Gıdaya yeni düzen

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Necdet BUZBAŞ / TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı

gidaisverenleri@gmail.com

Sağlıklı yaşam, sağlıklı beslenme ve temiz gıda tüm tüketicilerin özlemi. Bu konuda çok şey beklenen 5996 sayılı "Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem" kanunu 13 Aralık 2010 tarihinde yürürlüğe girdi.

2006 yılından başlayarak hazırlık çalışmaları yürütülen ve AB ile müzakere sürecinde 12nci faslın açılma ön şartlarından biri olan düzenleme, 11 Haziran 2010 tarihinde TBMM'de kabul edilmiş ve 13 Haziran 2010 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak kanunlaşmıştı. Kanun, yürürlüğe girmek için altı aylık geçiş süresi tanımıştı.

Gıda sektörünü yönlendirecek, gıda denetim ve kontrollerine esas teşkil edecek gıda mevzuatımızın oluşturulmasında geç kaldığımızı belirtmek yerinde olacaktır kanaatindeyim. Temel olarak bunun nedeni gıda ile ilgili algılama hatamız. Yıllarca gıdayı teknolojik bir ürün olarak görmedik, herkesin gıda üretmekte yetkin olduğu ve teknoloji gerektirmeyen geçimlik bir faaliyet alanı anlayışına mahkum ettik. Ülkemizin gıda üretimine elverişli potansiyelini ve gıdanın stratejik önemini görmezden gelerek, gıda üretimini disipline edecek temel ilkeleri içeren gıda mevzuatını geciktirdik.

Ülkemizde gıda mevzuatı ile ilgili ilk uygulamalar 1930 yılında çıkarılan 1580 sayılı Belediye Kanunu içindeki birkaç madde (15, 99, 104, 105) ile başladı. Daha sonra aynı yıl içinde çıkarılan daha kapsamlı, 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu içinde 20 madde (181 - 199) ile yer aldı. Bu kanuna dayandırılarak, 1942 yılında Gıda Nizamnamesi daha sonra da 1952 yılında Gıda Maddeleri Tüzüğü yürürlüğe girdi.

Dünyada gıda sanayinde büyük gelişmelerin yaşandığı geçmiş yıllarda, tam 43 yıl Gıda Maddeleri Tüzüğü ile gıda sanayimiz yönetilmeye çalışılmıştır.

28 Haziran 1995 tarihinde çıkarılan 560 sayılı "Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararname" ilk gıda kanunumuz olarak nitelendirilebilir.

1 Ocak 1996 tarihinde başlayan, AB ile Gümrük Birliği Anlaşması nedeniyle AB'nin ısrarları doğrultusunda o zaman çalışmalar yapılmış ve KHK şeklinde hızla yürürlüğe konulmuştu.

3 Ekim 2005 tarihinde başlayan AB'ye tam üyelik müzakerelerine hazırlık çalışmaları ise bize 560 sayılı KHK'nın 9 yıl sonra kanun haline getirilmesinin zorunluluğunu hatırlattı. Sonuçta 5 Haziran 2004 tarihinde 5179 sayılı "Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun" kabul edildi.

Ve nihayet, AB ile tam üyelik sürecinde müzakere edilen 35 fasıldan 12'ncisi olan "Gıda Güvenliği, Bitki ve Hayvan Sağlığı" faslının açılabilmesi için öne sürülen 6 şarttan biri olan kanun, 5996 sayılı "Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem" başlığıyla yürürlüğe girdi.

5996 sayılı kanun kapsamı oldukça geniş olup, ana kısımlar olarak; Hayvan Sağlığı ve Hayvan Refahı, Bitki Sağlığı, Gıda, Yem ve Hijyen kısımlarını kapsıyor. Detayda; gıda, gıdayla temas eden madde ve malzeme ile yemlerin üretim, işleme ve dağıtımının tüm aşamalarını, bitki koruma ürünü ve veteriner tıbbi ürün kalıntıları ile diğer kalıntılar ve bulaşanların kontrollerini, salgın veya bulaşıcı hayvan hastalıkları, bitki ve bitkisel ürünlerdeki zararlı organizmalarla mücadeleyi çiftlik ve deney hayvanları ile ev ve süs hayvanlarının refahını, zootekni, veteriner sağlık ve bitki koruma ürünlerini, veteriner ve bitki sağlığı hizmetlerini, canlı hayvan ve ürünlerinin ülkeye giriş ve çıkış işlemlerini ve bu konulara ilişkin resmi kontrol ve yaptırımları içeriyor.

Yeni yasayla AB'ye uyum hedeflenmektedir. Tarladan sofraya gıda güvenirliği sağlanmasında tüm sorumluluk üreticiye yüklenmiştir. Bu sorumluluk adı geçen kanunda "Gıda üretimi tüm süreçler kontrol altında tutulmak kaydıyla, birincil üretim (bitkisel, hayvansal ve su ürünleri yetiştiriciliği) ile ikincil üretim (işlenmiş gıda maddeleri üretimi) aşamasında yer alan gerçek ve tüzel kişiler, satışa sundukları gıda maddelerinin ulusal gıda mevzuatı gereklerine uyumdan sorumludurlar" ifadesi ile vurgulanmaktadır.

AB ile müzakereye açılan 12'nci faslın gerekliliklerinin yerine getirilmesi sürecinde gıda güvenirliğinin sağlanmasının gıda ile ilgili algı yanlışlığının giderilmesi ile yakın ilişkide olduğu bilinmelidir. Bu düzeltildiği takdirde gıda güvenirliği sağlanmasındaki başarı yükselirken gıda sanayi gelişmesini hızlandıracaktır.

Bu konularda ilginizi çekebilir