Expat'larda vergilendirme

Prof. Dr. Ersan ÖZ / PAÜ İİBF Maliye Bölümü Öğretim Üyesi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Genelde çok uluslu veya uluslararası faaliyet gösteren şirketler için kendi ülkesinin dışında çalışan kimseler için "expat" (ingilizce ex-patriate) (Göçmen) ifadesi kullanılmaktadır. Bu tip çalışan kişilerin uçak, konaklama, yeme içme gibi ihtiyaçları da şirket tarafından karşılandığından elde ettikleri ücret ve ücret benzeri gelirler yüksektir. Ücret ve ücret benzeri gelirlerin yüksekliği genelde bunların yabancı para cinsinden ödenmesi gibi avantajlar söz konusu olmaktadır. Vergilendirme konusuna gelince hangi ülke tarafından vergilendirilecekleri, vergi oranı, çifte vergilendirme gibi konular özellik taşımaktadır. Genelde ülkeler bu tip sorunların çözümlenebilmesi için birbirleriyle çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaşması gibi anlaşmalar yapmakta veya kendi mevzuatlarına istisnalar getirmektedirler.

Gelir Vergisi Kanunu'muzun 4. maddesinde, ikametgahı Türkiye’de bulunanlar ile bir takvim yılı içerisinde Türkiye’de geçici ayrılmalar haricinde altı aydan fazla (183 günden fazla) oturanların Türkiye’de yerleşmiş sayılacağı, hükme bağlanmıştır. Yine aynı kanunun 5. maddesi uyarınca ise, belli ve geçici bir görev için Türkiye’ye gelen iş, ilim ve fen adamları, uzmanlar, memurlar, basın ve yayın muhabirleri ve durumları bunlara benzeyen diğer kimselerle, tahsil, istirahat veya seyahat maksadıyla gelenler ile tutukluluk, hükümlülük veya hastalık gibi elde olmayan sebeplerle Türkiye’de alıkonulmuş veya kalmış olanlar Türkiye’de yerleşmiş sayılır denilmektedir. Türkiye'de yerleşmiş sayılanlar Türkiye içindeki ve dışındaki gelirlerinin tamamı üzerinden Türkiye'de vergi ödemek zorundadırlar.

Yabancı çalışanlar ülkemize genellikle yurtdışı firmaların görevlendirmeleri kapsamında belli ve geçici işlerin ifası için geldiklerinden Türkiye’de yerleşmiş sayılmazlar. Türkiye'de oturum izni almaları bu yabancıların Türkiye'ye yerleştikleri anlamına gelmez.

Gelir Vergisi Kanunu'muzun kazanç ve iradların Türkiye’de elde edilmesine ilişkin 7. maddesinin 3. bendinde ücretlerde; 

a) Hizmetin Türkiye’de ifa edilmiş veya edilmekte olması veya Türkiye’de değerlendirilmesi;

b) Türkiye’de kain müesseselerin idare meclis başkan ve üyelerine, denetçilerine, tasfiye memurlarına ait huzur hakkı, aidat, ikramiye ve benzerlerinin Türkiye’de değerlendirilmesi,
hallerinde ücret gelirinin Türkiye’de elde edilmiş sayılacağı belirtilmiştir. Buna göre yabancı çalışanların Türkiye’de ifa etmiş oldukları hizmet dolayısıyla elde edecekleri ücretler Türkiye’de elde edilmiş sayılmakta ve Türkiye’de vergiye tabi olmaktadır.

Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesinde ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen paralar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olarak tanımlanmış olup, aynı Kanunun 94. maddesi uyarınca hizmet erbabına ödenen ücretler ile ücret sayılan ödemeler üzerinden yine aynı Kanunun 103 ve 104. maddelerine göre gelir vergisi tevkifatı yapılacağı belirtilmiştir. Yabancı çalışanın Türkiye’ye belli ve geçici bir işi ifa etmek amacıyla çalışıyor olması durumunda, elde edeceği ücret gelirleri üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun 103. maddesinde belirlenmiş olan artan oranlı vergi tarifesine göre gelir vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir. 

İlgili mevzuatın oldukça karışık olduğu görülmektedir. Küreselleşme nasıl ki malları ve sermayeyi sınır tanımaksızın hareketli kılmıştır. İşgücünün hareket alanının da serbestiyeti, bilgi ve teknolojiyi tüm dünyanın paylaşabilmesi adına çok önemlidir. Aslında çözüm oldukça kolay olabilir. Türkiye'de çalışan bir yabancı için bütün bu karmaşık hükümler yerine Türkiye'de elde edilen ücret geliri, rekabet eşitsizliği oluşturmamak için Türkiye'de benzer bir durumda çalışan Türk işçinin ödeyeceği vergi kadardır denilse yeterli olacaktır. Pek çok ülkede bu tip çalışanlardan %3-%10 gibi sabit oranlarda vergi alınmaktadır. Bu tip çalışanlara her türlü kolaylık gösterilmekte ve belirli bir uzmanlığı olan kişilerin ülkede çalışmasının önü açılmaktadır. Bu sayede, bilgi ve teknoloji donanımı üst düzeyde olan kalifiye insan gücü tüm dünyayı rahatlıkla dolaşabilmektedir.