Fiscal Cliff: ABD ekonomisi "Mali Uçurum"a doğru giderken
İlhan Kubilay GEÇKİL
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
6 Kasim seçimlerinin galibi Barack Obama, 2013 bütçe görüşmelerinde Amerikan Kongresi'nin sıkı muhalefeti ile karşılaşmış durumda. Amerikan Başkanı Obama henüz yeni dönemine başlamadı. Göründüğü kadarıyla Amerika'nın polarize olmuş siyasi yapısı artan şiddette devam edecek ve Cumhuriyetçilerin kontrolündeki Kongre, demokrat yonetimin ekonomi politikalarına ve çalışmalarına en azından önümüzdeki iki yıl, 2014 Kongre seçimlerine kadar, sert muhalefet etmeye devam edecek. Mevcut durum ekonomik istikrar için ciddi bir risk oluşturmaktadır.
Fiscal cliff'in Türkçe karşılığı mali uçurumdur. Fiscal cliff ABD'de 2013'ün başında otomatik olarak gerçekleşecek olan toplam 600 milyar dolarlık vergi artışı ve kamu harcamalarında kısıntı olarak tanımlanabilir. Bu durum hane başına ortalama yıllık 2 bin 200 dolarlık bir vergi artışına neden olacaktır. Mali uçurum tehlikesinin detaylarına ve implikasyonlarına girmeden önce Türkiye'deki okurlarımıza Amerikan sistemi ile ilgili çok önemli bir detayı aktaralım. Birleşik Devletler'de Başkanın hazırladığı bütçe Kongrenin onayına tabidir. Federal hükümetin kamu ekonomisi kararları, mesela federal gelir vergisi oranlarında herhangi bir değişiklik kararı, ancak Kongrenin onaylamasıyla gerçekleşebilir.
Fiscal cliff tartışmaları temelde üç ekonomik politik konuya dayanmaktadır:
1) Federal gelir vergisi,
2) Amerikan ekonomisinin bütçe açığı sorunu,
3) Sınıfsal ekonomik politikalar ve ekonomik büyüme.
Tartışmaların temeline inmek için belirttiğimiz bu üç konuda cumhuriyetçilerin ve demokratların nasıl ayrıldığını anlatalım öncelikle:
1) Federal gelir vergisi: George Bush, başkanlığı döneminde 2001 ve 2003 senelerinde gelir vergisini ciddi oranlarda düşürdü. Bush'un gelir vergisinde yaptığı indirimlerin en önemlisi maksimum marjinal federal gelir vergisini %39.6'dan %35'e indirmesiydi. Bu da doğal olarak yüksek gelir grubunda olanlarin gelir vergilerinin ciddi olarak düşmesine neden oldu. 2010 yılında süresi dolan Bush vergi indirimleri Obama yönetimi tarafından iki yıl daha uzatıldı. 2012 sonunda bu vergi indiriminin süresi doluyor. Bush vergi indirimlerinin devam etmesi için bunun Başkan ve Kongre tarafından uzatılması gerekiyor.
Bush vergi indirimi sadece yüksek gelirli haneleri değil, orta ve düşük gelirli haneler için de vergi indirimi getirdi. Buna ek olarak ekonomik durgunlukta ekonomiyi canlandırmak için Obama yönetimi yıllık geliri 200 bin dolardan az olan bireylere ya da 250 bin dolardan az olan ailelere gelirleri üzerinden alınan sosyal sigorta vergisinde %2'lik indirim yaptı. Bush ve Obama'nin orta gelirli aileler için yaptığı vergi indirimleri de 2012 sonunda miyadını dolduruyor.
Demokratlar ABD'nin %98'ini oluşturan 250 bin dolardan az kazanan haneler için olan vergi indirimini devam ettirmek, fakat yüksek gelirli haneler (%2'lik dilim) için olan Bush vergi indirimlerini kaldırmak istiyorlar. Cumhuriyetçiler ise yüksek gelir grubu için olan vergi indiriminin uzatılmasını istiyor, ya herkes için vergi indirimini devam ettiririz ya da Başkan'ın istediği orta gelirliler için olan vergi indirimini de uzatmayız diyorlar.
2) Bütçe açığı: Bir kamu politikası olarak vergi indirimlerinin tartışılmasının en önemli nedeni Amerikan ekonomisinin içinde bulunduğu yapısal durum, özellikle ABD'nin bütçe açığı sorunu. Obama yönetimi bütçe açığını kontrol altına almak için vergileri artırmanın gerekli olduğuna inanıyor. Bunun için de zenginlere uygulanan gelir vergilerinin artırılmasını ve vergilerde zenginlerin daha çok yararlandığı vergi iadesi ve vergiden kaçınma uygulamalarının asgariye indirilmesini teklif ediyor.
Aslında Cumhuriyetçiler Obama ile vergi iadesi ve vergiden kaçınma uygulamalarının asgariye indirilmesi ve kamu harcamalarının azaltılması konusunda görüş birliğindeler. Ancak zenginlere uygulanan vergi indirimlerinin kaldırılmasının ekonomiyi yavaşlatacağını, ve bütçe açığını azaltmaya uzun vadede katkı sağlamayacağını düşünüyorlar. Çeşitli federal programların sonlandırılmasının, yani federal devletin mümkün olduğunca küçültülmesinin, dolayısıyla federal harcamaların azaltılmasının uzun vadede bütçe açığını azaltmada etkili olacağını savunuyorlar.
3) Sınıfsal ekonomik politikalar ve ekonomik büyüme: ABD'de genel olarak demokratlar orta gelir sınıfının, cumhuriyetçiler de üst gelir ve zenginlerin ekonomik çıkarlarını savunuyorlar. Cumhuriyetçiler şirketlerden ve zenginlerden alınan vergileri düşük tutmanın kısa dönemde etkisinin işverenler, girişimciler ve şirketler tarafından hissedilecegini, ve bunun ekonomiyi canlandırıp büyümeyi getirerek orta gelir ve düşük gelir gruplarını da zenginleştirecegi görüşündeler (arz-eksenli ekonomi). Demokratlar ise orta sınıfın canlı olmasının, ve daha az vergi vererek ekonomik olarak zenginleşmesinin piyasada talebi artırıp ekonominin büyümesini ve ülkenin zenginleşmesini sağlayacağına inanıyorlar (talep-eksenli ekonomi).
Buna ek olarak Obama 2008'de ilk seçildiğinde ve Kasım 2012 seçimlerinde orta sınıfa verdiği vaatlerle bu konuda demokratların duruşunu iyice güçlendirip politik olarak merkezden "Amerikan Solu"na kaydı. Obama yönetimi ve demokratlar verdikleri vaatlerle oylarını aldıkları orta sınıfa verdikleri sözleri yerine getirmek için çalışıyorlar. Obama ilk döneminde sağlıkta yaptığı reformlarla orta sınıfa verdiği sözleri yerine getirmekte hassasiyetini göstermişti.
Taraflar arasında anlaşma sağlanamazsa Bush zamanından gelen, daha çok üst gelirlilerin ve zenginlerin faydalandığı vergi indirimleriyle, Obama'nın orta gelirliler için artırdığı vergi indirimleri 31 Aralık 2012'de miyadını dolduracak. Ve benim de aralarında bulunduğum hatırı sayılır sayıda ekonomist bunun Birleşik Devletler'in zaten düşük olan büyüme hızını iyice yavaşlatacağını ve bir krizi tetikleyebileceğini düşünüyor.
Birleşik Devletler'in iyice kutuplaşan siyasi ortamı ülkenin ekonomik performansını uzun süredir etkilemekte. Cumhuriyetçilerin kontrolünde olan Kongre, özellikle son iki yıldır Obama yönetimini çalıştımamak stratejisiyle hareket etmiş ve bunun bedelini başkanlık seçimini kaybederek ödemiştir. Yapılan anketlerde Kongre ABD'deki en az popüler kurum olmanın yanı sıra en az güvenilen kurum olarak da görülmektedir ve bu durum Cumhuriyetçi Partiyi negatif etkilemektedir. Bütün bu faktörlerden dolayı Kongrenin Obama ile uzlaşacağını beklemek rasyonel görünse de özellikle Cumhuriyetçi Parti içindeki radikal Çay Partisinin (Tea Party) rasyonel olmaktan uzak davranışlar sergilediği gözönüne alınırsa durumun taşıdığı yüksek risk anlaşılabilir.
Vergi indirimleri uzatılmazsa bunun direk etkisi olarak vergiler 600 ile 800 milyar dolar artar (yaklaşık Türkiye'nin GSMH'sı kadar). Özellikle orta gelirli aileler üzerinde bunun etkisi harcamalarının azalması olarak görülecektir. Bu da ekonominin daralmasına neden olacaktır. 2013 için konsensus olarak öngörülen %2 ile %2.3 arasındaki büyüme %1'lere düşecektir. Korkulan, zaten pamuk ipliğine bağlı olan büyümenin daha da fazla etkilenip bir resesyonu tetiklemesidir.
Birleşik Devletler'de güçler dengesine dayalı sistem son yıllarda iktidarı çalıştırmamaktadır ya da etkinliğini azaltmaktadır. Bush sonrası, Başkan, Cumhuriyetçilerin kontrolündeki Kongre ve Demokratlarin kontrolündeki Senato arasındaki artan kutuplaşma ve güç savaşı sadece Amerikan ekonomisine değil global ekonomiye de zarar vermektedir. Fiscal Cliff konusunda tarafların uzlaşamaması halinde zarar sadece Amerikan ekonomisi ile sınırlı kalmayacaktır. 31 Aralık 2012 tarihine kadar Başkan ve Kongre anlaşamazsa, 2013 yılı Amerikan ekonomisi büyüme beklentilerimizi %1.2'ye düşürebiliriz. Anlaşma sağlandığı takdirde, azalan işsizlik oranları, artan tüketici güven rakamları ve canlanmaya başlayan inşaat ve emlak sektörü gözönüne alındığında, büyüme beklentilerimizi %2.5'a çıkarabiliriz.