Futbolumuz için hazin tablo

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İhap SUBAŞI / Subaşı Grup

Ne garip bir tecellidir ki, futbolumuzu bitiren, düdüğü çalan, futbolumuzun içinde, bulunan kişilerdir. Futbolumuzun, bitişine ait çalınan düdük futbolumuz için büyük bir fiyaskodur. Bunu kim yaptı diye aramaya girersek büyük yanlışı yaparız. Çünkü bu yanlışın bireylerin değil, hepimizin günahı olduğunu kabul etmemiz gerekir. Böyle bir tespit belki toplumun sınırlarını alt üst edebilir. Bir futbol şike kanunu çıkarılıyor.

Ülkemizde idam yok, nerdeyse şikeye karışanlara idam fermanı çıkarılacak düzeyde bir kanun yürürlük kazanıyor. Tutuklamalar ve sonrası hapishaneler spor adamı yöneticilerle doluyor. Şimdi, kanun maddelerindeki cezalar hafifletilerek, yeni bir kanun yürürlük kazandırılmak isteniyor. Reisicumhurluk katında, tereddütler hasıl oluyor. Yeni kanunun yürürlük kazanması yadırganıyor. İmza başka bahara gözlemiyle rafa kaldırılıyor. Sizler istediğiniz şekilde, ağır cezai müeyyideler, içeren Kanunlar yapınız ve yürürlük kazandırınız, şikenin önüne geçemezsiniz.

Neden mi? Çünkü şike futbolun içinde vardır ve olacaktır da. Hele hele, futbolun içine kumarı sokarsanız bu ağır müeyyidelere rağmen iyi bir sonuç almanız hayaldir. Futboldaki gelişmelere, böylesi yanlışları önleyici tedbirler için ağır cezalar hükmedilmesi hakikaten acı verici bir durum ortaya çıkarıyor. Futbol, dünyada olduğu gibi ülkemizde de, milyonların döndüğü bir arena gösterimi gözlemi sergilediği görünüyor. Ülkemizde yabancı, transferleri bütün hızıyla sürdürülüyor. Transfer paraları nasıl yapıldığı gizliliğini koruyor. Yabancı transferlerine, federasyonun kulüplere getirdiği yabancı futbolcu sayısal çokluğu, Türk futbolunu derinden yaralayıp, bitirdiğini maalesef, hiç kimse görmüyor. Karmaşa ve kaos için de bir devir yaşandığı, kimin bu gidişe son vereceği, tartışma konusu olduğu, ne yazık ki üzülerek kendini umutsuzluğa terk ediyor.

Futbola siyasetin karıştığı, acı veren bir tablo olarak karşımızda, yorum ve beyanatları ile yerini alıyor. Nerede o eski günler gibi yakınmalar içimizi sızlatıyor. Velhasıl, eski hazlar, eski tatlar, eski sevgiler ve heyecanların futbolumuzdan soyutlandığını görüp kahrolmamak elde değil. Yapanlara, yaptıranlara, cezalandıranlara, içimizden gelen bir sesle, aklıselime, davet etmek, geliyor. Ve de, sahada milyoner ayaklar, asgari geçim indirimleriyle çalışanların stat gişelerine ödediği bilet paralarıyla, maça giren taraftar. Eğer sahada iyi oynanan bir futbol yoksa yede bir futbolcu yanlışı olursa, isyan etmelerini kim önleyecektir. Sporların üniversitesi futbolu çok yozlaştırdık, ahlakı ve haysiyeti, futbolumuzdan soyutladık. Son, sözüm amatör yöneticinin, profesyonel futbolu yönetemeyeceği gerçeğidir. Yani kulüplerimiz acilen dernek statüsünden çıkarılıp, şirketleşmelidir.

Bu nasıl olacaktır? Tabii ki kulüpler dernek statüsünden çıkarılıp, yeni bir kanunla, kulüp şirketleşmeleri yürürlük kazanmalıdır, Keyfi idareye, keyfi transfer harcamalarına, bu yol ile keyfi kulüp harcamalarına son verilmelidir. Avrupa'dan bir örnek vereyim. Kulübün 500 asil üyesini tespit ederek, yüzde 51 hisse ile donanımı, diğer yüzde 49'u diğer üyeye, verilmek üzere bir organizasyon oluşturulabilir. Real Madrid'te böyle bir usul ve metot uygulanmıştır. Ben amatör yöneticiyim, sözü ve aktivitesi kulüp üzerinden silinmesi, çok büyük sorunlara gebe kulüplerimiz bu başıboşluktan, belki kurtulur.