Güneydoğu iş dünyası, Suriye açılımından ümitli
Barış ALEN / Doğu Güneydoğu Sanayici ve İş Adamları Dernekleri Federasyonu (DOGÜNSİFED) Genel Sekreteri
Enerji politikaları, 1 Mart teskeresinin reddi sonrası Ortadoğu ile ilişkiler, son dönem Ermenistan ve
demokrasi açılımı gibi gelişmeler gösteriyor ki Türkiye değişen dünyada talip olduğu role hazırlanıyor. Suriye ile vize uygulamasının kaldırılması bu hazırlığın bir parçası. Çünkü Suriye, Türkiye'nin tarihi derinliği içerisinde yer alan önemli bir ülke.
Dünyanın hemen her bölgesinde ülkelerin dış ticaretlerinin %60'a yakınını aynı coğrafi bölgede bulunan ülkeler ile yaptığı istatistiklerin bize sunduğu bir gerçek. Ancak, Suriye'nin ithalat ve ihracatını gerçekleştirdiği ilk 5 ülke arasında Türkiye yer almıyor. Aynı durum Suriye'nin Türkiye dış ticareti içerisindeki yeri için de söz konusu. 2004'te imzalanan ve 2007 yılından beri yürürlükte olan, iki ülke ticaretine kayda değer bir ivme kazandıran Serbest Ticaret Anlaşması'nın ardından İşbirliği Konseyi Anlaşması'nı ve bu sayede vize uygulamalarının kaldırılmasını, bütüncül siyasetin birer parçaları olarak değerlendirmek gerekir.
Suriye sınırımızda bulunan Şanlıurfa, Mardin ve özellikle Gaziantep illerinin Ticaret ve Sanayi Odaları, SİAD'ları gelişmelerden çok ümitli. Görüşlerine başvurduğum yetkililerin tamamı özellikle işadamlarının önünde engel teşkil eden bürokratik uygulamaların kaldırılması gerektiğini daha önce defalarca dile getirdiklerini ve en geç 6 ay içerisinde uygulamanın olumlu sonuçlarını hep beraber göreceğimizi iddia ettiler. Ben de aynı düşüncedeyim. Güneydoğu'dan Suriye'ye ihraç edilen ürünlerin yeni fasıllarla genişleyeceğini ve ticaretin beraberinde zamanla kültürel ve sosyal ilişkilerin de gelişeceğini belirtmek isterim.
Irak ve Suriye politikalarının güçlenmesi, ortak ya da karşılıklı ticari örgütlerin kurulmasına, var olan kurumların geliştirilmesine, ortak büyük fuarların düzenlenmesine, sınır kapılarının tamamen açılmasına götürecek düzenlemelere hız verilmesine, yeni serbest bölgelerin oluşturulmasına bağlıdır. Doğu ve Güneydoğu bölgelerinin geri bırakılmışlığının aşılmasında bu bölgelerde dış ticaretin canlanmasının önemli katkıları olacaktır. Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinin ithalat yönü Ortadoğu ve Asya ülkeleridir. Ortadoğu ülkelerinin sadece gıda ithalatına harcadıkları para yıllık 26 milyar dolar. Irak hükümetinin 2009 yılı hedefi 100 Milyar dolar petrol ihraç etmekti, aynı ölçüde ithalat yapacaklarını düşündüğümüzde bölgemizin tedarikçi olmasının neler getirebileceğini görme imkânımız olabilir. Ermenistan, Irak ve Suriye gibi ülkelere tedarikçi olması muhtemel Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin hazır olduklarını söyleyebilirim.
Suriye konusuna dönecek olursak, iki ülke arasında atılacak her olumlu adımın Ortadoğu için de olumlu sonuçlar doğuracağı, birlik ve beraberliğin gelişmesine katkıda bulunacağı aşikârdır. Gerçekleştirilen bu anlaşma, son yıllarda iki ülke arasında dengeli bir şekilde gelişme gösteren ticaretin yanı sıra, akraba olan ve yüzyıllarca birlikte yaşamış iki toplumun kucaklaşmasına da vesile olacaktır. AB örneği de göstermiştir ki, içinde bulunduğumuz yüzyıl; emeğin, sermayenin ve bireylerin sınır ötesi ilişkileri ile geliştiği ve güçlendiği bir yüzyıl. Bu nedenle, Suriye sınırımızda gömülü mayınların temizlenmesi ve vize uygulamalarının kaldırılması, hem ülkemiz hem Suriye açısından pozitif sonuçlar doğuracaktır. Kısaca bu anlaşma, hükümetin "bölgesinde güçlü bir Türkiye" ve "komşularla sıfır problem" politikalarını güçlendirecek bir gelişmedir.