İşe iade davası ve işsizlik ödeneğinin iade edilmesi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Av. Alper YILMAZ

4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu 51'inci maddesinde işsizlik ödeneğine hak kazanma şartları ayrıntılı bir şekilde açıklanmış, 52'nci maddesinde ise hangi hallerde işsizlik ödeneğinin kesileceği düzenlenmiştir.

Buna göre;

a) Kurumca teklif edilen mesleklerine uygun ve son çalıştıkları işin ücret ve çalışma koşullarına yakın ve ikamet edilen yerin belediye mücavir alanı sınırları içinde bir işi haklı bir nedene dayanmaksızın reddeden,

b) İşsizlik ödeneği aldığı sürede gelir getirici bir işte çalıştığı veya herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan yaşlılık aylığı aldığı tespit edilen,

c) Kurum tarafından önerilen meslek geliştirme, edindirme ve yetiştirme eğitimini haklı bir neden göstermeden reddeden veya kabul etmesine karşın devam etmeyen,

d) Haklı bir nedene dayanmaksızın kurum tarafından yapılan çağrıları zamanında cevaplamayan, istenilen bilgi ve belgeleri öngörülen süre içinde vermeyen,

sigortalı işsizlerin işsizlik ödenekleri kesilir.

İşsizlik ödeneği kendi kusurundan kaynaklanmayan sebeplerle işini kaybeden işçinin gelir kaybını önlemek amacıyla oluşturulan bir sigorta koludur. Kaynağını Anayasa'daki "Sosyal Devlet" ilkesinden alan bu uygulama işsiz kalan işçi ile aile fertlerinin bir müddet için gelir kaybını önlemeye yöneliktir.

4857 Sayılı İş Kanunu'nun 21'inci maddesi, geçersiz nedenle yapılan feshin sonuçları arasında, kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının ödeneceğini hükme bağlamaktadır. Feshin geçersizliğine ve işe iade kararı verilmekle iş sözleşmesinin fesih tarihinden itibaren dört aylık müddetle kesintisiz devam ettiği kabul edilmektedir. Şu halde fesih tarihini izleyen dört aylık süre sanki işçi çalışmış gibi kıdem ve kıdeme bağlı hakların belirlenmesinde bağlayıcı olacaktır.

Aynı zamanda, SGK'nın 04.03.2005 tarih ve 16-330 ek sayılı genelgesi uyarınca işe başlatılsın veya başlatılmasın işçinin çalıştırılmadığı süre için ödenen en çok dört aya kadar ücret ve diğer haklarından iş kazaları ve meslek hastalıkları ile işsizlik sigortası primi de dahil olmak üzere tüm sigorta kollarına ait primlerin kesilmesi ve bu sürelerin hizmetten sayılması gerekmektedir.

 4447 Sayılı Kanunu'nun 52'nci maddesinde yer bulan ve işsizlik ödeneğinin kesilmesi hallerinden sayılan "işsizlik ödeneğini aldığı sürede gelir getirici bir işte çalışması" ifadesi ile işçinin işsizlik ödeneğini aldığı süreçle eş zamanlı gelir getirici bir işte çalışması belirtilmektedir. Ülkemizdeki Yargı sürecinin uzunluğu da dikkate alındığında işçiye ödenen dört aylık boşta geçen süre ücreti ile işsizlik ödeneği aldığı tarih eşzamanlı olmamaktadır. Ayrıca işçinin aldığı bu ödemeler gelir getirici bir işte çalışmanın veya yaşlılık aylığı almanın sonucu da değildir. Yargı kararına dayanan ve feshin geçersizliği sonucunu doğuran fiili bir tespitin gelir getirici bir işte çalışmaya bağlı sonuçlara yol açtığını düşünmek işçi lehine yapılan bir düzenlemenin aleyhe yorumlanması neticesine yol açar ki, bunun da hukuken himaye edilemeyeceği aşikardır. Bu nedenle, yargı kararına dayanan bir tespit sonucu fiili hizmet süresinden sayılan dört aylık boşta geçen süre ücreti işsizlik ödeneği alındığı süre ile eşzamanlı gelir getirici bir iş olmadığından bu dönemde alınan işsizlik ödeneğinin iadesinin talep edilemeyeceği görüşündeyiz.

Kaynaklar:

--------------------------------------------------------------------------------------------

[1] Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Esas No: 2004/28355 Karar No: 2004/2029 Tarih: 06/12/2004

[2] Mehmet Uçum "İşe İade Taleplerinde Başlıca Sorunlar-İş güvencesi Kurumu ve İşe İade Davaları" sf:72 vd.