Fındıkta ezberleri bozma zamanı geldi
Ömer AYDIN / ORDU Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
Fındıkta ezberleri bozma zamanı geldi. Sektörde bilindiği gibi taban fiyat garantili destekleme alımı politikası 2000 yılında Dünya Bankası ve IMF misyonlu program gereğince kaldırıldı ve Çiftçi Kayıt Sistemi'nin (ÇKS) esas alındığı doğrudan gelir desteği (DGD) uygulamasına geçildi. Sistemin adı ve uygulama şekilleri çıkartılan bir dizi yasa ve yönetmelikle desteklenirken aynı anda taban fiyat açıklanıp destekleme alımı yapılmaya da devam edildi.
Bu süreçte devlet desteği konusunda tam bir karmaşa ve anlaşılması güç ilişkiler zinciri ortaya çıktı.
DGD'nin özü ÇKS'nın oluşturulması ve ÇKS'ya kayıtlı üreticilere arazinin büyüklüğü nispetinde nakit destek ödenmesidir. DGD modeli Türkiye'den önce uygulandığı tüm ülkelerde başarısız oldu. DGD'den faydalanmak için tapu sahibi olmak ve ÇKS'ye kayıt tek ve yeterli şart olarak ortaya konuldu ve uygulama da bu eksende yapıldı.
Fındık ticareti yapan tüccar ve sanayici aynı zamanda fındık üreticidir. Sanayici vasfı ile devlet tarafından birçok kaynak tahsis edilen bu kesim arazi sahibi kimliği ile bir de DGD ödemesi alıyor. Fındıktan başka geliri olmayan gerçek üretici için oluşturulmuş pastaya, bu kesim de ortak edilince kaynakların adil dağıtımı açısından sosyal devlet yaklaşımı yara almıştır.
Türkiye'de 41 ilde fındık üretimi yapılıyor. Bu illerde ÇKS'ye kayıtlı 268 bin üretici saptanmış. Aynı kayıtlarda Ordu'da da 90 bin üretici olduğu görülüyor.
DGD ödemeleri ÇKS'ye kayıtlı olan 268 bin kişiye sadece "tapuları var diye" yapılıyor. Ve bu rakamın sadece yüzde 35'inin tek gelirinin fındık olduğu tahmin edilmekte. Bu gerçek anlamda fındık üreticisi 93 bin 800 kişiden 31 bin 500'ü Ordu'da. Devletin gerçek üreticiyi tespit edebilmesi son derece kolaydır.
Destek ya da teşvik, adı ne olursa olsun devlet eliyle yapılacak ödemelerde makul bir mantık olmalıdır. Devlet desteği miktarı saptanırken global veriler kullanılmalıdır. Bu gün sadece arazi büyüklüğü veri olarak kullanılıyor. Oysa çok arazi çok üretim anlamına gelmez. Taban arazide birim alanda 150 kg ürün alana da 500 rakımda 80 kg verim alana da birim alan için aynı desteğin ödenmesi adil değil. O halde barem ne olmalıdır? TÜİK tarafından açıklanan Kişi Başına Gayri Safi Milli Hasıla (KBGSMH) esas alınarak yapılacak bir hesaplama ile destekleme miktarı belirlenmelidir. Bu 10 bin dolar olarak tespit edilmişse, tarımsal üretim sonucunda elde edilen meblağ ile 10 bin dolar arasındaki fark gerçek üreticiye destek olarak ödenmelidir. KBGSMH kriterine göre yapılacak desteğin kaynak israfı değil, kaynakların optimal kullanımı anlamına geleceği görülecektir. Konjonktürel dalgalanmalara duyarlı olacak bu destek şekli, özellikle kriz dönemlerinde bütçe üzerinde bir baskı unsuru olmayacak, dalgalanmalarla doğru orantılı olarak şekillenecektir.