FED faiz artırımı için eylül ayı olasılığı devam ediyor
Yeşim SARIŞEN - YAPI KREDİ YATIRIM
Geçtiğimiz hafta global hisse senetlerinde aşırı satım bölgelerinden tepki yükselişlerinin etkili olduğunu gördük. Ağustos başından itibaren yüzde 10 geri çekilen MSCI dünya endeksi yüzde 4 civarı toparladı. Gelişmekte olan ülke piyasalarında ise 2008-2011 yılları arasında yaşanan boğa piyasasında, 2011 diplerine gerileyen MSCI Gelişmekte olan Piyasalar endeksi tepki yükselişleri ile dolar bazında yüzde 6,28 artıda kapanış yaptı. MSCI Asya endeksi yüzde 6,03, MSCI Avrupa Ortadoğu Afrika endeksi yüzde 7,17, MSCI Latin Amerika endeksi ise yüzde 6,36 artışla kapandı. CDS, bono spreadleri ve döviz volatiliteleri sert yükselişler ardından geri çekildi.
Yurtdışı piyasalara paralel TL varlıklarda da tepki yükselişleri etkiliydi. Aşırı satım bölgesinde toparlayan ve dolar bazında yüzde 4,63 yükselen BIST-100 endeksi 75.000 direncini test etti. Banka/Sınai rasyosu ise 2004 diplerinden toparladı. Son üç ayda 208 baz puandan 298’in üzerine yükselerek son üç yılın zirvesini gören Türkiye 5 yıllık CDS spread’i 260’lara geriledi. Yeni zirve seviyelerini gören TL döviz sepeti ise yılbaşından bu yana yüzde 20 artış ile yüzde 3,9 geriledi.
Çin’deki sürpriz devalüasyon, gelişmekte olan piyasalardaki büyüme endişelerini derinleştirirken risk iştahında sert düşüşlere ve ayrıca Amerika Merkez Bankası’nın (FED) faiz artırım zamanlamasına yönelik soru işaretlerine neden oldu. Geçtiğimiz hafta FED Atlanta Başkanı Dennis Lockhart ve FED New York Başkanı William Dudley’den gelen güvercin içerikli açıklamalar da bu görünüme destek olmuştu. Ancak haftasonu gerçekleşen Jackson Hole sempozyumunda FED Başkan Yardımcısı Stanley Fischer’ın konuşması faiz artırımı için Eylül ayının hala masada olduğunu hatırlattı. Fischer’ın enflasyonun yüzde 2 hedefine ulaşması için iyi nedenler olduğuna yönelik ifadesi dikkat çekiciydi.
Şu aşamada ABD öncülüğünde gelişmiş ülke ekonomilerindeki büyümenin, gelişmekte olan ekonomilerdeki zayıflamayı dengeleyebileceğine dair beklentiler, Çin’den gelen politika adımları ile birlikte risk iştahının daha fazla kötüleşme potansiyelini sınırlıyor. Ağustos başlarından itibaren sert satış baskısı altında kalan hisse senetleri gibi riskli varlıklarda risk iştahı ana tema olmaya devam ediyor. Ancak bu hafta ABD’de açıklanacak imalat, hizmet endeksleri ve istihdam gibi Ağustos ayı makro verilerin ne derece güçlü sinyaller üretebileceği önemli olacak. Kısmen şahince vurguların yer aldığı Jackson Hole sempozyumu ardından güçlü istihdam rakamları faiz artırımı tartışmalarını ön plana çıkarabilir.