İş Bankası ve ING Bank aralık ayı ekonomisini değerlendirdi
İş Bankası, ekonomide toparlanma eğiliminin devam ettiğini belirtirken, Ing Bank ise politik gelişmelerin kalıcı ekonomik maliyet doğurmaktan uzak olduğunu açıkladı
ANKARA - Aralık ayına ilişkin ekonomik değerlendirmelerde Türkiye İş Bankası, ekonomide yavaş ve kademeli toparlanma eğiliminin devam ettiğini belirtirken, Ing Bank'tan ise "politik gelişmeler her ne kadar gündemde ön sıraya çıksa da, bugün itibarıyla kalıcı ekonomik bir maliyet doğurmaktan uzak görünüyor" denildi.
Aralık ayına ilişkin olarak Türkiye iş Bankası İktisadi Araştırmalar Müdürlüğü tarafından hazırlanan, "Dünya ve Türkiye Ekonomisinde Gelişmeler" ile Ing Bank Hazine Grubu Ekonomik Araştırmalar Bölümü tarafından hazırlanan bültenlerde, Türkiye ekonomisinde yaşanan son gelişmeler değerlendirildi.
Türkiye İş Bankası'nın bülteninde, artan bütçe açığının kamu kesiminin kaynak kullanımındaki payını artırdığı ve özel sektörün borçlanma piyasasından dışlanmasına neden olduğu belirtildi.
Ayrıca, yüksek kamu açığının önümüzdeki dönemde faizler üzerinde de baskı oluşturabileceği kaydedilen bültende, bu nedenle, Orta Vadeli Program çerçevesinde kamu açıklarının tedrici olarak düşürülmesi hedefine uyulmasının büyük önem arz ettiği bildirildi.
Yılın üçüncü çeyreğine ilişkin sanayi üretimi, kapasite kullanım oranı ve dış ticaret verilerinin ekonomik aktivitedeki daralma eğiliminin hız kestiğini gösterdiği ifade edilen bültende şöyle denildi:
"Bununla birlikte, yurtiçinde reel kesim ve tüketici güven endekslerindeki gerileme ile global düzeyde küresel krizden çıkışın yavaş olacağına ilişkin bekleyişler, önümüzdeki dönemde Türkiye ekonomisindeki iyileşmenin de tedrici olacağına işaret etmektedir.
Öte yandan, global risk algılamalarındaki nispi iyileşmenin yanı sıra Merkez Bankasının faiz oranlarını bir süre daha düşük seviyelerde tutacağı yönündeki tahminler dikkate alındığında, önümüzdeki dönemde kredi hacminin artmaya devam edeceği düşünülmektedir. Ancak, reel sektörün yatırım eğilimindeki zayıflık ve istihdam piyasasındaki olumsuzluklar nedeniyle bu artışın tedrici olacağı öngörülmektedir."
ING Bank
Ing Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren tarafından kaleme alınan "Şans artıyor..." başlıklı değerlendirmede, kriz döneminde alınan olağanüstü likidite önlemlerinin geri çekilmesine (politikaların ne zaman yeniden sıkılaştırılacağına) bakıldığında maliye politikaları açısından resmin oldukça açık olduğunun görüldüğü belirtildi.
Son dönemde Yunanistan'da yaşanan sıkıntıların da gösterdiği üzere tüm hükümetlerin politikalarını zaman içinde sıkılaştırmalarının şart ve ne kadar önceden açıklanırsa o kadar kolay yönetilebilir olduğu kaydedilen bültende şöyle denildi:
"Türkiye ise bu bağlamda Eylül'de açıklanan Orta Vadeli Mali Çerçeve ile oldukça ileride görünmekle birlikte bu hedeflere güven duyulmasını sağlaması gerekiyor. Bizce programlandığı gibi 2010'un ilk çeyreğinde Mali Kural yasasının çıkarılması çok ciddi bir yapısal eşik oluşturabilir.
2010 yılı bütçesi ve beklentilere yönelik ise, büyümede belirgin bir sürpriz yaşanmaması halinde oldukça iddialı görünen 2010 gelir hedefleri için yapılabilecek vergi ayarlamalarının ne kadar önceden yapılacağı hem bunun enflasyonist etkilerini hem de beklentileri yönetmek açısından belirleyici olabilir.
Enflasyonda Kasım'da görülen artış büyük olasılıkla 2010'un ikinci yarısına kadar devam edecek. Ancak önümüzdeki üç yılın (2012 hedefi yüzde 5 olarak açıklandı) enflasyon hedefleri /- yüzde 2 puanlık belirsizlik aralığı ile birlikte hala ulaşılabilir.Dolayısıyla kısa vadede para politikası enflasyondan daha çok büyüme verilerinden etkilenmeye devam edecek."
2010'un ikinci yarısından itibaren ise beklenti yönetiminin ön plana çıkacağının ifade edildiği bültende, ABD Merkez Bankasının 2010'un üçüncü çeyreğinde kademeli faiz artırımlarına başlamasıyla 2010 sonuna doğru Merkez Bankası'nın da artırımlara başlamasının olası olduğu belirtildi.
Hazine ve Merkez Bankasının 2010 programlarının, belirsizliklerin azaltılması açısından olumlu olduğu kaydedilen bültende, borçlanmada 12 aylık görünümün neredeyse tamamen netleştiği, politik gelişmelerin ise her ne kadar gündemde ön sıraya çıksa da, bugün itibarıyla kalıcı ekonomik bir maliyet doğurmaktan uzak göründüğü, bundan sonra da orta vadeli "şans" için yapısal adımların izlenmeye devam edileceği bildirildi.