”İlk çeyrekte büyüme çift haneli olacak”
Bakan Yılmaz, öncü göstergelerin bu yıl ilk çeyrekte Türk ekonomisinin çift haneli büyüyeceğine işaret ettiğini söyledi.
ADANA - Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, öncü göstergelere göre 2010 yılının ilk çeyreğinde Türk ekonomisinin çift haneli büyüyeceğini ve yılın genelinde yüzde 3,5'un üzerinde bir büyüme sergileneceğini belirtirken, "Bundan dolayı programımızı yeniliyoruz ve bunu Haziran ayının ortasında ilan edeceğiz" dedi.
Bakan Yılmaz, Çukurova Kalkınma Ajansı'nın (ÇKA) 2010 yılı proje sahiplerinin açıklandığı "ÇKA Değerlendirme Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, kalkınma ajansları konusunda mesafe alınmaya başlandığını bildirdi.
ÇKA'nın kurumsallaşma ve yatırım aşamasını tamamladığını belirten Yılmaz, "Artık bu ajanstan sonuç almaya başlıyoruz. Aldığımız sonuçlardan bir tanesi de proje kabulleri" dedi.
Yılmaz, kalkınma ajanslarının sadece proje teklifleri çağrısı yapan ve hibe destekleri sağlayan kurumlar olmadığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Oluşturulan kalkınma kurullarında, üniversiteler, belediyeler, sivil toplum ile kamu kuruluşları da bulunuyor. Bu nedenle kalkınma ajansları bölgelerdeki ilgili aktörleri bir araya getiren yerel platformlardır. Kalkınma sadece Ankara'da, İstanbul'da bir takım merkezlerde olan hadise değildir. Bir ülkenin kalkınması ülke çapında tüm yerel potansiyellerin harekete geçirilmesiyle mümkün olur. Anadolu gerçekten bu anlamda son derece zengin. Hangi yöreye giderseniz gidin bu konuda potansiyel var. Kalkınma ajanslarının birinci faydası, bulunduğu bölgenin vizyonu ile ilgili planlamalar yapmasıdır. Bir araya gelen aktörler bulundukları bölgeyi 10 yıl, 20 yıl sonra nerede görmek istedikleri yönünde vizyon geliştirip, önceliklerini tespit ederse bunu çeşitli araçlarla harekete geçirip gerçekleştirebilir. Çok değişik kanallardan bu stratejiyi gerçekleştirebilmek mümkün."
Bunu da merkezde yapmak istemediklerini belirten Yılmaz, "Bunun sorumlusu sizsiniz. Bizim yapacağımız, ülkemizin genel vizyonunu belirlemek. Size düşen ülke vizyonuyla uyumlu vizyonları oluşturmak, stratejileri ve öncelikleri tespit etmektir" dedi.
Yılmaz, kalkınmanın tek boyutlu süreç olmadığını ve sadece ekonomik, insanların cebinin para görmesi anlamına da gelmediğini ifade ederek, "Bu geniş bir olaydır. Hükümet olarak kalkınmaya insan odaklı bakıyoruz. Biz kalkınmadan şunu anlıyoruz; İnsanımızın içinde bulunduğu durumdan daha iyi duruma geçmesi, refahının ve huzurun artması, hayatının değişmesi, yaşam kalitesinin artması. Bizim için kalkınmanın anlamı bu. Bu nedenle kalkınma sürecine çok boyutlu bakmak zorundayız" diye konuştu.
"Türkiye krizi en hafif atlatan ülkelerden biri"
Türkiye'nin küresel krizi en hafif atlatan ülkelerden biri olduğunu ifda eden Yılmaz, konjonktürel olarak etkilenildiğini, üretimde, ihracatta kayıplar olduğunu, istihdamda sıkıntılar yaşandığını, fakat yapısal yapının tahrip edilmediğini, bunun da çok önemli olduğunu kaydetti.
2002 yılında kamu borçlarının milli gelire oranının yüzde 73-74 seviyelerinde olduğuna işaret eden Devlet Bakanı, bu oranın küresel kriz öncesinde yüzde 40'ın altına indiğini, krizin ardından da yüzde 45'lere çıktığını, fakat hala Maastricht kriterlerinin altında olduğunu söyledi.
Yeni orta vadeli program
Türk bankacılık sisteminin ve finansal yapısının çok sağlam olduğunu da vurgulayan Cevdet Yılmaz, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu belki kriz anında çok fazla fayda sağlamadı. Bankalarımızı reel sektöre destek vermedikleri konusunda eleştiriyoruz biraz ama kamu bankalarını değil. Sağlam bankacılık sistemimiz, kriz sonrası dönemde hızlı toparlanmamız bakımından avantajımız oldu. Tarımsal kredilerde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30 artış var. Bunu diğer birçok alanda görüyoruz. Türkiye hızlı bir şekilde krizden çıktı ve 2009'un son çeyreğinde yüzde 6 büyüdü. 2010 yılında da orta vadeli programda yüzde 3,5 demiştik ama öncü göstergelere göre 2010 yılının ilk çeyreğinde Türk ekonomisi çift haneli büyüyecek ve yılın genelinde 3,5'un üzerinde bir büyüme sergileyecek. Bundan dolayı programımızı yeniliyoruz ve bunu Haziran ayının ortasında ilan edeceğiz. Yeni orta vadeli plan programımız 2010-2013 dönemini kapsıyor. TBMM'ye giden bir de mali kural var. Yasalaştırdığımızda, Türkiye ekonomisi çok sağlam bir makro ekonomik çerçeveye kavuşmuş olacak."
Mali kural ile mali disiplini iyice pekiştirmek istediklerini belirten Yılmaz, bu yapıldığı ve uzun vadeli perspektif yerleştirildiği zaman, fon kullanma maliyetlerinin düşeceğini kaydetti.
Yılmaz, "Bugün Türkiye tek haneli faizlere geldi. Nasıl geldi? Güven ve istikrarla geldi, mali disiplinle geldi. Dolayısıyla biz bunu sağlam temellere oturttuğumuz zaman tek haneli rakamlara doğru gidecek faizler. Bu olduğu zaman da hem kamu kaynak kullanırken düşük maliyetle kullanacak. Özel sektör düşük tek haneli faizlerle yatırımlarını finanse etme imkanı uzun vadeli kaynaklara erişme imkanı bulacak" diye konuştu.
2001'de merkezi yönetim bütçesinin yüzde 51'inin faize, yüzde 49'unun eğitim, sağlık ve savunmaya ayrıldığını, yollar, köprüler yapıldığını, personel maaşlarının ödendiğini ifade eden Yılmaz, istikrar olmanı sayesinde faiz oranlarının tek haneli rakamlara düşmesiyle bugün faizlere yapılan harcamanın toplam bütçenin yüzde 20'sine kadar indiğini, bunlar sayesinde de yeni mekanizmalar oluşturduklarını bildirdi.
Mali kural yasalaştığı zaman kazanımların da pekiştirilmiş olacağını söyleyen Yılmaz, "Buna bir partinin işi olarak bakmamak lazım. Bütün partilerimizin meslek kuruluşlarımızın sivil toplum kuruluşlarımızın mali kurala destek vermesi lazım. Bu bir toplumsal ve uzun vadeli bir mesele. Türkiye ekonomisi zaten önemli bir sıçrama yapmıştı. TBMM'ye gönderdiğimiz mali kuralla birlikte çok daha iyi hale gelecek" dedi.
Bölgesel gelişmeler
Bugüne kadar bölgesel gelişmeler bölgesel dengesizliklerin hep ifade edildiğini, bunları düzeltmek için mutlaka çaba sarf edilmesi gerektiğinin ortaya konulduğunu belirten Yılmaz, "İyi niyetli olarak değişik dönemlerde değişik çabalar sarf edilmiş. Fakat bir gerçeği hepimizin kabul etmesi lazım. Bu konularda bölgesel gelişmede yeterince başarılı olamamışız" diye konuştu.
AB ve başka bölgelerle karşılaştırıldığında Türkiye'deki dengesizliğin daha dikkat çekici seviyelerde olduğunun görüldüğünü ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti:
"Demek ki bir yerlerde aksayan bir şey var. Biz planlamadan sorumlu bakanlık olarak bu konularda geçmişe baktığımızda iki ders çıkarıyoruz. Birincisi geçmişte bölgesel planlama hazırlanmış ama raflarda kalmış. Çünkü bunların muhatap bir kurumu olmamış. Bu bilgi birikimini hafızasını oluşturacak kurumsal bir yapı özellikle bölgesel kurumsal bir yapı oluşturamamışız. İşte kalkınma ajanslarıyla bu açığı kapatmak istiyoruz.
İkincisi, yine çok güzel fizibiliteler, programlar, projeler hazırlanmış, fakat bunun finans boyutu ihmal edilmiş, buna yeterince bakılmamış. Yine kalkınma ajansları bu boyutu doldurma yönünde hem direkt kendi verdiği kaynaklarla hem de tanıtım yoluyla önemli bir eksiği dolduracak diye düşünüyorum."
Bir taraftan Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), Doğu Anadolu Projesi (DAP) ve Konya Ovası Projesi'ni (KOP) yürüttüklerini anlatan Yılmaz, "Bir taraftan da 26 bölgeyle ülkenin 81 ilini kapsar şekilde kalkınma ajanslarını oluşturduk. Şu anda bütün ajanslar kurulmuş durumda ama bazıları biraz daha ileride bazıları biraz daha geride bir kurumsallaşma sürecindeler" dedi.
Şu an itibariyle 7 kalkınma ajansının proje teklif çağrısına çıkabilecek duruma geldiğini ifade eden Devlet Bakanı, 7 ajansın 15 alanda çıktığı proje teklif çağrısına 3 bin 684 proje başvurusu yapıldığını söyledi ve proje hazırlayanları tebrik etti.
Yılmaz, "Sadece desteklenmeye hak kazanmış olanları değil, proje fikri geliştirip emek harcayanı da tebrik ediyorum. 3 bin 684 başvurudan 263 tanesi uygulamaya geçmiş, diğerlerinin değerlendirme aşamaları devam ediyor. Bu sayılar artacak elbette. 3 yılda 329 milyon TL finansman hacmi oluşturmuşuz, bunun 182 milyon lirası ajansların sağladığı destek, 147 milyon lirası ise yararlanıcı katkısı" dedi.
Kötü uygulamalardan ders alındı
Geçmişte çok kötü uygulamalar olduğunu, kötü uygulamalardan dersler alarak ajans modelini tasarladıkların anlatan Yılmaz, "Hatasız kul olmaz elbette. Bir tane, iki tane yanlış şeyler olabilir ama olduğu zaman da gereğini yaparız" diye konuştu.
"Gerçekten çok ciddi kafa yorduk bu ajans modeline" diyen Yılmaz, emekleme aşamasındaki ajanslara herkesin sahip çıkması gerektiğini bildirdi. Bakan Yılmaz, "Daha emeklemeden boğmamamız lazım. Elbette eksiklikler var. Bu eksiklikler zaman içerisinde değerlendirilir ve daha iyiye doğru götürürüz" şeklinde konuştu.
Yılmaz, mali desteklerin yanında teknik destekler sunup değişik alanlarda çalışmalar yapan ajansların, 2008-2010 dönemindeki toplam bütçe büyüklüğünün yaklaşık 870 milyon lira olduğunu, bunun 661 milyon lirasının merkezi bütçe gelirlerinden ayrılan miktar, 208 milyon lirasının ise il özel idareleri, belediyeler, ticaret ve sanayi odalarından ayrılan pay olduğunu ifade etti.
Yılmaz, ajansların önümüzdeki yıllarda kendi bölgelerini sahiplenmelerinin yanında aralarında ortak projeler yapacaklarını dile getirdi.
Diğer konuşmalar
Adana Valisi İlhan Atış da ÇKA bünyesinde birlikte çalıştıkları Mersin'le el ele vererek başarılı olacaklarına inandığını ifade etti.
DPT Müsteşar Yardımcısı Ahmet Yaman ise ÇKA'nın geldiği noktayı sevinçle karşıladıklarını ve çok başarılı bulduklarını bildirdi.
Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hüsamettin Gülhan, kullandırdıkları kredilerin toplamında Çukurova yöresinin önemli bir yer teşkil ettiğini ifade ederek, imzalayacakları protokolle projelere destek sağlayacaklarını kaydetti.
Çukurova Kalkınma Ajansı Kurulu Başkanı Süleyman Onatça, Adana ve Mersin'i kapsayan Çukurova Kalkınma Ajansının başarılı olması için ellerinden gelen çabayı göstereceklerini vurguladı.
ÇKA Genel Sekreteri Veysel Parlak ise Adana ve Mersin'e hitap eden ÇKA'nın verdiği hibelerle hem ekonomiye hem de istihdama büyük katkı sağladığını belirtti. ÇKA'ya geçen yıl 454 proje başvurusunun yapıldığını belirten Parlak, bunlardan 89'unun hibe almaya hak kazandığını ve 16,5 milyon lira dağıtıldığını anımsattı.
Parlak, bu yıl ise 606 proje başvurusunun yapıldığını ve 106'sına 25 milyon lira hibe desteğinde bulunacaklarını ifade etti. Parlak, geçen yıl ve bu yılki projelerle yaklaşık 2000 kişiye de istihdam sağlanacağını ifade etti.
Konuşmaların ardından, ÇKA ile Ziraat Bankası arasında işbirliği protokolünün imza töreni yapıldı. Bakan Yılmaz, daha sonra ilk 3 hibe projenin sahibine plaket sundu.