İşe iade edilen personele ödenen tazminatlar vergiye tabi mi? (1)
YILMAZ SEZER - Güncel Group Yönetim Kurulu Başkanı
Bilindiği üzere iş akdi herhangi bir nedenle fesh edilen personel, dava açmak suretiyle iş akdinin gereksiz fesh edildiğini ileri sürerek işyerine iadesini isteyebilmektedir. İş Kanununda, bu davanın otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçilerin iş sözleşmesinin feshinde geçerli olacağı belirtilmiştir. Çalışanlar iş sözleşmelerinin işverenlerince feshedilmesi üzerine açtıkları davalar sonucunda verilen kararla iş sözleşmelerinin feshinin geçersizliğine karar verilebilmektedir. Böyle bir durumda mahkeme işveren aleyhine işe iade tazminatına hükmedebilmektedir. Davayı kazanan işçi (başvurusu üzerine) bir ay içinde işe başlatılmaz ise, işveren işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur.
Söz konusu tazminat, iş akdinin feshin geçersizliğine dair davayı kazanan işçinin tekrar işe başlatıp başlatılmaması konusunda işverene tercih hakkı vermektedir. Yani işveren isterse işçiyi işe iade edebileceği gibi işçiye en az dört aylık en çok sekiz aylık ücreti tutarındaki haklarının ödenmesini de tercih edebilmektedir. Ayrıca mahkeme, kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarını ödenmesine de hükmeder. Bu durumda işveren hem işe iade tazminatı (işçiye başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat) hem de dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarını ödemekle yükümlü olur.
Söz konusu ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılamayacağı ödemelerin durumuna göre değişmektedir. İşçiye ödenen işe iade tazminatının ücret niteliği taşımayan, işçiyi koruma amaçlı olarak verilmiş bir tazminat ödemesi şeklinde olduğu düşünülüp değerlendirilmelidir. Tabii ki ücret olmayan bir ödemeden gelir vergisi kesintisinin yapılması da düşünülemez. Zaten bu konuya yapılan yasal düzenlemeler ile söz konusu ödemenin istisna olduğu belirtilmiştir. Gelir Vergisi Kanunu’nun 25. maddesinde işsizlik sebepleriyle (işe başlatmama tazminatı dahil) verilen tazminat ve yapılan yardımların istisna kapsamında olduğu belirtilmiştir. Söz konusu hükme ilişkin düzenlemenin yapıldığı 272 Seri no. lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde de işverenlerce işçilere ödenen işe başlatmama tazminatlarının damga vergisi hariç gelir vergisinden istisna edildiği belirtilmiştir.
Burada dikkat edilmesi gereken ve esas olan istisna kapsamındaki tutarın, iş sözleşmesi feshinin geçersizliğine karar veren mahkeme veya özel hakemin kararında belirlediği işçinin işe başlatılmaması nedeniyle ödenecek tazminat miktarı ile sınırlı olduğudur. Ayrıca söz konusu ödeme, (Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinde, safi kazancın tespit edilmesinde sayılan indirilecek giderler kapsamında) ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler ve/veya işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminat niteliğinde olması nedeniyle, safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebilecektir.
İşverenin işçiye dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarını ödenmesi ise yasal düzenlemelerde istisna kapsamında sayılmamış olup, ücret niteliğinde bir ödeme kapsamındadır. Dolayısıyla söz konusu ödeme üzerinden gelir vergisi tevkifatının yapılması zorunludur. Burada da dikkat edilmesi gereken konu ödemenin gelir vergisine tabi tutulurken ödemenin aynı takvim yılı içerisinde yapılması halinde işçinin kümülatif vergi matrahının dikkate alınması gerektiğidir. Ücret niteliğinde olduğu için bu ödeme de safi kazancın tespitinde gider olarak indirilmesi mümkündür.
Dolayısıyla işe iade konusunda yapılan tüm ödemeler (tazminat / ücret) safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebilmekte iken; sadece ödenen işe iade tazminatı (en az dört ay en çok sekiz ay) gelir vergisinden istisna edilmiştir. İşçiye ödenecek olan en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları ise gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması gerekmektedir.