”Halkla kavga olmaz”
Bakan Arınç, Anayasa değişikliğiyle ilgili toplumda büyük mutabakat olduğunu söyledi
İZMİR - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, halkla kavga olmayacağını belirterek, "Halkın iradesine karşı 'Ben dokuza ikilik dengeleri olan Anayasa Mahkemesinde nasıl olsa çözerim' düşüncesiyle hala bu açıdan kendisine bir hat oluşturmaya çalışılırsa millet bunun cevabını 2007 22 Temmuz'da nasıl verdiyse şimdi daha fazlasını verir. Bizim başımıza taş atmış gibi olur, ama bu bumerang gibi döner kendi başlarını yarar. Hiç buna teşebbüs etmesinler" dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, İzmir Gazeteciler Cemiyetini ziyaretinde basın toplantısı düzenledi. Anayasa değişikliğiyle ilgili toplumda büyük mutabakat olduğunu belirten Arınç, şunları söyledi:
"Daha önce söyledim, en az yüzde 60 ile referanduma halkın 'Evet' oyu vereceğini düşünüyorum, yanlış olabilir, eksik söyledim, fazla söyledim de olabilir. Hatta 'Bu referandumda halk evet oyu vermez' diyen de olabilir, hepsine saygı duyuyorum. 40 yıldır bu işin içindeyim, halkın içindeyim. Halkın bu Anayasa değişikliğine bakışının müspet olduğunu ben gözlemliyorum, bu bir. İkincisi muhalefet partileri ta baştan bu yana hem CHP hem MHP bu Anayasa değişikliğine karşı olduklarını ifade ettiler. Hatta kendileriyle görüşmeye giden arkadaşlarımıza bir parti 'Gelsinler ama sadece çayımızı içip gitsinler' dedi, bir parti de 'Getirdiklerinin kapağını bile açmayız ama nezaketen onlarla görüşürüz' dediler. Şu anda MHP kesinlikle bu Anayasa değişikliğine karşı olduğunu ifade ediyor. Bu onun görüşüdür, yanlıştır, doğrudur ama bana göre yanlıştır, size göre doğrudur. Ama CHP'nin Sayın Genel Başkanı önceden her şeye çok karşı olduğunu, hatta bunun bir rejim suçu olduğunu, bu partinin kapatılması bile gerekebileceğini, bundan rejimin, laikliğin, cumhuriyetin zarar göreceğini ifade etti, hiç bir maddesini bir diğerinden ayırt etmeksizin. "
Sayın Baykal cevap versin
Değişiklik teklifi Anayasa Komisyonunda görüşülmeye başlayınca CHP Genel Başkanı Baykal'ın farklı bir tavra girdiğini dile getiren Bakan Arınç, şöyle devam etti:
"Sayın Baykal, Sayın Cumhurbaşkanı'na seslenerek dedi ki 'Siz söyle yaparsanız, yani 'üç maddeyi referanduma götürür, diğerlerini götürmeyeceğim derseniz, biz de bunlara Mecliste destek vereceğiz'. Eğer uzlaşma kelimesini bu tavır için söylüyorsanız, ben kimsenin kalbini yarıp bakamam. Başkaları gibi niyet okuyucusu da değilim. Ama o zaman aklıma gelen birkaç soruyu sormam lazım. Şimdi bütün Anayasa değişikliği çok çirkin, çok kötü, çok yanlış, Cumhuriyetin rejimini değiştirmeye matuf bir eylem görülürken ne oldu da 27 tanesi çok güzel hale geldi, bu bir. Bu bir tavır değişikliğidir ama Sayın Baykal bunu izah edecek yeteneğe de sahiptir. Dün haliyle idamlık suç olan bir konunun 'en az 27 tanesine destek verebilirim' dediğiniz zaman, benim de siyasetçi olarak şunu sormam lazım. O zaman konuştuklarınız mı doğruydu, yoksa şimdi yaptığınız mı doğru? O zamanki yanlıştı da şimdiki yaptığınız mı doğru? Sayın Baykal yaşıyla başıyla iyi bir siyasetçi, buna cevap versin.
İkincisi 'Biz bunları Mecliste kabul edelim, bunları da millet referandumda kabul etsin' demek mi istiyorsunuz? Yani millet bunları kabul ettiği zaman 'Bunlar da güzelmiş, madem ki millet karar verdi, milletin kabul ettiğini ben de başımın üstünde taşıyorum' mu demek istiyorsunuz? Bunu da söyler Sayın Baykal.
Üçüncüsü 'Hayır, biz bunları Meclis'te kabul edelim, ama üç taneyi siz referanduma götürürseniz, ben de Anayasa Mahkemesine gideceğim. Referandum sürecini engellemeye çalışacağım. Hatta konuşmalara bakarsanız, Anayasa Mahkemesi de durumdan vazife çıkaracak ya referandumdan önce ya sonra bu süreci tıkayacak.' Öyle bir düşünceye mi sahipsiniz?
Bütün bunları soruları çoğaltmak mümkün. Madem ki niyet okuyucusu değiliz, ama kamuoyunu tatmin etmesi bakımından neden böyle 27'sini ayırıp da üçünün referanduma gitmesini istiyor, bunu düşünmemiz lazım. Referandumda milletin buna 'Evet' vereceğini muhalefet partileri biliyorlar. Milletin 'Evet' dediğine şimdi 'Hayır' demiş olmanın bir siyasetçi olarak kendilerine ne götüreceğini de iyi biliyorlar. Referanduma gitti, 30 madde yüzde 60 ile 57 ile 51 ile çıktı diyelim. Bütün bu 'Evet' oyları iktidarın tarafına geçer. Çıkan 'Hayır' oylarını da bütün muhalefet aralarında paylaşır. Böyle bir siyaset olabilir mi? Hele hele yüzde 50-60 ile kabul edilmiş referandumu Sayın Sezer'in, Sayın Kanadoğlu'nun aklına bakarak Anayasa Mahkemesine referandumdan sonra bile götürüp, orada iptal ettirmeye çalışmak, olası bir seçimde CHP'ye bir şey mi kaybettirir, yoksa Ak Parti'ye çok şey mi kazandırır. Halkla kavga olmaz. Halkın iradesine karşı, 'Ben dokuza ikilik dengeleri olan Anayasa Mahkemesinde nasıl olsa çözerim' düşüncesiyle hala bu açıdan kendisine bir hat oluşturmaya çalışılırsa millet bunun cevabını 2007 22 Temmuz'da nasıl verdiyse şimdi daha fazlasını verir. Bizim başımıza taş atmış gibi olur ama bu bumerang gibi döner kendi başlarını yarar. Hiç buna teşebbüs etmesinler."