İpek Hanım Çiftliği okul yemeklerine talip oluyor

Nazilli’de ufak bir alanda faaliyetlerine başlayan İpek Hanım Çiftliği, kısa sürede kulaktan kulağa yayıldı. Doğal üretimiyle dikkat çeken çiftlik, şimdi de okul yemeği alanında çözümler üretmeye hazırlanıyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DİLEK SEVAL-İSTANBUL

Türkiye, doğal üretimiyle mutfaklara giren “İpek Hanım Çiftliği” ismine kısa sürede aşina oldu. Çiftliğin kurucusu Pınar Kaftancıoğlu. Kaftancıoğlu, kızının adını verdiği çiftlikte entegre üretim yapıyor. O, buradaki ürünler için pek de hoşlanmadığı “organik” kelimesi yerine “gerçek” tanımlamasını kullanıyor. Ürünlerini tercih edenler arasında sanatçılar, işadamları da yer alıyor. 

İpek Hanım Çiftliği’nin kurucusu Pınar Kaftancıoğlu, üretimlerini Nazilli’de bin 200 dekarın üzerinde alanda gerçekleştirdiklerini söylüyor. Kaftancıoğlu, “400 dekarın üzerinde bir alanda sebze dikiyoruz. Bir bu kadar daha alanda zeytin, narenciye, meyve, kestane ve asma bahçelerimiz var. Ayrıca mera alanlarımız da mevcut. Birkaç yıl önce Kars’ı da bu üretim çarkına ekledim. Kars’taki köyümde, kendi arazilerim ile birlikte neredeyse tüm köyün arazisini de işin içine katarak, keten tohumundan çavdara, kavılcadan üveyik buğdaya uzanan bir zincirde tahıl dikimleri yaptık” diyor. Geçen yıl yüzde 20 büyüme elde ettiklerini söyleyen Kaftancıoğlu, bu yıl da yüzde 20 büyüme öngördüklerini ve ciroda 10 milyon TL’nin üzerine çıktıklarını dile getiriyor. 

“574 çeşit ürünümüz var” 

Kışın domates yetiştirmek için topraklı seralarının, filizleme çalışmalarının ve kendi bünyelerinde mandıra, pastane, ekmek evi, salça-sirke evi ve bir de karışık üretim yapan büyük mutfaklarının bulunduğunu dile getiren Kaftancıoğlu, “Tamamen entegre üretim yapıyoruz. Müşterilerimize 574 çeşit ürün sunuyoruz. Mamul ya da yarı mamul ürünün tamamını tohumdan başlayarak kendi bünyemizde üretiyoruz. Müşterimize ulaştırdığımız peynirin yapıldığı mandıra da bizim, mandıraya giren süt de bizim, o sütü veren inek de bizim, o ineğin yediği ot da bizim. Bunu söylemek dile kolay ama gerçeğe çevirmek çok zor” ifadelerini kullanıyor. 

5j76u6yhjk.jpg

Yabani bitkileri de yöredeki köylülerden temin ettiklerine dikkat çeken Kaftancıoğlu, dağda kendi halinde yetişen kekiği toplatarak hem yöre halkına ek bir getiri sağladıklarını hem de bin 350 rakımdaki Sinekçiler Yaylası kekiğinin piyasaya sunulmasını sağladıklarını anlatıyor. 

Dikim alanlarının artmasına yönelik yatırım yaptıklarını belirten Kaftancıoğlu, bu yıla ilişkin projeleri hakkında bilgi veriyor. Kaftancıoğlu, “Bu yıl özellikle aromatik otlar ve ‘exclusive’ olarak kayıtlı taze baharatlar alanında yoğunlaşlayı amaçlıyoruz. Ancak önemle üzerinde durduğumuz bir konu da okul yemekleri. Türkiye’de çok sayıda okul var, bunlara yetmenin mümkün olmadığının bilincindeyiz. Ancak bu durum çare üretmeye engel değil. Değişimi başlatacak bir düğmeye basmanın bile yeterli olacağını düşünüyorum. Bu konu kapsamında çözümler üretmeyi hedefl iyoruz. Bu alandaki çalışmalarımız sürüyor” ifadelerini kullanıyor. Aşevi ya da restoran açmayı hedefl ediklerini de belirten Pınar Kaftancıoğlu, “İpek Hanım Çiftliği'nde dikmeyi, yetiştirmeyi iyi beceriyoruz; bir de pişirmeyi, sunmayı başararak, kendimizi aşmak istiyoruz. İstanbul’da ya da Ankara’da bu projemizi hayata geçirebiliriz” açıklamasını yapıyor.

Yale Üniversitesi’nde araştırma konusu oldu

Pınar Kaftancıoğlu, bu yıl Yale Üniversitesi tarafından beşincisi düzenlenen “Kadın Girişimciler Konferansı”na konuşmacı olarak katıldı ve “Bir Kadın Türkiye Gıda Endüstrisini Nasıl Değiştirdi?” konulu bir seminer verdi. Ayrıca geçen yıl 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde de Google tarafından hazırlanan doodle videosunda Türkiye’den İpek Hanım Çiftliği yer aldı. Çiftlikte toplamda 150 kadın istihdam ediliyor. Çiftlikte Yale Üniversitesi’nden gelen bir grubu ağırlamaya hazırlandıklarını belirten Kaftancıoğlu, şirketlerinin kuruluş hikayesinin üniversitede araştırma konusu olacağını söylüyor.