Hayatı değiştiren fikirler başarı getirir

İhtiyaçları çözen buluşlar, iş yapış tarzımızı ve ilişkilerimizi değiştirdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

Geçtiğimiz 10 yılda özellikle tüketici elektronikleri alanında önemli inovasyonlar gerçekleşti. İnsanların ihtiyaçlarına basit çözümler sunan bu buluşlar iş yapış tarzımızı, hızımızı ve en çok da birbirimizle ilişkilerimizi değiştirdi. Buluşlar, sahiplerine ve öncü şirketlere ise, önemli ticari başarılar sağladı. Hızla büyüyen dev pazarların yaratılmasını sağlayan bu akıllı fikirler aslında hayatımızı geri dönülmeyecek şekilde değiştirdi. Nasıl mı?

Evden çıkmadan para ve anahtarla eş önemde, kesinlikle unutulmaması gereken nedir? Cep telefonunuz mu?  Gözünüze çarpan ilginç bir olayın veya güzel bir manzaranın resmini çekmek için cep telefonunuza mı uzanıyorsunuz? Trafiğe çıkmadan hangi yoldan gideceğinize cep telefonunuzdan trafik yoğunluğuna baktıktan sonra mı karar veriyorsunuz? Nerede kiminle neler yapıyor olduğunuzu tüm arkadaşlarınızla anında Facebook'ta mı paylaşıyorsunuz? Arabanızda yolunuzu kaybetmemek için GPS yol haritasına mı bakıyorsunuz? iPhone'unuz  ve kol altında taşıyabildiğiniz dizüstü bilgisayarınız sizinle tatilden toplantıya her yere mi geliyor? Yüzlerce şarkının kayıtlı olduğu bir MP3'ünüzü işe gelip giderken vapurda, otobüste veya spor yaparken mi dinliyorsunuz?  Bu soruları okurken hafif tebessümle başınızı sallayıp onaylıyorsanız, siz değişime uyum sağlamış bir insansınız. 

Gelişen teknolojiler size her türlü gereksiniminizi cebinizde taşıma imkanı tanımakta. İş, bilgi alışverişi ve eğlence size adeta alternatif bir boyuttan geliyor, istediğiniz zaman istediğiniz yerde sizinle buluşuyor. Dijital teknolojilerin nasıl tüketim alışkanlıklarımızı değiştirdiğini anlamak için, 10 yıl öncesinde nasıl iş yaptığımızı, eğlendiğimizi, arkadaşlarımızla bağlantı halinde kaldığımızı düşünmemiz yeterli. İş yapmak için ofise veya internete bağlanılan bir yere mahkumduk, cep telefonu adı üzerinde cebimizde taşıyabildiğimiz büyüklükte bir telefondu, müzik dinlemek için CD'lerimiz, radyomuz vardı. Şimdi istediğimiz yerde çalışmakta özgürüz. Tabii bu özgürlüğün de getirdiği kısıtlamalar yok değil, Blackberry'nize gecenin bir yarısı düşen bir müşteri emaili saate, mekana ve sizin o an uyuyup uyumadığınıza bakmadan, özenle cevap bekliyor; hem de hemen! Peki, tüketici davranışlarınız nasıl değişti? Hangi teknolojik inovasyonlar biz tüketicilerin hayatını kolaylaştırdı?

Cep telefonu ve fotoğraf makinasının uyumu

Tüketici elektronikleri alanındaki gelişmeler tasarımcıların kendi ihtiyaçlarını gidermek için ortaya koydukları pratik çözümlerle doğdu. Örneğin, yazılım mühendisi Phillippe Kahn, 11 Haziran 1997'de doğan bebeğinin hastanede resmini çekmek için ilk kez cep telefonuyla fotoğraf çekmeyi başardı. Hastanede eşinin doğum yapmasını beklerken cep telefonundan  fotoğraf göndermeye yarayan yazılım kodları yazmaya başlamış, cep telefonuyla fotoğraf makinasını kabloyla bağlayarak, kızının ilk resmini cep telefonundan çekmiştir. Kahn bu fotoğraf gönderme sistemini PictureMail adı altında ticarileştirmiş ve bugün Verizon ve Sprint gibi Amerikan cep telefonu şirketlerinin kullandığı mobil fotoğraf mesajlaşma servisini LightSurf şirketiyle sunmaya başlamıştır.

Fotoğraf makinalı cep telefonları hızla gelişmiş; Kasım 2000'de Sharp J-SH04 Japon pazarına girmiş, Sprint ise Sanyo SCP-5300 ile Amerikalı tüketicilerle Aralık 2002'de tanışmıştır. Yaklaşık 400 dolara satılan bu fotoğraf makinalı telefon, arkada LED flaşı, 5 cm'in üzerinde ana ekranı, 2.5 cm'lik LCD dış ekranı, x16 dijital zoom, ve renk/açıklık/beyaz ayarı seçenekleriyle fotoğraf makinası özellikleri öne çıkan bir telefondu.

Cep telefonuna dijital fotoğraf makinalarının entegre edilmesi dijital fotoğraf makinalarındaki teknoloji gelişmeksizin hayata geçemezdi. Elektrik mühendisi Steve Sasson 1973'te optik bilgiyi dijital veriye çevirebilen CCD (charge-coupled device) teknolojisini geliştirmek üzere işe alındı. Sasson öncelikle bir dijital devre kurdu, bu devrenin üzerinde Motorola tarafından tasarlanmış fotoğraf makinasına analogu dijitale çeviren bir aygıt, Kodak film kamera lensi ve Fairchild Semiconductor tarafından geliştirilmiş bir CCD'yi birleştirdi. Bu protototipin ağırlığı yaklaşık 4 kiloydu, 0.01 megapiksel çözünürlüğe sahipti. Sadece siyah beyaz imajları kaset bandının üzerine kayıt edebiliyordu. Sasson, 1975 Aralık'ında ilk dijital resmi çekmesi ve hafızaya alması 23 saniye sürdü. Bu deney, fotoğraf sanatının yönünü değiştirecekti.

iPhone uygulamaları hayatımızı değiştirdi

Cep telefonu bireyin vazgeçilmesi haline geldi de mobil teknoloji mi daha da ilerledi yoksa mobil teknolojinin ilerlemesiyle cep telefonu hayatımızın daha da önemli bir parçası mı oldu uzun uzadıya tartışılabilir bir konu. Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan... Ancak bir gerçek var ki, öyle ya da böyle, cep telefonunda bulunan bir çok uygulama hayatımızı kolaylaştıran hizmetler sunmaya başladı. Bu alanda, iPhone başı çekti. Kişiye cep telefonu ve bilgisayar fonksiyonlarını kişiselleştirme özgürlüğü tanıdı. Iphone'un farklılığı ne moda olmasından, ne şık görüntüsünden ne de fonksiyonel olmasından kaynaklanıyor. Iphone'u özel yapan işletim sistemi. iPhone piyasaya çıkmadan önce, cep telefonu uygulamalarının kontrolü tamamen cep telefonu operatörü şirketlerindeydi. Operatörler, kullanıcıların telefonlarını nasıl kullanacaklarını yönlendirmekte, bir başka deyişle operatörlerin bu uygulamalarla ne kadar kar sağlayacağını belirlemekteydi. Apple, iPhone ile operatörlerin tekeline son verdi. Kullanıcılara aynı bilgisayarlarında yaptıkları gibi, fonksiyonları kişiselleştirme olanağı sundu. Herkese yeni fonksiyonlar yaratma ve satma fırsatı sağladı.  Bugün Apple 3. Nesil iPhone kullanıcılarına 300,000 uygulama seçeneği sunuyor. Bu fonksiyonel, eğlenceli ve bilgi veren uygulamaların yanı sıra, iPhone ile birçok dokunmatik ekran özelliği standart hale geldi: çimdik atarak büyütüp, küçültmek; telefonun yönünü değiştirerek görüntüyü yatay veya dikey hale getirmek gibi özellikler iPhone ile dokunmatik telefonların olmazsa olmazı oldu.

iPhone'un en yararlı uygulamalarından biri de GPS ile yön bulmak. Size A noktasından B noktasına yol göstermenin yanı sıra, sesli yol tarifleri sayesinde hangi kavşaklardan döneceğinizi, çevrede değişen trafik durumlarını ekrana bakmadan duymanız ve yolunuzu belirlemeniz oldukça kolay. GPS, Amerika'da acil vakalarla uğraşan polislerin sıklıkla başvurdukları bir sistem haline geldi. Ayrıca, anne babaların çocuklarının nerede olduğunu saptaması, çalınan malların bulunması ve suçluların yakalanması için oldukça işe yarayan veriler sunmakta GPS. Tabii, her teknoloji beraberinde eksiler de getirmekte. GPS'le beraber hususiyetle ilgili birçok sıkıntı meydana gelmekte. Bu durum GPS cihazlarının hızlı artışını önlememekte: Amerika'da 2000'de satılan taşınabilir GPS cihaz sayısı 107.000'ken, 2010'da bu sayı 15.6 milyona çıkmıştır.

Herşey iPod ile başladı

Steve Jobs, Apple iPhone ile cep telefonunun hayatımızdaki yerini değiştirmeden önce, iPod'la müziği hayatımızın merkezine koydu. Nasıl selpak, orkid ve post-it jenerik isimler haline geldiyse, iPod da MP3'ü gölgede bıraktı. İlk iPod 10 Kasım 2001'de piyasaya verildi. 399 dolara satışa sunulan beyaz stilize iPod oyun kartlarından biraz küçük olup, 5GB belleğiyle, 1000 şarkıyı kaydedecek kapasiteye sahipti. Apple, ilk 18 ayda 1 milyonun üzerinde iPod sattı. iPod'u piyasaya çıkarmadan yaklaşık 1 yıl önce, Apple iTunes'u kurdu. Yasal olarak müzik indirme yazılımı iTunes online müzik satışı diye bir kavramın oluşmasını sağladı. Apple, 2008'in Nisan ayında Walmart'ı arkada bırakarak Amerika'nın en büyük müzik mağazası haline geldi. Müziğin yanı sıra, film ve televizyon dizilerinin satışına başladı, amatör ve bilgi içerikli videolardan oluşan podcastlerin yaratılmasına ortam hazırladı. Bugün iTunes'dan indirilen şarkı başına 99 cent, albüm başına ise 9.99 dolar vererek yasal olarak şarkı indirmeniz mümkün.

Arkadaşlar, meslektaşlar, benzer ilgi alanlarına sahip kişiler arasındaki bilgi alışverişi mobil veya net ortamında hızla yaygınlaşmakta. Bunun arkasındaki en önemli sebep kişilerin birbirlerinden haberdar olma isteği. Sosyal ağlar üzerinde kişiler kendi deneyimlerini, resimlerini, bilgilerini anbean paylaşmak ve arkadaşlarının yaşadıklarını, düşüncelerini de aynı şekilde duymak istiyorlar. Geçtiğimiz 10 senede sosyal ağların biraraya getirdiği insan sayısı yaklaşık 1 milyar kişi, Facebook'un bugün 350 milyon aktif kullanıcısı var.

2002'de Jonathan Abrams benzer ilgi alanları olan kişilerin birbiriyle bağlantı kurmasını sağlayan bir yazılım yazmayı düşünmüş, kişilerin kendi web sayfalarını oluşturabilecekleri ve tanıdıklarını davet edebilecekleri bir web bazlı sistem kurmuştur. Bu ilgi alanlarına göre insanları aynı platformda toplama ve kullanıcıların mesajla birbirini davet etme sistemi o kadar orijinal bulunmuş ki, sistem 4 yıllık Amerikan patentiyle ödüllendirilmiştir. Mart 2003'te Abrams'in kurduğu Friendster ilk sosyal networktur. İlk 8 ay içinde hiçbir reklam veya pazarlama aktivitesi yürütmeden 2 milyon kullanıcıya ulaşmıştır. Friendster'ı daha başarılı tasarımlarıyla MySpace ve Facebook takip etmiştir. 3G cep telefon networklarının gelişimiyle de mesaj formatında haberleşme aracı olan Twitter popüler olmuştur. 140 karakterle kullanıcılara kısa ve öz bir mesaj vermeyi hedefleyen Twitter şirketlerin ürün ve servisleriyle ilgili tüketicilerin nabzını tuttukları bir ortam haline gelmiştir.

2008 baharında Amerikalı fotoğrafçılık öğrencisi James Buck Mısır'da El Mahalla El Kubra'daki tekstil fabrikasında çıkan protestoları haber yapmak amacıyla bulunurken kendini karmaşanın içinde bulmuş, protestocularla göz altına alınmıştır. Cep telefonundan Twitter'a gönderdiği 'Arrested' (tutuklu) mesajı onun nerede, ne amaçla bulunduğunu bilen arkadaşlarına ve Amerikan güçlerine ulaşmış, Buck birkaç saat içinde serbest bırakılmıştır. Bu efsanevi örnekte olduğu gibi Twitter zor durumlarda bir haber kanalına dönüşüp bir bilgiyi tüm dünyaya aktarma gücüne sahiptir.

Hep tesadüfler, ortak tanıdıklar, kişilerin bilmediğimiz bağlantıları ortaya çıkınca durur 'Dünya küçük' deriz. Bugün teknoloji dünyayı daha da küçülttü. Sınırlar, diller, gelenek ve görenekler internet ve mobil teknolojilerin gelişmesiyle hızla içiçe geçmekte. Dünya vatandaşı olmak eskiden çok gezmiş olmak, farklı kültürlere ilgi ve yakınlık göstermek, yabancı dil konuşmak olarak düşünülürdü. Bugün internet ve akıllı cep telefonları bizi yerimizden kıpırdamadan dünya vatandaşı yapmaya yetiyor.

www.datassist.com.tr

 

Bu konularda ilginizi çekebilir