FED’in faiz artırım hızı takip ediliyor
Yeşim SARIŞEN / Yapı Kredi Yatırım
16 Aralık’ta ABD Merkez Bankası (FED) fonlama faizinde alt ve üst bantta 25 baz puan artışa giderek faiz politikasında normalleşme sürecine başladı.
FED faiz artırımlarının kademeli olacağı algısının ön planda yer alması sonrası piyasalardaki ilk olumlu tepkinin ardından kar satışlarının etkili olduğunu görmüştük. Geçen haftaya ise toparlanma ile başlayan hisse senetlerinde MSCI Dünya endeksi haftalık bazda yüzde 2.2, gelişmekte olan ülke piyasalarında ise MSCI EM endeksi dolar bazında yüzde 1.8 yükseliş gösterdi.
Yurtiçi piyasalarda ise geçen hafta Salı günü piyasa beklentilerinin aksine faizlerde herhangi bir değişikliğe gitmeyen Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) açıklamaları ile birlikte satış baskısı altında kalan TL varlıklarda, haftanın geri kalanında toparlanmanın etkili olduğunu gördük. Geri çekilmeleri 72.200 desteği üzerinde karşılayan BIST-100 endeksi TCMB PPK toplantısı sonrası yüzde 1.5 civarı artıda haftayı tamamladı. TL döviz sepeti yüzde 0.4 gerileyerek dengelendi.
Sınırlı makro veri akışının etkili olduğu yeni haftada ABD’de Chicago PMI, tüketici güven endeksleri ve konut verileri, Çin PMI verileri, yurtiçinde ise dış ticaret verisi takip ediliyor.
Önümüzdeki dönemde ise büyük resimde Çin piyasasındaki gelişmeler ve global merkez bankaları para politikaları arasındaki ayrışma, global piyasaları şekillendiren ana makro risk olayları olmaya devam edecek. Kısa vadede ABD tarafında başta enflasyondaki eğilim olmak üzere makro veriler ve faiz artırımı hızının ne derece yumuşak/güvercin tonlamaya işaret edip etmeyeceği, dolayısıyla da dolar ve ABD faizlerindeki eğilimin riskli varlıklar açısından ön planda olabileceğini belirtelim.
Çin ve gelişmekte olan ülkeler kaynaklı bir risk yaşanmadığı sürece, FED’in faiz artırımlarında yumuşak davranacağı beklentisi ve Avrupa, Japonya merkez bankalarının genişlemeci para politikalarının devamı beklentisi ile birlikte riskli varlıklar açısından 2016 yılının başlarında daha olumlu bir piyasa ortamı görebiliriz. Ancak ABD’de enflasyonun yükselme potansiyelinin 2016 yılı için en önemli risklerden biri olduğunu ve bunun gerçekleşmesi durumunda da tüm piyasalar için riskli bir sürecin başlayabileceğini, güçlü dolar, yüksek faiz temasının öne çıkabileceğini düşünüyoruz.