Gümrüklerimizde asgari ücret ücret karmaşası
İhap SUBAŞI / Subaşı Gümrükleme
Gümrüklerimizde, eskilerde, olmayan, bir asgari ücret tespiti kargaşası yaşanıyor. Şu olmalıdır, hayır bu olamaz diye, yargıya taşınan, uzlaşmaya taşınmayan bir zıtlaşması, meslek ilgililerinde şaşkınlık ve dağınıklık yaşatıyor.
Arkadaşım, Sayın Lionel Altche'nin Avrupa Birliği Anlaşması uyarınca, asgari hizmet bedeli uygulamalarına ait şu tespitlerine dikkatinizi çekmek isterim. "Asgari hizmet bedeli mevhumu ilk olarak 1859 senesinde Fransa'da 3'üncü Napaleon tarafından kanunlaşarak yürürlüğü girmiştir." Dikkat edilirse, serbest piyasa koşullarında, serbest rekabet şartlarının oluşması gerekir. Gerekirde, bu nasıl olacak, bir hizmetin ücreti şu şöyle dedi, bu böyle dedi, diye bir türlü tarafların uzlaşı ile bir, netice alınmayacak mı? Her makamdan ayrı ses çıkararak, hangi sonuç elde edilebilir. Bir araya gelerek, konsensüs yaşatılması sağlıklı tartışmasız bir ortam yaratamaz mı? Yine, Sayın Lionel'in, aktardığı notlarındaki, iz düşümlerine bir göz gezdirirsek, bakın neler görürüz. "81'inci madde çerçevesinde serbest rekabeti engelleyen tüm faaliyetlerin tespiti ile bu konuda yasakları içeren maddedir."
Bu madde çerçevesinde; "AB Komisyonu, İtalya da 1993 senesinde Gümrük Müşavirleri'nin uyguladığı minimum hizmet bedeli uygulamasını para cezası vermeden yasaklandı. İtalya'nın itirazı üzerine görülen dava 18 Haziran 1998 tarihli Arduino davası emsal olarak kabul edilerek Gümrük Müşavirlerinin uyguladıkları minimum hizmet bedeli uygulamasını AB anlaşmasına aykırı bulunup, uygulamaya son verilmiştir. İtalya da bu uygulama İtalyan Devleti tarafından verilen idari para cezaları öngörmekte idi."
"Minimum hizmet bedeli uygulaması 81'inci maddeye göre müsait olan Avukatlık hizmetlerine 21 Eylül 2006 senesinde ilk defa kısıtlama getirildi. Kısıtlamanın gerekçesi, avukatlık bürolarının avukat olmayan mali müşavir, hukuk danışmanı gibi meslek kollarında verdiği hizmetleri vermesi oldu. Bu durumun serbest rekabeti engellediğini, dolayısı ile minimum hizmet bedeli kavramının sadece dava görüşmeleri konusunda uygulanabileceği kararlaştırıldı."
Sonuç olarak bu karmaşanın ortadan kalkması için taraflar bir araya gelerek bir noktada anlaşmalarını gerekli görmekteyim. Bizdeki dayatma diyebileceğimiz uygulama modelinin mahkemelere taşınması hakikaten içler acısı Sayın Lionel'in, aktarmalarına devam eder isek; "24 Haziran 2004 tarihinde ise Belçika'da mimarlar ve mühendisler odasının uyguladığı minimum hizmet bedeli uygulamasına AB'nin verdiği nota ile son verildi. Mimarlar ve Mühendisler Odası AB'nin tarafından 100.00 euro para cezasına çarptırıldı. 21 Aralık 2005 tarihinde ise aynı uygulamanın İtalya'da son bulması için AB tarafından İtalyan devletine dava açılmış vaziyette. İtalya bu uygulamaya son vermiş olmasına rağmen cezanın tespiti için dava hala devam etmektedir."
Demek ki, mesleğimizi ilgilendiren hususlarda, Avrupa'da tedbirler alıyor, yasalar çıkarıp, yürürlüğe koyuyor. Bu hassas mevzunun, gerçek çözümü, tarafların bir araya gelip mutabakat içeriğinizde, müsteşarlığın hakemliğinde sağlamayı başarmasıdır. Yoksa, ben yaparım, doğrudur, mantığı, yanlış ve karmaşa yaratır maalesef, ne yazık ki, yaratmıştır da. Bu ahvalde olayı kendi görüşüne uygunluluğunu sağlamak için, hakkını, sokaklarda aramak bence yanlış bir gösterimdir.
Akıl, düşünce ve fikir, bir masa etrafında toplanarak nihai kararı alabilmekte, sıhhatli ve kalıcı bir sonuca varabilmenin şüphesinin şüphesi kendisidir. Ağır koşullar içeren, Gümrük Müşavirlik mesleğinin, 5607 Kaçakçılık Kanunu, 5326 kabahatler kanununun, Demokles in kılıcı gibi başlarında asılı olduğunu bilerek, çalışmalarında, işveren şirketlerin, müsamahakar olmaları bir vicdan muhasebenin ve mantığın kendisidir. Hem kendi hukukun hem işveren tüccarın hukukunu koruyarak vazife gören bu meslek, ezilmeye, horlanmaya ve küçük görülmeye, hak etmiyor. Bunu kuvvetle vurgulamak istiyorum .