Horlamak o kadar da basit bir problem değil, küçümsemeyin

Horlamak, çok kişi için sıkıntıdır. Horladığımızı kabul etmesek de horlamak temelinde oksijensizlik olan ciddi bir hastalık. Bazı tahminlere göre Türkiye’de 20 milyon kişi horluyor...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

kezban-020.jpg

Bu rakamı okuduğunuzda siz de benim gibi inanamayacaksınız sanıyorum. Hangi rakama mı? Türkiye’nin horlama profili ile ilgili rakama: Türkiye’de her dört kişiden biri yani 20 milyona yakın kişi horluyor! Dahası da var. Bu 20 milyon kişinin 15 milyonunu erkekler oluşturuyor. Kadınlar erkeklere göre horlama konusunda daha şanslılar. Horlayan erkeklerin sayısı kadınların üç katına ulaşıyor. Bu veri ilginç fakat bunun bir nedeni var. Çünkü erkeklerde obeziteye bağlı yağlanma boyun ve karın bölgelerinde yoğunlaşmasıyla horlama sıklığının arttığı ifade ediliyor. Ayrıca alkol ve sigara kullanan kişilerde kullanmayanlara göre horlamanın görülme sıklığı 4 kat daha fazla. Kadınlarda ise menopoz ve sonrasında görülme sıklığı artıyor.

Meslekler itibariyle değerlendirildiğinde sürekli fiziksel ve zihinsel performans gerektiren, yoğun tempo isteyen stresli mesleklerde, horlama ile karşılaşma riskinin yüksek. Örneğin zamana karşı zihinsel bir performans sergilemek ve yoğun stresle baş etmek zorunda olan, sanayici ve işadamları, küçük ve orta boy işletme sahipleri, yöneticiler, pazarlama ve satış pozisyonundakiler, reklamcılar gibi girişimciler ve beyaz yakalılar için horlama riski gündeme geliyor.

Biz, genellikle horlamanın şakasını yaparız. Örneğin ‘horlama’ sorunu olan yakınımıza, ebeveynlerimize ‘Horlaman karşı odadan duyuluyor. Hatta karşı komşu bile duyabilir’ deriz. Yani eğer sorunu başkası yaşıyorsa horlamayı hafife alırız. Kendimiz ise horladığımızı hiç ama hiç kabul etmeyiz! Ancak horlamak pek çoğumuzun sandığı kadar basit bir problem değil. Uzmanlar horlamayı şöyle tanımlıyor: Özellikle kilo problemi olan erişkinlerde, dil, yumuşak damak ve küçük dilin gerginliğini kaybederek soluk yolunu daraltması sonucunda, uyku sırasında nefes yolunun çıkardığı gürültülü ses.

Bizler ise gündelik hayatımızda horlamayı genellikle ve sadece ‘gürültü’ ile ifade ediyoruz. Ancak horlama bir hastalık ve DentGroup Çene ve Yüz Protezi Uzmanı Dr. Tuğrul Saygı’nın aktardığına göre bu hastalığın temelinde oksijensizlik var. Saygı ‘horlama’ esnasında vücudumuzda neler olduğunu şöyle anlatıyor: Horlayan kişi rahat nefes alamadığı için, vücudun canlı kalabilmesi için gerekli ana element olan kanındaki oksijen seviyesi düşer. Horlayan kişi, gürültülü bir ses çıkarırken, aslında bilinci kapalı olarak nefes almaya çalışmaktadır. Yani aslında sorun sadece gürültü yaratmak değil. Sorunun temelinde kişinin oksijensiz kalması var ki bu da problemi oldukça ciddi hale getiriyor.

Peki, horlamak, bu şekilde tanımlanırken uyku apnesi nedir?

Öncelikle uyku apnesi horlamaya göre daha ciddi bir durum. Saygı’nın verdiği bilgilere göre horlamada soluk yolu daralırken uyku apnesi’nde belirli süreler ile tamamen hava akışı duruyor.

Bazı hastalarda solunum durmaları gecede 300-400 kez tekrarlanıyor. Uykunun 4’te 3’ünde nefessiz kalınabiliyor.

Rahat nefes alamamaktan dolayı oksijen seviyesi hızla düşüyor. Bu da uykuda ölüm riskini artırıyor. Saygı uyku apnesi ile ilgili sık rastlanan bir durum hakkında bilgi veriyor: Uyku apnesi olan kişilerin nefesinin durduğunu daha çok yanlarında uyuyan eşler fark eder. Bu kişilerde uyku apnesine bağlı oksijensizlikten dolayı hipertansiyon gözlenmekte ayrıca efor gerektiren işlerde kalp sıkışmasına neden olabilmektedir.

Obstructive uyku apnesi ise, tıkayıcı tipte uyku apnesi anlamına geliyor. Saygı, 3 tip uyku apnesi olduğunu söylüyor ve şu şekilde açıklıyor: Santral beyin fonksiyonları ile ilgilidir. Obstructive uyku apnesi, tıkayıcı tipte uyku apnesi, apne sırasında solunum durması yaşanır. Ciddi hayati tehlikelere sebebiyet verebilir. Mixt tip uyku apnesi ise Santral ve Obstructive uyku apnesinin bir arada olduğu durumdur.

Kalp krizi ve felce sebep olabilir

Horlamanın kendisi zaten ciddi bir hastalık fakat başka hastalıklara da sebep oluşturabiliyor. Saygı, “Horlama, erkeklerde erken boşalmaya da neden olabiliyor. Rahat nefes almayı engellediğinden, kalp kandaki bu oksijen açığını kapatmak için normalden daha fazla çalışıyor. Bu durum da uzun vadede hipertansiyon, aritmi, kalp krizi gibi tehlikeli kalp damar hastalıklarına neden olabiliyor. Ayrıca, horlama sırasında beyin yeterli oksijen alamadığı için, ani felç riski de önemli bir tehlike olarak karşımıza çıkabiliyor. Horlayan kişide ayrıca depresyon ortaya çıkabiliyor" diyor. Peki, kimler risk altında? Saygı risk altında olan kişileri şu şekilde sıralıyor: Obezite (kilo fazlalığı), kısa ve kalın boyna sahip olma, kalıtımsal geçiş (anne veya babada olması), alt çenenin normalden küçük ve geride olması, kötü alışkanlıklar (alkol ve sigara), uzun süreli antidepresan (sakinleştirici) kullanımı bunlar arasında sayılabilir.

En hızlı çözüm horlama protezi

DentGroup Çene ve Yüz Protezi Uzmanı Dr. Tuğrul Saygı, horlamanın tedavisinde uygulanan en hızlı, pratik ve ekonomik yöntemin horlama protezi olduğunu belirtiliyor. Bu protezin kullanımı hakkında bilgi veren Saygı, “Geceleri uykuda kullanılan ve dişler üzerine oturan horlama protezi, alt çeneye ileri ve aşağı konum vererek sarkmış olan dokuları tekrar eski gerginliklerine kavuşturarak soluk yolunu açar, horlama ve uyku apnesini engeller. Horlama protezi kişiye özel olarak hazırlanır ve hiçbir cerrahi müdahale gerektirmez. Kullanılmaya başladığı andan itibaren horlama ve uyku apnesini azaltır. Hatta çoğu zaman ilk gece horlama ve uyku apnesini keser. Asıl etkisi ise 3-4 hafta içinde gözlenir. Hastalık ne kadar erken evrede yakalanırsa tedavi süresi o kadar kısalır” diyor. Saygı, horlamaya karşı önlem olarak, alkol ve sigara gibi kötü alışkanlıklardan uzak durmak, düzenli uyumak ve spor yapmak, özellikle de yüzme sporunu da öneriyor.

Türk Uyku Tıbbı Derneği’ne göre ise horlamanın önüne geçmek için kesin önlemler arasında CPAP (Devamlı basınçlı pozitif hava) tedavisi yer alıyor. Buna göre bu tedavi, obstrüktif uyku-apne sendromunun en etkili ve kesin tedavi yöntemi. Bu tedavi ile horlama, uykuda solunum durmaları ve bunların sebep olduğu kısa ve uzun dönemli problemler tamamen ortadan kalkıyor.

İstatistik

20 milyon kişi
Türkiye’de horlayan kişi sayısı.

% 10
Horlama ile beraber uyku apnesi olduğu tahmin edilen nüfusun yüzdesi.

15 milyon
Horlayan erkeklerin sayısı.

% 60
Horlayan her 10 yetişkin kişiden 6’sı eşi ya da ailesinin ikazlarıyla tedaviye gidiyor.

300 - 400
Horlamanın kısa aralıklarla kesilmesi ve ardından derin ve gürültülü bir sesle tekrar nefes almaya başlanması gece içinde apnelerin varlığını gösteriyor. Bazı hastalarda solunum durmaları gecede 300-400 kez tekrarlanabiliyor.

Nedir ne değildir?

Horlama, kilo problemi olan erişkinlerde, dil, yumuşak damak ve küçük dilin gerginliğini kaybederek soluk yolunu daraltmasıyla uyku sırasında nefes yolunun çıkardığı gürültülü sestir. Horlamada soluk yolu daralır. Uyku apnesi: Soluk yolunda belirli süreler ile tamamen hava akışı durur. Rahat nefes alamamaktan dolayı oksijen seviyesi hızla düşer. Bu da uykuda ölüm riskini artırmaktadır.

Kimler risk altında?

Erkeklerde risk grubunu daha çok 30 yaş üstü, yoğun çalışan, kilolu, kalın boyunlu ve kısa boylular oluşturuyor. Kadınlarda görülme sıklığı menopoz sonrası hızla artıyor. Horlama, alkol ve sigara kullanan kişilerde kullanmayanlara göre 4 kat daha fazla görülüyor. Yakınları ünlü Alman besteci Johannes Brahms’ın aşırı derecede horladığını belirtiyorlarmış. Kısa, tıknaz vücudu ve kalın boyun yapısı da bu duruma yatkınlığını gösteriyor.

Tedavi nasıl olmalı?

1- Horlamayla partneriniz ile odanızı ayırarak baş edemezsiniz. Çözüm için horlamaya yol açan gerçek nedenleri ortaya koyun ve doğru tedaviyi bulun.

2- En hızlı, pratik ve ekonomik yöntemin horlama protezi olduğu belirtiliyor.  

3- Kilo verme: Hastalığın kilo alma ile birlikte ortaya çıktığı düşünülürse ve çoğunlukla şişman erkeklerde olduğu göz önüne alınırsa kilo vermenin tedavideki rolü önemli.  

4- Alkol: Yatmadan önceki saatlerde alınan alkolün uykuda apnelerin daha sık ortaya çıkmasına neden olduğu bilindiğinden geç saatlerde alınması önerilmiyor.  

5- Horlamanın önüne geçmek için önemli olan yastığınızın yüksek olması. Yatakta da yan pozisyonda uyumak önemli .  

6- CPAP (Devamlı basınçlı pozitif hava) obstrüktif uyku-apne sendromunun en etkili ve kesin tedavi yöntemleri arasında yer alıyor.  

7- İtalya’da horlamayı önleyici popüler teknikler arasında kedi miyavlaması da var.

Bu konularda ilginizi çekebilir