İktidardaki 11 yılı anlattı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2014 yılı merkezi yönetim bütçe kanunu tasarısı görüşmeleri toplantısında TBMM'de konuştu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Meclis Genel Kurulu'nda bir konuşma yaptı. Bütçe görüşmelerinin yapıcı, saygı ve sevgi çerçevesinde olmasını arzu ettiğini dile getiren Erdoğan, 2013 yılı 3. çeyrek büyüme rakamlarına değinerek, "Ülkemize milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye ekonomisi beklentilerin üzerinde yüzde 4.4 büyüdü. Dünyada durgunluk devam ederken büyüme oranları düşük seyrederken Türkiye ekonomisi bu kadar yüksek bir büyüme performansı göstermesi hiç kuşkusuz milletimiz adına sevindirici bir gelişme. İşçi, memur, çiftçi, tüccar, sanayici ve ihracatçı herbir vatandaşımızı gönülden tebrik ediyor kendilerine teşekkür ediyorum" dedi.

Hükümet olarak, bugüne kadar 11 bütçe hazırladıklarını dile getiren Erdoğan, "Bugün 12. bütçenin görüşmelerini yapıyoruz. Tek parti dönemlerinin ardından ilk defa AK Parti, 11 yıl hükümet dönemini üstlendi ve 12 bütçe hazırladı. Böyle rekor bir süre hizmet etme görevinin milletimiz tarafından bize tebliğ edilmiş olması, büyük bir onurdur. Türkiye, 11 yıllık AK Parti hükümetinde önceki tüm hükümetlere nazaran çok başarılı bir performans sergilemiş, yapılanlara fazlasını eklemiş, Türkiye'yi ilkler ve rekorlarla tanıştırmıştır. Geride bıraktığımız 11 yılın verdiği çok önemli mesaj var. Zemin sağlamsa, huzur ve istikrar varsa, ekonominin de istikrar içinde büyüdüğünü millet olarak tecrübe ettik" diye konuştu. 

Erdoğan, Meclis'in en önemli yer olduğunu belirterek, "Milli iradeyi korumak ve güçlendirmek sadece iktidar partisi vekillerinin değil, Meclis'teki her vekilin birinci vazifesidir. Türkiye'nin her meselesinin çözülmesi gereken yer bu salondur. Bu salonun dışında hiç kimse hiçbir kurum, bu ülkeye ve bu millete istikamet veremez. Hiçbir vekil, hiçbir siyasi parti milli iradeye saldıranlar karşısında kayıtsız kalamaz" açıklamasını yaptı.  

Muhalefete eleştiriler yönelten Erdoğan, şunları söyledi:

"Eğer bir siyasi parti, sokak eylemlerini destekliyorsa o parti Meclis'in siyasi saygınlığını, milli iradeyi önemsemiyor demektir. kimi sermaye çevreleri, medya kuruluşları çirkin ittifaklar eşliğinde Meclis'i hedef alıyor, muhalefet ve iktidar karşı koymuyorsa meclis yara alıyor demektir. Vekillerin ve siyasi partilerin hesap vereceği tek yer Meclis'tir. 

Sokak eylemlerinden, sermayeden, medyadan güç almaya çalışanlar hata yapmış olurlar. Sandık hiçbir zaman bunu affetmemiştir. Elbette medya, sivil toplum önemlidir, ancak eline silah alanlar demokrasiye saygınlık kazandırmaz zarar verirler. Milli iradenin dışında fani hiçbir güç tanınamaz. Hükümet olarak 11 yıl boyunca milli iradenin tecelli etmesi, güç kazanması için çok samimi mücadele verdik. Her meselede hakem millet oldu. Milletimize inandık, güvendik. Milletin en iyi karar vereceğine güvendik. Türkiye'de sermaye, medya, çeteler değil yalnızca millet istikamet çizer."

Terörün Türkiye'ye etkisi

Erdoğan, terörle ilgili 30 yıl boyunca ortak bir irade oluşturulamadığını ifade ederek, "Milli irade üzerinde, demokrasi, sosyal barış ve kardeşlik üzerinde tehdit teşkil eden terör karşısında cesur ve kararlı bir duruş sergiledik. Meseleyi sadece şiddet boyutuyla değil, ekonomik ve sosyal yönüyle ele aldık" dedi.

Barış süreci ile birlikte Doğu ve Güneydoğu'da farklı bir iklim oluştuğuna değinen Erdoğan, "Turizm canlandı, ekonomi canlandı. İnsanlar köylerine döndü. Askerimiz, polisimiz düğünlerde vatandaşımızın sevincine eşlik etmeye başladı. Yatırımcılar ziyaretlere gelmeye bölgeyle kucaklaşmaya başladı. Anneler, babalar oğullarının ölüm haberini almadı" şeklinde konuştu.

Çözüm sürecini mutlaka sonlandıracaklarını vurgulayan Erdoğan, 4 tane kırmızı çizgileri olduğunu açıklayarak, "Tek millet tek bayrak tek vatan tek devlet' dedik, ve millet anlayışımız Türkiye'deki tüm etnik unsurları kucaklar" ifadelerini kullandı.

Erdoğan şunları söyledi:

"Cumhuriyetimizin 100. yılı 2023 kuşkusuz bundan daha farklı olacaktır. Bugün 18-22 yaşındaki gençlerin Türkiye'nin 11 yılı öncesi ile şimdi arasında kıyas yapmakta zorlanacaklardır, ancak gençlerimiz bir yana, belli bir yaşın üzerindeki pek çok kişinin de eski Türkiye ile yeni Türkiye arasında kıyas yapmakta zorlandıklarını görüyoruz. Eski günleri çabuk unutturduk."

[PAGE]

Başbakan Erdoğan, dün yazılmayanların bugün istenilen şekilde yazıldığını, atılmayan manşetlerin rahatça atıldığını savunarak, "Şimdiye kadar söyleyemediklerinizi bugün rahatça ifade edebiliyorsunuz. Polisimize hakaret ederek, özgürlük yok söylemleri samimiyetsizlikten başka bir şey değil. 3.5 ay sonra milletimiz sandığa gidecek ve hür iradesi ile oy kullanacak. Sandık bir kez daha merak etmeyin önünüze gelecek. Söylediklerine inanan varsa buyursun bunu sandıkta teyit etsin" diyerek muhalefete meydan okudu.

Ekonomik veriler

Erdoğan, 11 yıllık süreçte, Türkiye'nin dış ticaret hacminin 4,5 kat artış kaydettiğini söyledi. Erdoğan, "Biz hangi rakamdan devraldık Türkiye'yi... 230 milyar dolardan devraldık Türkiye'yi. 2012 yılındaki rakam 782 milyar dolara ulaştı" dedi. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"2002 yılında 87 milyar dolar olan dış ticaretimiz, 2012 sonunda 389 milyar dolara ulaştı. İhracatımız 36 milyar dolardan 152.5 milyar dolara ulaştı. Kasım ayında, aylık bazda tarihimizin en yüksek ihracat rakamına ulaştık. Dünyadaki, özellikle Avrupa'daki daralmaya rağmen, Türkiye'nin ihracatçıları farklı pazarlara yönelmek suretiyle Türkiye'nin ihracat rekorlarını muhafaza etmeye, rekorları tazelemeye devam ettiler. Bizim ithalatımızın en ağırlıklı kısmı, petroldür, doğalgazdır. Eğer onlar gelmezse sonra donarsınız. Donmanızı istemiyoruz, onun için devam edeceğiz.

Türkiye'nin müteahhitlik firmaları, 1972-2003 arasında 30 yılda 44 milyar dolar tutarında proje üstlenmişlerdi. Bizim dönemimizde, 2003 yılından bu güne kadar üstlenilen proje miktarı ise 220 milyar dolar oldu. Sadece 2012 yılında, yani 1 yıl içinde üstlenilen miktar 27 milyar dolar. 30 yılda elde edilen miktarı biz 13-14 ayda elde ediyoruz. 2002 yılına kadar Türkiye toplam 15 milyar dolar uluslararası yatırım çekebilmişken; 11 yıl içinde yaklaşık 150 milyar dolar uluslararası yatırım çekti ve uluslararası sermayeli firma sayımız 35 bini aştı. Artık kendisini içe kapatan ve enerjisini heba eden ülkenin ekonomisi büyüyemez. Tarihin bize yüklediği bir miras vardır. Dış politikada bu mirası gururla taşıyoruz. Türk Bayrağı, Türk Lirası, Türk Pasaportu, artık dünyanın her yerinde çok farklı anlam ifade ediyor."

"Dış politikada stratejik akılla hareket ediyoruz"

Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud'u anımsatarak, "Sayın Mahmud, 'Geçmişte Somali halkı hastalandığında azraili bekliyorduk, şimdi Türk doktorlarını bekliyoruz' dedi. İşte bu Türkiye'nin dış politika anlayışının özetidir. Çünkü biz dış politikada stratejik aklı devreye soktuk" dedi.

Erdoğan, göreve geldiklerinde Türkiye'nin IMF'ye olan borcunun 23.5 milyar dolar olduğunu ifade ederek, bu borcu 14 Mayıs itibariyle sıfırladıklarını kaydetti. Şimdi IMF'ye 5 milyar dolar borç verecek noktaya geldiklerini söyleyen Erdoğan, kendisine laf atan milletvekillerine, "Çalış sizin de olsun, kıskanmayın, çalışın sizin de olsun" dedi.

Göreve geldiklerinde Merkez Bankası'nın 27.5 milyar dolar rezervi olduğunu belirten Erdoğan, "Çalıştık, gayret ettik, hamdolsun şu anda geldiğimiz nokta, 134 milyar 617 milyon dolar, nereden nereye? 5 Kasım 2012'de Fitch, 27 Mart 2013'te SP, 16 Mayıs 2013'te Moody's kredi notumuzu yükseltti" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan yola çıkarken, "yolsuzluk, yasaklar ve yoksulluğun" hassasiyetleri olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Uluslararası Yolsuzluk Algısı Endeksi'nde, Türkiye, 2002'de 102 ülke arasında 65. sıradaydı. Geçen yıl ülkemiz 174 ülke arasında 54. sırada yer aldı. Bu yıl ise Türkiye, Uluslararası Yolsuzluk Algısı Endeksinde 177 ülke arasında 53. sırada yer aldı. Yolsuzluk konusunda asla müsamahamız yok ve olamaz. Ancak burada şunu da hatırlatmak durumundayım: Yoksulluk konusunda 11 yılda kaydettiğimiz mesafe son derece çarpıcıdır. 2006 yılından itibaren Türkiye'de günlük harcaması bir doların altında nüfus kalmadı. Günlük harcaması 2.15 doların altında nüfus, 2002 yılında nüfusun yüzde 3'üydü. 2012'de bu oran on binde 6'ya, yani yüzde 0.06'ya geriledi. 2002'de nüfusun yüzde 30'u, günlük 4.3 dolar ve altı harcama yapıyordu. 2012'de günlük 4.3 dolar harcama yapanların oranı, dikkatinizi çekiyorum, yüzde 2.27'ye geriledi."

Hane halkı tasarruf mevduatının çok ciddi oranda artış kaydettiğini hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu: 

"2002 yılında, Türk Lirası cinsi mevduat hesabı 46 milyar lira iken, şu anda 342 milyar lira. Döviz tasarrufu 2002 yılında 55 milyar dolar iken, şu anda 141 milyar dolar. İnsani Gelişmişlik Endeksi'nde 187 ülke sıralamasında, 2002 yılında Türkiye 98. sıradayken, bugün 8 kademe birden atlayarak 90. sıraya gelmiştir. İstihdam konusunda da çok farklı şeyler konuşuluyor. İstihdam konusunda artan nüfusa, artan işgücüne rağmen önemli başarı elde ettik. 2002 yılından bugüne kadar 6 milyon 769 bin kişiye iş sağladık. Küresel finans krizi nedeniyle Avrupa ülkelerinde ortalama 6 milyon kişi işsiz kalırken, biz yaklaşık 7 milyon kişi için iş oluşturduk. İşsizlik oranını 2012 sonunda yüzde 9.2'ye kadar gerilettik. İşsizlik Sigortası kapsamında 6.5 milyar lira ödeme yaptık. Kayıtdışı istihdam oranını yüzde 52'den yüzde 38'e çektik. Nüfusun yüzde 98.9'u şu anda sosyal güvenlik kapsamında. Bu oran, 2002'de yüzde 71'di.

Türkiye'nin dış borcu konusu

Borçlar çok merak ediliyor. Türkiye'nin borç konusu maalesef yıllardır istismar ediliyor. AB tanımlı genel yönetim borç stokunun milli gelire oranı 2002 yılında yüzde 74'tü. Yani, Türkiye'nin sahip olduğu her 100 liranın 74 lirası borçtu. Bu oran şu anda yüzde 36. Kamu net borcu, 2010 yılına göre 100 milyar lira azaldı ve 217 milyar lira seviyesine geriledi. 2002 yılında kamunun 76 milyar dolar net döviz cinsi borcu vardı, şu anda kamunun 32,5 milyar dolar net döviz cinsi varlığı var. Varlığı var, varlığı... Dağıttığımız kitaptan okursan oradan bunu da öğrenirsin. Yani eksi 76 milyar dolardan aldık, artı 32,5 milyar dolara ulaştık. Biz görevi devraldığımızda, Türkiye, yüzde 63 faiz oranıyla borçlanabiliyordu. 2013 Mayıs ayında faiz oranları hatırlayın, çok savunduğunuz Gezi olaylarına kadar 4.67'ye kadar gerileyerek tarihinin en düşük seviyelerini gördü. Gezi olaylarında bir anda yüzde 9'a fırladı."

[PAGE]

Özelleştirmeden elde edilen gelirin yaklaşık 100 milyar lira olduğunu yineleyen Erdoğan, "Bu Hükümet geçmişin hatalarını telafi etmiş, geçmişte ödenen ağır faturalara son vermiş, Türkiye'nin birikimine daha fazla birikim katmıştır. Burada faize ilişkin şu noktayı da özellikle vurgulamak isterim: Bu yıl, 17 Mayıs'ta faiz, tarihin en düşük seviyesine gerilemiş, yüzde 4.67 olmuştu" dedi.

Erdoğan, çay ve simit hesabını da anımsatmak istediğini belirterek, "2002'de, asgari ücret 184 liraydı. Beş kişilik bir aile, günde üç öğün çay ve simitle geçinse 270 liraya ihtiyaç vardı. Yani asgari ücret, çay ve simite yetmiyordu. Bugün bu hesabı yaptığınızda, asgari ücret 804 lira. Beş kişilik bir aile, üç öğün çay ve simit tüketse, ihtiyacı olan miktar 450 lira. 11 yıl önce asgari ücret, çay ve simite yetmezken bugün ise asgari ücretin yarısı buna yetiyor" dedi.

Kendisine laf atan milletvekillerine dönen Erdoğan, "Arkadaşlar burada böyle sıralara vurmak, bağırmak, çağırmak... Bunları gidin millete anlatın. Milletimiz en büyük hakemdir. Bunları oraya anlattığınız zaman, milletimiz ne denli doğru ya da yalan konuştuğunuzu görecek, söyleyecek size..." karşılığını verdi.

Faizdeki 4.67'den yüzde 9'a çıkışın Türkiye'ye maliyetinin 18.5 milyar lira olduğuna dikkati çeken Erdoğan, sadece bu hesabın bile Türkiye'de huzurun, istikrarın, güven ortamının önemini ortaya koyduğunu söyledi.

[PAGE]

Göreve geldiklerinde Ziraat Bankası tarafından uygulanan faiz oranının yüzde 59, Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından uygulanan kredi faiz oranının ise yüzde 69 seviyesinde olduğunu ifade eden Erdoğan, şimdi ise tarımsal kredi faiz oranlarını yüzde 0 ile 8,5 arasında değiştiğini kaydetti. 

Erdoğan, 2002 yılında çiftçiye sadece 190 milyon lira kredi verildiğini, şu anda ise 7 milyar lira kredi verdiklerini söyledi. "Farkımız bu..." diyen Erdoğan, Halk Bankası'nın yüzde 47 faizle kredi verdiğini, şu anda faiz oranının yüzde 4'e gerilediğini, 2002 yılında esnafa verilen toplam kredinin 154 milyon lira, şu anda ise ödedikleri kredinin 9 milyar lira olduğunu, ayrıca kredi kullanan esnaf sayısının 63 binden bugün 283 bine ulaştığını vurguladı. 

KOSGEB'in de girişimciyi daha güçlü şekilde desteklediğini belirten Erdoğan, "Bizden önceki 12 yılda KOSGEB, KOBİ'lere 14,5 milyon lira destek vermişti, son 11 yılda biz 2,13 milyar lira KOSGEB vasıtasıyla destek verdik. 212 bin işletmeye 12 milyar liralık kredi kullandırdık. Bu kredilerin 1 milyar lira tutarındaki faizlerini de hükümet, devlet olarak biz ödedik. Kredilerin takip oranlarıyla ilgili sürekli istismar yapılıyor, sürekli yanlış rakamlar verilerek kamuoyu yanıltılmak isteniyor. Çünkü akşam farklı, sabah farklı konuşan bir muhalefet var karşımızda, özellikle anamuhalefet" diye konuştu.   

Zorunlu tasarruf ve KEY ödemelerine işaret eden Erdoğan, "13,5 katrilyon işçi ve memur kardeşimden para kesti bizden önceki yönetimler.  Bu zorunlu tasarrufu biz ödedik biz.  Konut Edindirme Yardımı adı altında 3,5 katrilyon yine para kesildi. Bu 3,5 katrilyonu da biz ödedik" dedi. 

 Erdoğan, kendisine laf atan muhalefet milletvekillerine, "Bunlardan haberiniz var mı? Başka yerde dolaşıyorsunuz, başka yerde... Önce halkın arasına girin. Ben rakamları yaşayarak konuşuyorum, sen havadan konuşuyorsun" karşılığını verdi. 

Birleşimi yöneten Meclis Başkanı Cemil Çiçek, laf atan milletvekillerini, "Hep aynı arkadaşların laf atmasını özel bir anlamı var mı? Bakıyorum hep birkaç arkadaşımız söz atıyor. Bir özel sebebi var mı bunun? Böyle bir müzakere tarzı olabilir mi? Böyle bir müzakereyi sağlıklı yürütebilir miyiz? Yarın sizler de konuşacaksınız, başkaları da sizin sözünüzü keserse ne kadar hakkaniyete uygun olur? Olur mu böyle bir şey? Sayın Öztürk (CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk) bak, deminden beri siz konuşuyorsunuz. Emin olun bir çok hatipten daha fazla laf atarak konuştunuz. Doğru bir şey değil. Rica ediyorum ben. Eğer bunun faydası olacaksa size, yapın. Ama doğru bir şey değil" diyerek uyardı.  

"Toplam derslik sayısının yarısından fazlasını yaptık" 

Erdoğan, iktidara geldiklerinde Osmanlı'dan kalan ve kendi iktidarlarından önce yapılan toplam derslik sayısının 347 bin olduğunu ifade ederek, 11 yıllık iktidarlarında 205 bin 36 dersliği tamamladıklarını, bunun toplam derslik sayısının yarısından fazla olduğunu söyledi.  

Eğitim alanındaki yatırımlardan ve öğrencilerle ailelerine yapılan yardımlardan örnekler veren Erdoğan, 11 yılda okullara 1 milyon bilgisayar gönderdiklerini, 62 bin 800 tablet bilgisayar dağıttıklarını kaydetti. Erdoğan yıl içinde 10 milyon 600 bin tablet bilgisayar için altyapı çalışmalarını başlattıklarını belirtti. 

Başbakan Erdoğan, iktidarları döneminde üniversite sayısını 73'ten 175'e çıkardıklarını, yeni kurulan 51 üniversiteye 105 bin 933 kadro ihdas ettiklerini anlattı.  

AK Parti iktidara geldiğinde mesleğe yeni başlamış bekar bir öğretmenin 470 lira maaş aldığını anlatan Erdoğan, bu miktarın Temmuz itibariyle bin 894 liraya yükseldiğini, Ocak'ta 2 bin 81 lira olacağını ifade etti. İktidara geldiklerinde Türkiye'de 552 bin öğretmen olduğuna işaret eden Erdoğan, "11 yılda toplam 407 bin 537 öğretmen ataması yaptık. Şubat ayında 10 bin öğretmen alımı daha yapacağız. Temmuz'da 40 bin öğretmen daha alacağız. Şu anda Milli Eğitim bünyesinde çalışan yaklaşık 810 bin öğretmenin yarısından fazlası bizim dönemimizde atandı. Biz geçmiş dönemlerin açıklarını kapıyoruz" diye konuştu.  

Sağlıktaki yatırımlara da değinen Erdoğan, 2003-2013 yılları arasında 650 hastane ve yeni bina yaptıklarını, toplam 2 bin 243 sağlık tesisini ülkeye kazandırdıklarını söyledi. Erdoğan, sağlık hizmetlerinden memnuniyet oranının yüzde 39,5'ten 2012 yılında yüzde 74,8'e ulaştığını kaydetti. 

Bu sırada, CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, Erdoğan'a aylık çay ve simit hesabı yazan dosya kağıdı gösterdi. Bunun üzerine AK Parti'li ve CHP'li milletvekilleri arasında bağrışmalar yaşanırken, TBMM Başkanı Cemil Çiçek milletvekillerini uzun süre uyardı. Çiçek, tansiyonun düşmemesi üzerine CHP grup başkanvekillerinden milletvekillerinin Erdoğan'ın konuşmasını dinlemesi için yardımcı olmasını istedi. 

Konuşmasına devam eden Erdoğan, Avrupa'nın en büyük medikal kurtarma ekibini kurduklarını, 17 şehir hastanesinin temelini atmaya başladıklarını söyledi.  

Savunma sanayii yatırımları 

Savunma sanayisinin yıllık 5 milyar dolara yakın üretim gücüne, 1,5 milyar dolara yakın ihracat kapasitesine ulaştığını dile getiren Erdoğan, dünyanın en büyük ilk 100 savunma sanayi şirketi arasına 2 Türk şirketinin girdiğini vurguladı. Böylece ALTAY tankı, ATAK helikopteri, İnsansız Hava Aracı ANKA Projesi, MİLGEM savaş gemilerinin ortaya çıktığını ifade eden Erdoğan, "Milli savaş uçağımızın ilk kavramsal tasarımlarını tamamladık" dedi. Erdoğan, AWACS uçaklarının birkaç ay içinde hizmete alınacağını belirtti. 

Yeni nesil roket ve füze teknolojilerine büyük yatırım yaptıklarının altını çizen Erdoğan, seyir füzeleri, tanksavar füzeleri, güdümlü roketlerin yerli teknolojiyle üretilmeye başlandığını kaydetti. Uydu Fırlatma Merkezinin kurulması için etütlere başladıklarını anlatan Erdoğan, askeri gözlem ve haberleşme uydu sistemlerinin bundan böyle Türkiye'de tasarlanıp üretileceğini ifade etti. 

Başbakan Erdoğan, iktidarlarında, 6 bin 100 kilometre bölünmüş yola 17 bin kilometre eklediklerini belirterek, yüksek hızlı tren hatlarının da hizmete açıldığını ve açılacağını bildirdi. Ülkeyi demir ağlarla ördüklerini dile getiren Erdoğan, muhalefet sıralarından gelen tepkilere, "Gazi Mustafa Kemal yaptı, ondan sonra herşey durdu. Ondan sonra biz yapıyoruz" dedi.  

İstanbul Boğazı'ndaki üçüncü köprü olan Yavuz Sultan Selim köprüsünün kolonlarının 125 metre yükseldiğini anlatan Erdoğan, Marmaray'ın güneyinde çift katlı tünelin yapıldığını, araçların kullanacağı tüp geçidin 2015'te biteceğini belirtti.   

Erdoğan, Marmaray'ın 5 milyar 450 milyon liralık yatırım tutarıyla tamamlandığını ifade ederek, "Ecdadımız hayalini kurdu, biz gerçekleştirdik" dedi.  

Bu konularda ilginizi çekebilir