlığına direnerek ayakta kalabilen Türkiye'nin tek sitedal kalesi. Tarihi değerinin yanı sıra, ticari ve sosyal işleviyle de kent yaşantısına renk katma özelliğine sahip. Kaleyi kale yapan asıl özellik ise, çevresindeki tarihi doku ile bütünleşmesi ve de şehrin orta yerindeki görsel uygarlıklar şöleninin anıtsal ana unsurlarından birini oluşturması.

Sur diplerine çayır ekip, geceleri burçlarını aydınlatmak, kalenin korunmasına yetmiyor. Gerçek anlamda koruma yapılabilmesi için, tarihsel dokuya ters düşen ilkel görüntülerden arındırılması ve de bilimsel bir çevre düzenlemesiyle asıl kimliğine kavuşmasının sağlanması da gerekiyor. Velev ki; kuzey surlarında aslına aykırı kapı açmış; imar ucubesi bir yapılanma ile içinde barakalı işporta rezaletine zemin hazırlamış olsak bileÖ

Biline ki; acımasızlığa kadar varan duyarsızlık, zengin kültür mirasımızın elde kalan son halkalarını da bir bir alıp götürüyor. Tıpkı, son zamanlarda ansızın ortadan kaybolan Seteönü'ndeki taş yapı eski Kayseri evleri, ya da Hunat Mahallesi'ndeki Zennecioğlu ve Mollaoğlu konakları gibi.

Eski yapılar kültür mirası envanteridir. İnsanlığın ortak malıdır. Üzerine titrenmesi gerekir. Sanat değeri vardır, ekonomik değeri vardır. Korunması kamu yararınadır. Ve tarihi yapılar birer belgedir. Ülkenin tapusudur. Bu gerekçelerden hareketle korunmaları şarttır.   

Umursamazlık ve de duyarsızlıklara rağmenÖ