Gladyo savcısı, Türkiye'de

İtalyan gladyosunu soruşturan savcı Casson, özel yetkili hakim ve savcılara deneyimlerini aktardı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ve Türkiye Adalet Akademisi tarafından, özel yetkili hakim ve savcılar için düzenlenen eğitim seminerinde, İtalya'daki "gladyo soruşturmasını" yürüten savcı Felice Casson, hakim ve savcılara deneyimlerini aktardı.
 
"Gladyoyu çökerten efsane savcı" olarak tanınan İtalyan Senatör Casson, seminerde, "tutuklama, yakalama, gözaltına alma ve gizli tanıklık" konusunda sunum yaptı.
 
Casson, 1980'de bu işle görevlendirildiğini, hakimlik ve savcılık görevlerinde bulunduğunu belirterek, 2. Dünya Savaşı sırasında savunma amaçlı askeri gizli servis olarak kurulan gladyonun daha sonraları kontrol edilemeyen bir güç haline geldiğini söyledi. Casson, o yıllarda ülkelerinde büyük terör olayları yaşandığını anlattı.
 
Özel yetkili hakim ve savcıların sorularını yanıtlayan Casson, "Yürüttüğünüz soruşturmalarla ilgili insan hak ve özgürlüklerini ihlal ettiğinize yönelik eleştiriler aldınız mı" sorusu üzerine, İtalya'da hakim ve savcıların değişik yollardan tehditler aldıklarını, bunun artık doğal karşılandığını kaydetti. Casson, "Terör konusunda siyasi erk, her zaman bir şeylere müdahale etmeye çalışır, hakimler bunu siyasi mesele haline getirmezler. Bireysel hak ve özgürlükler bakımından hakimler dengeli olmak durumundadır. Bizde de Türkiye'de olduğu gibi hakimler ve savcılar bakımından yüksek kurul vardır, bağımsız ve özel bir statüye sahiptir" diye konuştu.
 
Gladyonun İtalya'da tamamen bitip bitmediğinin sorulması üzerine de Casson, "tarihi gladyo örgütünün tamamen tarihe karıştığını" söyledi.
 
Dönemin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı arasında "gladyo soruşturmasının" başlatılması konusunda fikir ayrılığı oluştuğunu, dönemin Cumhurbaşkanı'nın gladyo taraftarı olduğunu ifade eden Casson, "Başbakan, bu soruşturmanın yürütülmesinden yanaydı. Bu dava sonunda başbakan bir genelgeyle gladyonun bittiğini resmen duyurdu" dedi.
 
Sorun yaşadığım tek konu dönemin Cumhurbaşkanı idi
Tercümana yazılı ulaştırılan sorulardan biri de "Türkiye'de bir savcı MİT Başkanı'nı ifadeye çağırdı diye kriz yaşandı. Benzer bir sıkıntı İtalya'da yaşandı mı" oldu. Casson, bu soruya, öncelikle gladyonun nasıl ortaya çıktığını anlatmakla başlamak gerektiğini belirtti.
 
2. Dünya Savaşı sırasında savunma amaçlı askeri gizli servis olarak ortaya çıkan gladyonun daha sonraları amacı dışına çıktığını, kontrol edilemeyen bir güç haline geldiğini söyleyen Casson, aşırı sağ unsurlardan oluşan bu yapının, sonraları siyasi rejime karşı muhalif grupları sindirmek amacıyla terör eylemleri gerçekleştirdiğini kaydetti. Casson, şunları söyledi:
 
"Soruşturma sırasında, gladyonun kurulması aşamasında her kim varsa dinlemek istedim ve dönemin Cumhurbaşkanı'na da bu konuda bildiklerini anlatması için 'buyurun gelin, şahitlik yapın' dedim. Cumhurbaşkanı çok sinirlendi, teklifi reddetti. Halbuki kendisinden önce bu görevi yapmış olanlarla Başbakan ve kimi parlamenterler benim teklifimi kabul ederek, bu konuda tanıklık yaptılar ve onları dinledim. Bu soruşturma sırasında Türkiye'deki MİT'in karşılığı olan gizli servisin başkanı ve jandarmanın başındaki kişiyi tutuklamak zorunda kaldık. Bizim sistemimizde savcının bu tip soruşturmalarda belirtilen kişileri ifadeye çağırması durumunda gelmemesi diye bir şey yok. Politikanın gücüne de değinmem gerekir. Biz bu soruşturmayı yürütürken İtalya'nın gizli servisi, jandarması ve polis güçleri arasında bölünme söz konusu oldu. Kimileri soruşturmaya katkı sağlarken kimileri de aksine soruşturmanın ilerlemesini istemiyordu."
 
"Soruşturma sırasında İtalya Yüksek Yargı Kurulu sizi bu soruşturmadan almak istedi mi" sorusunu da yanıtlayan Casson, "Sorun yaşadığım tek konu dönemin Cumhurbaşkanı konusu idi. Çünkü dönemin Cumhurbaşkanı aynı zamanda Yüksek Hakimler Kurulu'nun da başkanıydı, bu soruşturmaya karşıydı. Ancak, biz de hakimler ve savcılar özgürdür. Hakimlerin adaleti yerine getirme yetkisi için diğer kurul üyeleri kendi aralarında toplantı yaptılar. Beni desteklemek için ortak tavır sergilediler. Savcıların soruşturmayı yürütürken özgür ve bağımsız olduğunu belirterek Cumhurbaşkanı'nı bu sürece saygı duymaya davet ettiler."
 
Soruşturmaları 6 ay ila 2,5 yıl arasında tamamlama zorunluluğu var
Soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki tutukluluk sürelerinin sorulması üzerine de Casson, gladyonun çok karmaşık ve nitelikli bir soruşturma olduğunu belirterek, tüm delillerin hepsini tespit edip soruşturma ve davanın bitirilebilmesi aşamasının 9-10 yılı bulduğunu anlattı. Casson, şöyle devam etti:
 
"Gladyo dernek şeklinde yapılanması olan aslında bir terör örgütüydü. Biz örgütte üyelikten tutuklama yapmadık, örgüt üyesi her bir kişinin bireysel olarak işlediği suçları ayırmak suretiyle bu suçlardan dolayı tutuklama yaptık ve bir çoğu ömür boyu hapisle cezalandırıldı. Özellikle patlayıcı ve silahlı unsurlarla donatılmış örgüt üyelerine verilen cezalar asgari 10-12 yıl kadardı. Savcının İtalyan Ceza Usul Kanunu'na göre soruşturmaları asgari 6 ay ila 2,5 yıl arasında tamamlama zorunluluğu vardır. Bir savcı takibatını yaparken bir hakim bunun gözetimini yapar. Soruşturma safhasında hakimin görevi toplanan tüm hususların düzgün olup olmadığıdır, insan haklarına saygı konusunda hassasiyet bulunmaktadır."
 
Gözaltı ve tutukluluk sürelerinin İtalyan Anayasası'nda öngörüldüğünü, ilgili kanunların öngördüğü suçların cezalarına göre bu sürelerin belirlendiğini kaydeden Casson, "Basit bir örnek vermek istiyorum, hırsızlık suçunda tutukluluk süresi 6 ay, ancak bu örgütlü suç, mesela mafya ise 2 yıl hatta daha da uzun sürebilir" dedi.
 
Özgür basın denetim oldu
Bir başka soru üzerine de Casson, yürüttüğü soruşturmada tutuklanan gazeteci olmadığını söyledi. Gazetecilerin modern demokrasilerde oynadığı rolün son derece önemli olduğunu vurguladı. Casson, "Basın her zaman özgür kaldı, vatandaş bilgi edinmek istediği bilgileri rahatlıkla aldı. Basının demokratik, özgür kalması onlar açısından da iyiydi. Basının bu işleri takip ediyor olması mahkemeler üzerinde kontrol sağladı, denetim oldu. Hasır altı edilmeye çalışılan şeyler basın sayesinde ortaya çıktı. Demokratik sistemlerde 2 kolon çok önemli; hakimler ve savcılar kendi kendine, özgür hareket edebilmeli ve basın özgür kalmalıdır. Bu iki sütun iptal olursa kriz yaşanır" diye konuştu.
 
Gazetecilerin de sorularını yanıtlayan Felice Casson, Türkiye'de yürütülen Ergenekon soruşturmasına ilişkin sorular üzerine sürecin çok hassas olduğunu belirterek, terör örgütleriyle mücadelede vatandaşların bireysel haklarına saygı gösterilmesi gerektiğini söyledi.
Sivas katliamı davasının zamanaşımından düştüğünün hatırlatılmasına karşılık da Casson, zamanaşımı müessesesinin ülkelerinde olmadığını, davaların temyiz aşaması da dahil kesin sonuçlanmasının 10-12 yılı bulabildiğini anlattı. Casson, Avrupa'dan zamanaşımı müessesi olmadığı için eleştiriler aldıklarını da ifade etti.
Gazetecilerin, örgütle mücadelede ve örgütlerin ortaya çıkışında rollerinin çok büyük olduğunu söyleyen Casson, "Sizin ülkenizde de tutuklu gazeteciler var mı? Biz de çok" diyen bir gazeteciye "Bunu bildiğim için, bunları söyledim" dedi.
 
Tercüman krizi
Casson'un özel yetkili hakim ve savcılara sunumu sırasında simültane tercüme yapan iki tercümanın, çeviride zorlanmaları üzerine simültane çeviriden vazgeçildi. Tercümanların, Casson'un yanına oturarak çeviri yapması istendi.
İki çevirmen Casson'un yanına oturarak, "kısa kelimeler kullanması halinde çeviri yapabileceklerini" söylediler. Çeviride yine zorlanılması üzerine tercümanlardan biri, "Lütfen kusura bakmayın" diyerek salonu terk etti. Salonda kalan diğer çevirmen ise Casson ve dinleyicilerden özür dileyerek, Ankara Üniversitesi İtalyan Dili ve Edebiyatı öğrencisi olduklarını, konuları bilmemelerine rağmen okuyarak geldiğini ancak yine de yeterli olamadıklarını söyledi. Öğrencinin gözyaşlarını tutamaması üzerine Casson, genç kıza su vererek yatıştırmaya çalıştı. Bu sırada, dinleyici hakim ve savcılar da genç kızı alkışlayarak teselli etti.
 
HSYK yetkilileri, sorunun tamamen organizasyon şirketinden kaynaklandığını belirtti. Şirket yetkililerinin, İtalyanca dilinden simültane çeviri yapabilen yalnızca 8 kişi bulunduğunu, bu kişilerin de yurt dışında olmaları nedeniyle 2 öğrencinin çağrıldığını söyledikleri aktarıldı.
Seminere ara verilerek, TRT'den Fransızca çeviri yapan tercüman çağrıldı. Aranın ardından Casson sunumuna devam edebildi. Casson, dinleyicilere, "Fransızca ve İspanyolca da biliyorum ama İngilizcem çok az kusura bakmayın" dedi.