Güneydoğu'da kalite sistemi uygulamaları

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Kıvılcım Mert DEMİR / Medyatörler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi

Kalite denildiğinde genel olarak ürün veya hizmetin ihtiyaçları karşılama kabiliyeti akla geliyor. Kalitenin çok önemli bir noktası gelişmeyi ve sürekli iyileşmeyi tetikleyen bir yönüdür. Çünkü beklenti dediğimiz şey statik değil, sürekli gelişen bir kavramdır. Beklentiyi karşılama kabiliyeti de değişmek ve dinamik olmak zorundadır. Müşteri memnuniyeti odaklı çalışan firmalarda kalite hedefli faaliyet  bir zorunluluk halini aldı. Kalite iş hacmini çok fazla etkileyen, çalışılan firmalarda aranan hatta belgelenmesi beklenen bir niteliğe dönüşmüştü.

Kaliteyi uluslararası standartlar ışığında gerçekleştirmeyi hedefleyen bir sistem mevcut. Uluslararası Standardizasyon Organizasyonu (ISO 9000). 1947'de kurulan ISO, 138 ülkenin ulusal standart hazırlama kuruluşlarını bünyesinde toplayan sivil bir federasyon. ISO'nun misyonu, tüm dünyada standardizasyonu teşvik ederek entellektüel, bilimsel, teknolojik ve ticari faaliyetlerde işbirliğini geliştirirmek, ürün ve hizmetlerin uluslararası dolaşımını sağlamak.

Ürün kalitesinde sürekliliği sağlama, üretici işletmenin güvenilirliğini artırma gibi sonuçları olan ISO 9000 standartları ile işletmenin kurumsallaşması yolunda da önemli bir adım atılıyor. ISO'dan firmaların kazançları, etkin yönetim, verimlilik, kârlılık, pazar payı, güvence, planlama, iletişim alanlarındaki iyileşme olarak sıralanabilir.

Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da da değişim bu yönde olmalı. Bölgede daha önce işler hatır, gönül ve tanıdık vasıtası ile yürürken, rekabet koşullarındaki zorluklar, firma sayısında artış, hızlı sanayileşme,  karşılıklı fayda odaklı anlayışın hakim olması nedeniyle birlikte iş yapma anlayışı da köklü değişikliklere uğradı. Bu değişimde bölge firmalarının kurumsallaşma çalışmaları ve yurtdışına açılmaları da çok etkili oldu. Firmalarda kalite anlayışı yerleşmeye ve uygulanmaya başladı..

Ancak firmaların genelinde hâlâ belge sahibi olma düşüncesi daha hakim. ISO'nun kurumsallaşmaları için

ne kadar gerekli olduğunun bilincinde değiller. Bölgemizin artık uluslararası ticarette de ciddi ölçüde varolduğunu gözönüne alırsak bu belgenin gerektirdiği şartları yerine getirerek gerçek bir sistem kurmanın gerekliliği de daha iyi anlaşılacaktır. Bölgede aile şirketlerinin yoğun olması  kalite sistemlerinin uygulanmasını bazı aşamalarda zorlaştırıyor. Kurumsallaşmaya karşı direnç içindeki firmalar "Bize belge yeter. İşimizi görür" yaklaşımı içinde. Bu süreci tetikleyen, yetkilerini yanlış kullanan belgelendirme firmalarıdır. Bölgede yaygın olan bu düşüncenin ortadan kalkması için bu kuruluşların çalışmalarının denetlemesi, daha etik çalışmaya teşvik edilmesi gerekli. Ancak bu şekilde gerçek kurumsallaşmanın yolu açılır. Çünkü kalite sorumluluk demektir. Kalitenin danışmanlığını ve belgelendirmesini yapmak en büyük sorumluluktur.