Güneydoğu'da şirketlerin birleşmesi hayal

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Hüseyin BOZKURT / Yeminli Mali Müşavir

Ülkemizde ve bölgemizde krizden etkilenen KOBİ'lere 3 Temmuz.2009 tarihinde 5904 sayılı yasanın 7 inci maddesi ile, belli şartlarla birleşmeleri halinde, birleşen şirketin birleşme dönemi kazancı, birleşilen şirketin ise birleşme yılı dahil, 3 yıllık kazancı üzerinden %20 yerine, %5 oranında kurumlar vergisi ödemeleri hüküm altına alınmıştır. Kısacası güçlerini, teknolojilerini ve know-how'larını birleştiren şirketler, kurumlar vergilerini 3 yıl indirimli ödeyecekler. Bu teşvik, birleşme ve kurumsallaşma adına büyük bir avantaj.

Her şirket faydalanacak mı? Tabi ki değil. Öncelikle, şirketlerin KOBİ olması ve yasaya göre aşağıdaki diğer şartları taşıması gerekir. Bunlar; her iki şirketin sermaye şirketi olması, 2008 Aralık ayı itibariyle 10 ila 250 arasında işçi çalıştırmış bir şirket olmaları, birleşecek şirketlerin 2008 net satış hasılatlarının 25 milyon TL'den az olması veya aktif toplamlarının bu rakamdan az olması, birleşecek şirketlerin, birleştikten sonra; 1 Nisan 2009 tarihinden önce verilen son dönem aylık bildirgelerinde (Şubat-2009 dönemi) belirtilen toplam istihdamın altında işçi çalıştırmamaları, birleşilecek yada oluşturulacak şirketin anonim şirket olması ve birleşme tescilinin 31 Aralık 2009 tarihine kadar yaptırılması gerekmekte. Bu şartları sağlayanlar %20 yerine %5 kurumlar vergisi ödeyecek.

Görünür de çok güzel bir teşvik. Ama bölgemizde uygulama nasıl oluşmakta onu incelemekte fayda var. KOBİ'lerin %90'nına yakını krizden yoğun bir şekilde etkilendi.. Ama ne hikmetse bu güne kadar birleşen iki KOBİ duyulmamıştır. Bölgemizde böyle de ülkemizde değişik mi? Hayır, üç aşağı beş yukarı aynı. Peki, neden birleşmezler bu şirketler? Bir kere şirketlerimizin %98'i aile şirketi. Yani, şirketin tamamı bir aileye ya da bir soyada ait. Başka ailelerin şirkete alınması genellikle arzu edilmez. Şirket zor durumda olsa bile, tamamını satmayı göze alır ama ortaklık kurmayı tercih etmez bizim halkımız.

Hatta birleşmek bir yana, aynı aile bile zamanla parçalara ayrılmayı tercih eder. Zira toplum olarak ben duygusu, bireysel düşüncelerimiz yaygın. Ayrıca birbirine katlanma ve birbirini kabul etme kültürümüz eksik. Kısacası demokrasi kültürümüz yok. Bir dernek veya partide bile birleşemiyoruz. Kaldı ki; menfaatlerin etkin olduğu ticaret ve sanayide birleşmek hayal…!

Öte yandan, aynı iş kollarında çalışanların birleşmesi doğru olanıdır. Çünkü, aynı işi yaptıklarından güç birliği çok fayda sağlar. Yani iki tane iplik fabrikasının birleşmesi etkili olur. Bir salça ile iplik fabrikasının birleşmesi uygulamada olanaksız ve faydasız gibi görünmektedir. Ancak, aynı iş kollarındaki KOBİ'ler de öteden beri rekabet içinde olduklarından birleşmeleri imkânsız gibi. Halbuki, bu kriz ortamında aynı faaliyet konusunda iki ve daha fazla KOBİ birleşseler sabit giderlerinden, kapasite olanaklarından, yönetim, finans ve pazarlamadan yapacakları tasarrufun yanında birde vergi teşviki ne kadar iyi olurdu. Maalesef bölgemizde bu yasa hükmünden faydalanan belki hiç olmayacak.

Bu teşvik niye getirildi peki? Kim bilir belki, KOBİ'lerimizi tedavi etmeye çalışıyoruz ama muayene etmeden, tahlil ve röntgenlerini çekmeden, yan etkilerini düşünmeden, alışık olduğumuz aspirin gibi, teşvik adlı bir hap vermekle işin hallolacağını düşünüyoruz. Finans yükü ve işlerin düşmesinden belki şirket 3 yıl zaten kâr etmeyecek. Bu teşvik ne fayda sağlar ki bu durumdaki şirketlere? Zira Gaziantep'te 3 yıl konuşulan yatırım teşviklerinden de yararlanan yok gibi.

Bu teşvik, aynı iş kolunda olup, batmakta olan bir şirketi satın alarak, kendi şirketi ile birleştirecek güçlü firmalara ilaç gibi gelir. Sadece başı ağrıyan varsa, krizde aspirin onlara süper bir ilaçtır. Ancak,  Anadolu kaplanlarının yaralarını sarmada, bölgemizin ve ülkemizin yapısından ve teşvikin verilme şeklinden dolayı bu ilaç da yetersiz kalıyor.