İki-üç yıl içinde AB'ye tam üye olabilirdik

Malta The Times gazetesine konuşan Egemen Bağış, "Siyasi engellemeler olmasaydı Türkiye, iki ya da üç yıl içinde Birliğe tam üye olabilirdi" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Malta The Times gazetesine verdiği mülakatta, Türkiye'nin insan hakları sicilinin bazı Avrupa Birliği üyesi ülkelerden daha iyi olduğunu belirtti.
 
Bakan Bağış, Malta temasları sırasında Malta The Times gazetesine Türkiye-AB ilişkilerine dair açıklamalar yaptı.
 
Mülakatta, Türkiye'ye AB tarafından objektif muamele yapılmadığını belirten Bağış, "Siyasi engellemeler olmasaydı, entegrasyon sürecinin yüzde 60'ını tamamlamış Türkiye, iki ya da üç yıl içinde Birliğe tam üye olabilirdi" dedi.
 
AB sürecinde yapılan reformlara dikkati çeken Bağış, "İnsanların, etnik kimliklerini açıklamaktan çekindiği bir ülkede bugün devlet televizyonunda Kürtçe yayın yapılmakta olup, üniversitelerimizde Kürt dili kürsüleri mevcuttur. Cumhurbaşkanımız Alevi toplumunun ibadethanesini ziyaret etmiş, okul kitaplarında Alevilerin İslami yorumuna yer verilmiştir. 88 yıldan sonra ilk kez Rum Ortodoks toplumu tarihi St. Simeon kilisesinde ayin yapmış, Ermeni toplumu ise 112 yıl aradan sonra Akdamar kilisesini kullanmaya başlamıştır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Hahambaşı'nı makamında ziyaret eden ilk Başbakandır. Tüm bunlar önemli reformlardır" diye konuştu.
 
Bağış, Türkiye'nin insan hakları ve ifade özgürlüğü ihlalleri konularında eleştirildiğinin hatırlatılması üzerine de, Türkiye'nin insan hakları alanında mükemmel ya da örnek olduğunu iddia etmediğini belirterek, şunları kaydetti:
 
"Ancak Türkiye'nin insan hakları sicilinin bazı Avrupa Birliği üyesi ülkelerden daha iyi olduğunu güçlü bir özgüvenle söyleyebilirim. Bugün Türkiye, dünden daha iyi durumdadır ve yarının Türkiye'sinin daha da iyi olacağından eminim. Doğru yoldayız. Ama AB ikiyüzlü bir tavır içindedir. Müzakere sürecinde, insan hakları, yargı reformu, adli konular, azınlık hakları 23 ve 24 sayılı fasıllarda mevcuttur. Geçen sonbaharda, Karadağ'a katılım müzakerelerine başlama tarihi verildiğinde, AB Konseyi müzakerelere başlayan her ülkenin diğer fasıllardan önce 23 ve 24. fasılları açması gerektiğine karar vermiştir. Ancak Türkiye'nin durumunda 23 ve 24. fasıllar, Kıbrıs Rum yönetimi tarafından engellendiği için açılamamaktadır."
 
Bağış, bazı siyasetçilerin Türkiye'nin "kültürel olarak Avrupalı olmadığını" iddia etmeleri konusundaki düşüncelerinin sorulması üzerine, Türkiye'nin Hristiyan Birliği'ne değil Avrupa Birliği'ne dahil olmaya çalıştığını dile getirdi.
 
Avrupa'da birçok Müslüman, Yahudi ya da ateistin yaşadığını hatırlatan Bağış, Hristiyanlığın Avrupa'da değil, Ortadoğu'da doğduğunun unutulmaması gerektiğini vurguladı.
 
AB'nin ekonomik ya da siyasi bir birlik olmaktan ziyade, insanlık tarihindeki en büyük barış projesi olduğunu anlatan Bağış, "Ancak, henüz kıtasal bir barış projesidir. Türkiye'nin dahil olmasıyla küresel bir barış projesi olacaktır. Çünkü Türkiye'nin Ortadoğu, Orta Asya ve Kafkaslar'da etkisi hissedilmektedir. Hatta Çin ve Hindistan da katılım sürecimizi yakından takip etmektedirler" dedi.
Bu konularda ilginizi çekebilir