“Halkın 1 Kasım'da vereceği mesajı doğru okuyanlar kazanacak”
Milletin 7 Haziran’da mesaj verdiğini kaydeden AK Parti TBMM Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, 1 Kasım’da yapılacak erken seçimi de halkın verdiği mesajı doğru okuyanların kazanacağını söyledi
AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, AK Parti Olağan Büyük Kongresi’nde yaşanan liste tartışmalarını değerlendirerek, “AK Parti kadrolarından 500 tane 50 kişilik liste çıkar. Listeye girebilecek ehliyet ve liyakata sahibi 10 binlerce arkadaşımız var. Şahıslar gelip geçicidir, önemli olan davadır, millete hizmettir. Bu hedef için yenilenmiş bir AK Parti, yeni Türkiye’yi inşa edecektir. Seçilenlerin tamamı devlet tecrübesi ve deneyimine, bilgi ve birikimine sahip arkadaşlarımız ve büyüklerimizdir” dedi.
Türkiye’de hiçbir sorunun olmadığı dönemde KCK ve PKK yöneticilerinin yaptığı çağrılar sonucunda terör olaylarının tırmandığını belirten Aydın, HDP’nin terör örgütüne karşı çıkmamasını ve kınamamasını da eleştirdi. Parti binalarına, medya kuruluşlarına yapılan baskınların ve sokaklardaki kargaşanın doğru olmadığının altını çizen Aydın, bu konuda toplumun her kesimini sağduyulu davranmaya çağırdı. Ankara Sohbetleri’ne konuk olan Ahmet Aydın, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak ve Ankara Haber Müdürümüz Hüseyin Gökçe’nin sorularını cevaplandırdı.
► Geçen seçimde olduğu gibi bu seçimde de HDP’nin performansı belirleyici olacak gibi görünüyor. Sizce HDP Türkiye partisi olabildi mi?
HDP çok talihsiz açıklamalar yaptı. Cumhurbaşkanı seçimleri öncesinde de kullandılar. Seçim sonrası Kobani olaylarında milleti sokağa çağırdılar. Seçim döneminde eş başkan gücü milletten değil, terör örgütlerinden aldıklarını söyledi. Bir kere demokrasi ile terör bir arada olamaz. Dolayısıyla HDP teröre net bir tavır koymak zorunda, safını belli etmek durumunda. Ya silah ve terör diyecek, ya da demokrasi ve siyaset diyecek, ikisi bir arada olmaz. Bugün demokrasinin geldiği çıta bakımından önemli bir dönemdeyiz. Yüzde 13 oy ile 80 milletvekili ile parlamentodalar. Siyasetin önündeki bütün engeller kaldırıldı zaten. Bir zamanlar hayal ve tabu olarak kabul edilen pek çok sorunu AK Parti çözdü. Red, inkar asimilasyon politikaları geride kaldı. Gücü terör örgütlerinden alıyoruz demesi, onlara oy veren yüzde 13’e büyük bir haksızlıktır, hadsizliktir. 1 Kasım’da seçmen gücü terör örgütlerinden alıyorsan benden oy isteme diyecektir.
► Sandık güvenliği konusunda sıkıntılar olacağı dile getiriliyor. Ne düşünüyorsunuz?
Demirtaş geçenlerde bu şekilde seçim yapılamaz diye açıklama yaptı. Bu sandık güvenliğini ihlal edenlere, baskı yapanlara, şiddet uygulayanlara, özgür iradeye ipotek koyanlara tek laf edemeyen, hatta o yapıdan beslenen HDP Genel Başkanı'nın “güvenlik yoktur, seçim yapılamaz” gibi beyanatları çok inandırıcı, samimi değil. Devlet, gerekli olan tüm tedbirleri de alacaktır. Biz huzur içinde, güvenlikli şekilde seçime gitmeyi arzuluyoruz. Bu saatten sonra böyle bir gerekçe ile seçimin ertelenmesi mümkün değil.
TERÖR BÖLGEYE YAPILAN YATIRIMLARI BALTALIYOR
► Terörün yoğunlaştığı bölgede ciddi ekonomik sorunlar da gözleniyor. Bunun çözümü için neler yapılabilir?
Öncelikle bölgede güvenli bir ortam tesisi şarttır. İş makineleri yakılıyor. Baraj yapılıyor, istihdam alanı oluşturulurken, işsizliği istismar edenler, oraya gidecek hizmete de engel oluyorlar. Bölgeye ciddi yatırım yapılıyor ama istismardan beslenenler, yatırımları da baltalamaya çalışıyorlar. Binlerce iş makinesi yakıldı, müteahhitler haraca bağlanıyor, işçiler kaçırılıyor, asker sivil gözetmeksizin şehit ediliyor.
► Tarım konusunda yapılacak yatırımlar faydalı olmaz mı?
Aslında, sulu tarım ve barajlardır bizi kurtaracak olan. GAP dünyanın en önemli projelerinden birisi, kalkınma ajansları, SODES, kırsal kalkınma projeleri ciddi kaynak girdisi var. Yeraltı ve yerüstü kaynaklarından daha fazla istifade etmemiz lazım. Oralar, bir medeniyet, tarihtir. Tarihin turizme de kazandırılması lazım. Bu açıdan güvenlik çok önemli. Para hassastır, yatırım güvendiği yere gider, turist de güvenli alanlara gider. Bu durum üstelik, Türkiye’nin genel turizmini de etkiliyor. Güney komşularımızdaki hadiseler, Irak ve Suriye’deki yönetim boşluğu kaynaklı hadiseler bile bizi etkiliyor.
► Yatırımlar konusunda devlet öncülük yapamaz mı?
Artık eskisi gibi değil. Bugün devlet yol göstericidir. Bakın tarımsal araç hibe desteğinde ciddi rakamlar var, sosyal destek projelerinde ciddi kaynaklar var. Seracılık, hayvancılık gibi projeler destekleniyor. KOSGEB üzerinden orta ölçekli esnafa ciddi destek veriliyor. Devlet destek veriyor ama kendisi gidip doğrudan işletme kurmuyor. Bir kere herkesin doğduğu şehirlere yatırım yapması lazım. İnsanlar rahat ve huzur istiyor. Bölge halkının da buna ciddi destek olması lazım. Burada huzurunu temin etmeden kolay olmuyor ama buna rağmen, devlet, katrilyonlarca lira kaynak aktarıyor. Olmaz denilen projeler yapılıyor. Mesela Adıyaman’ın asırlık rüyası Koçali barajının temelini attık, hemen 5 tane iş aracını yaktılar.
► Seçimlerde ne bekliyorsunuz?
7 Haziran’da millet mesaj verdi, şimdi hangi parti bu mesajı nasıl algıladığını takip ediyor. Hangi siyasi partinin millet için siyaset yaptığını takip ediyor. Dolayısıyla 7 Haziran’dan bugüne tüm siyasi partilerin söylemleri, 1 Kasım’da etkili olacak. Halk, '13 yıllık tek başına iktidar sürecinden sonra uzlaşabiliyor musunuz? 'diye karar verdi. Muhalefet bu şansı kullanmadı, kapıları uzlaşmaz tavırla kapattı. Kırmızı çizgilerle, kapıları kapatarak, seçime gidelim diye karar verdiler. Bu tavırlarının sonucu şimdi anketlere yansıyor. Anketler milletin mesajını doğru okumayanların düşüş eğiliminde olduğunu gösteriyor.
Örneğin, MHP ve HDP’de düşüş gözlemleniyor. Çünkü MHP tabanına rağmen, 7 Haziran akşamında hodri meydan diyerek seçim istedi. HDP aynı şekilde ciddi temsil aldı, ama silahla arasına mesafe koyamadığı için düşüş gözlemleniyor. CHP şu anda yerinde sayıyor gibi. Mesajı en doğru okuyan AK Parti, bütün siyasi partileri ziyaret etti. Anayasal zorunluluk gereği kurulan hükümete bile üye vermediler, vatandaş bunu aff etmeyecektir. Kırmızı çizgiler koalisyon mantığına aykırıdır. Masada konuşabilirsin ama Sayın Cumhurbaşkanını niye tartışma konusu yapıyorsun?
CHP İLE ZIT GÖRÜŞLERİMİZ OLMASINA RAĞMEN
► CHP 4 yıllık koalisyon için çok zorladı ama, AK Parti’nin istemediğini biliyoruz…
CHP ile önemli görüşmeler yaptık, 35 saati aşan görüşme süreci yaşandı. Ben bu görüşmeleri demokrasi kültürü açısından faydalı görüyorum. Liderler bir araya geldi. CHP ile AK Parti zıt partiler olmasına rağmen görüşme trafiği sürdürüldü. Ancak CHP 13 yıllık reformları devri sabık yaratarak restorasyona tabi tutmaya kalkışmasını kabul etmek mümkün değildir. Biz, Anayasa, seçim barajı, Siyasi Partilere Kanunu gibi pek çok reformu birlikte gerçekleştirebileceğimizi söyledik. Ama yanaşmadılar…
SAĞDUYULU OLMALIYIZ
► Son günlerde giderek tırmanan terör olaylarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Baktığınızda, çözüm sürecini ortadan kaldıran devletmiş gibi, ciddi algı operasyonu yürütmeye çalışıyorlar. Bir defa, hiçbir şey yokken, KCK yürütme konseyi ve PKK yöneticileri, savaş ve silahlanma çağrısı yaptılar. Kimse samimi duruşunu ortaya koyamadı. Sayın Cumhurbaşkanı’na, hükümete laf söyleyen HDP, terör örgütüne bir tek laf edemiyor, kınayamıyor. Eğer siyaset yapıyorsanız, “Terörü durdurun, silahları gömün, siyasetle sorunları aşarız” demesi, diyebilmesi lazım. HDP’li vekiller güvenlik güçlerine barikat kuracağına, PKK karşısında durursa sorunu çözebiliriz. HDP belki o şekilde samimi duruş ortaya koyabilir, beklentimiz o yönde.
► Tehlikeli bir şekilde medya kuruluşlarına, parti binalarına da baskınlar artmaya başladı
Bu konuda gerek Sayın Cumhurbaşkanımız gerekse Sayın Başbakanımız, olaylara yönelik sağduyu çağrısı yaptılar. Ben de aynı şekilde tüm toplumu sağduyulu olmaya çağırıyorum. Herhangi bir kuruma, olaya yönelik tepkiler, demokratik şartlar altında yapılabilir. Ancak sorunları şiddete başvurarak çözmek doğru bir yaklaşım olduğunu düşünmüyorum. Bu aynı zamanda çok ihtiyaç duyduğumuz güvenlik güçlerimizi de ayrıca meşgul edeceğinden, topluma daha çok zarar verecektir. Sağduyuya en fazla ihtiyaç duyduğumuz bir süreçteyiz.