Finansal Kiralamada yenilikler
Avukat Serap Zuvin / Avukat Duygu Beyazo
Kiracılık sıfatının devri
Önceki Kanun'da yer alan ve kiracılık sıfatının "tüketicilerin konut edinmesi" ve "yatırımlara finansman sağlayan" finansal kiralama işlemlerinin dışında devrini yasaklayan düzenleme, Yeni Kanun ile değişikliğe uğramış ve kiracılık sıfatının, kiralayandan yazılı izin alınarak her halde devredilmesi olanaklı hale gelmiştir.
Sat - geri kirala artık mümkün
Yeni kanun ile finansal kiralama sözleşmesinin tanımında, sözleşme konusu malın kiralayan tarafından edinilmesi biçimlerine "bizzat kiracıdan satın alma" seçeneği eklenmiştir. Bu sayede, sözleşme konusu malın yalnızca üçüncü kişilerden edinilmesi zorunluluğu ortadan kaldırılmış ve yeni kanunun gerekçesinde de belirtildiği gibi "sat-geri kiralama işlemimin yapılması" olanaklı hale getirilmiştir. Sat-geri kiralama işlemi, kiracının, nakit döngüsünün azaldığı dönemlerde, hem elindeki malı finansal kiralama şirketine satıp nakit ihtiyacını karşılamasını, hem de satmış olduğu malı kiralayarak işlerini devam ettirmesini sağladığından, kanımızca ticari hayatın canlılığı için çok önemlidir.
Bu hükmün konusu eski kanunda yer almamakla beraber, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 1995/12-787 Esas, 1995/1157 Karar numaralı ve 27.12.1995 tarihli kararında, sat-geri kiralama işlemi hukuka aykırılık olarak değerlendirilmekteydi. Yeni düzenleme bu konuda netlik sağlamıştır.
Başkası tarafından sağlanan mala ilişkin sorumsuzluk kaydı
Yeni kanunda, kiralanan, kiralayan tarafından değil de, malın üçüncü kişiden ya da bizzat kiracı tarafından (sat-geri kirala) sağlanması hallerinde, kiralama konusu malın ayıplı olması durumunda kiralayanın sorumlu olmayacağı açıkça düzenlenmiştir. Dikkat edilmesi gereken husus, sorumsuzluk halinin söz konusu olabilmesi için, üçüncü kişiden sağlanan malın kiracı tarafından seçilip talep edilmiş olmasıdır.
Kiracı satın alma hakkını kullanmazsa ne olacak?
Kiracı, hem satın alma hakkını, hakkın doğum tarihinden itibaren 30 gün içinde kullanmayıp hem de kiralama konusu malı kiralayana iade etmezse, kiralayanın mülkiyeti devir işlemlerini tek başına gerçekleştirmesi ve malı kiracı adına tescil etmesi mümkündür. Kiralayanın bu hakkı ifa edebilmesi için sözleşmede bu konuda hükmün var olması ve kiracıya bu yönde bir tebligat yapılmış olması şarttır. Böylesi durumda, kiralayanın tek taraflı taleplerinin sicil tarafından yerine getirileceği açıkça hükme bağlanmıştır. İlgili sicillere, (tapu sicili, gemi sicili, uçak sicili vb.) bu yönde tali mevzuat temin etmek gerekecektir.
Teşvik belgesinde sınırlı sorumluluk
Kiracı adına çıkan teşvik belgesi tahtında mal satın alınması halinde, satın almayı gerçekleştiren kiralayanın ilgili teşviklerden yararlanacağı hükmü Eski Kanun'la aynıdır. Yeni Kanun konuya açıklık getirmek için kiralayanın, kiracı adına çıkan teşvik belgesindeki sorumluluğunun, sadece satın aldığı mal bakımından söz konusu olacağını belirtmiştir.
Sona erme ve fesih sebepleri
Yeni kanunda, eski kanuna paralel olarak, finansal kiralama sözleşmelerinin, sözleşmede aksine hüküm bulunmadıkça, "sözleşme süresinin dolması, kiracının iflası, ölümü veya fiil ehliyetini kaybetmesi" sebepleriyle kendiliğinden sona ereceği belirtilmiştir. Farklı olarak ise "kiracının işletmesini tasfiye etmesi" Yeni kanunda sona erme sebeplerinden çıkartılmıştır. Tasfiye, kiracının tasfiye sürecine girmesini de kapsayan ve kiracının talebi üzerine gerçekleşebilen bir fesih sebebi olarak düzenlenmiştir.
Kanun ayrıca kiralayan lehine bir fesih yetkisi düzenlemiş ve kiracının temerrüdü nedeniyle bir yıl içinde üst üste iki defa veya her halde üç defa ihtara muhatap olması halinde kiralayanın sözleşmeyi feshedebileceğini belirtmiştir.
Cape Town Konvansiyonu açısından
Yeni Kanun'un 31. maddesinde yer alan fesih hükmü, Türkiye'nin taraf olduğu ve kiracının temerrüdü halinde kiralayana derhal fesih imkanı tanıyan Cape Town Konvansiyonu'nun ("CTK") konuya ilişkin düzenlemeleriyle çelişmektedir. CTK'nin temel hak ve hürriyetlere ilişkin olduğundan yola çıkılarak, CTK hükümlerinin, TC Anayasası 90/5. maddesi uyarınca öncelikli olarak uygulanması gerekir. Bu uluslararası sözleşmenin, temel hak ve hürriyetlerden sayılmaması halinde, CTK'deki hükmün öncelikli uygulanabilmesi için, Kanun'da, Kanun'un çelişen hükümleri bakımından CTK hükümlerinin saklı tutulacağının belirtilmesi gerekmekteydi. Mevcut durumda, yeni düzenleme öncelik taşıyacağından bu konuda hiç çekince konulmamış ve hatta bu kuralın uygulanacağına dair özel bir deklarasyonda bulunulmuş bir milletlerarası sözleşme hükmünün uygulanamaması sonucu doğacak ve Türkiye uluslararası hukuk yükümlülüklerini yerine getirmemiş olacaktır.
Damga vergisi ile harçtan müstesna kağıt ve işlemler
Eski kanun sadece sözleşmelerin her türlü vergi ve harçtan muaf olduğunu belirtmekteyken, Yeni kanun, sözleşmelerin yanı sıra, bunların devri, tadili ve teminatına ilişkin olarak düzenlenen kağıtların da damga vergisinden muaf olduğunu açıkça düzenlemiştir. Böylece, finansal kiralama ile ilişkili kağıt ve işlemlere uygulanan muafiyet, dağınık bir mevzuat yerine, tek bir hüküm altında zikredilerek, uygulamadaki karışıklıkları bertaraf etmiştir.
Nihayet yeni kanun, taşınmazların, sat-geri kirala sözleşmelerinde, sözleşme sonunda taşınmazın kiracı adına tapuya tescili halinde, anılan işlemi de harçtan muaf kılmıştır.
Yürürlükten kaldırılan mevzuat nedir?
Yeni kanun, eski kanun ile birlikte Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'yi ek ve değişiklikleri ile birlikte yürürlükten kaldırmıştır. Yürürlükten kaldırılan bu mevzuata dayanılarak çıkarılan düzenlemeler ise, yeni kanuna aykırı olmamaları halinde, yeni düzenlemeler yürürlüğe girene kadar uygulanmaya devam edilecekler. Eski kanunun ayrıca süreye ilişkin hükmünün, kendi yürürlük tarihinde düzenlenen finansal kiralama sözleşmeleri bakımından uygulanmaya devam edeceği düzenlenmiştir. Bu düzenlemenin aksinden, anılan tarihli sözleşmelere süreye ilişkin hüküm dışında Yeni Kanun hükümlerinin uygulanacağı anlamı çıkmaktadır. Böylece, kanunların yürürlük tarihinden sonraki işlemlere uygulanması kuralına bir istisna getirilmiştir.
Sonuç sevindirici
Görüldüğü üzere, yeni kanun, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin kuruluşu, işleyişi ve bunlarla ilgili sözleşmeler hakkındaki kuralların tek çatı altında birleştirilmesinin yanında, finansal kiralama sözleşmeleri bakımından pek çok yenilik getirmiştir. Böylesi yenilikler, finansal kiralama şirketleri için yeni işlem türlerini meydana getirmesi bakımından sevinçle karşılanmaktadır. Bunun yanında; gerek yurtdışından, gerekse yurtiçinden yapılacak olan finansal kiralama sözleşmelerinin tescil prosedürünün düzenli bir hale getirilmesi, yurtdışından yapılacak finansal kiralama sözleşmelerinin tescil usulünün kolaylaştırılması ve sözleşmelerin süre sınırlamasının kaldırılması bakımından finansal kiralamanın uygulanma alanını genişletecek niteliktedir.