İSEDAK'ın 26. toplantısı başladı

Toplantı İstanbul Kongre Merkezi'nde geçekleştiriliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesinin (İSEDAK) 26. toplantısı, İstanbul'da başladı.

İstanbul Kongre Merkezi'ndeki toplantının başlangıcında, Cumhurbaşkanı ve İSEDAK Başkanı Abdullah Gül'ün, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz ve İKT Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun refakatinde konferans salonuna giriş yaptı.

Toplantıda, basın mensuplarının fotoğraf çekiminin ardından Kur'an-ı Kerim okundu.

Toplantıda, İKT üyesi ülkeler bağlamında dünyadaki ekonomik gelişmeler, İKT 10 yıllık eylem programı ve İKT üye devletleri arasında ekonomik ve ticari işbirliğinin güçlendirilmesi eylem planının uygulama değerlendirmesi, İKT içi ticaret, özel sektör arasında işbirliği, yoksulluğun azaltılması ve İKT üyesi ülkelere ekonomik ve teknik yardım, İKT üyesi ülkeler arası finansal işbirliği, tarımsal ve kırsal kalkınma üzerine görüş alışverişi, İKT helal gıda standartları ve prosedürlerinin geliştirilmesi, e-hükümet uygulamaları ve bunların İKT üye devletler üzerindeki ekonomik etkisi ele alınacak.

Toplantıda ayrıca, İSEDAK'ın 27. toplantısının tarihi belirlenecek.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün konuşması

İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesinin (İSEDAK) İstanbul Kongre Merkezi'ndeki 26. toplantısının açılışında konuşan Gül, yaşanan son krizin karşılıklı bağımlılığın ne kadar güçlü hale geldiğini gözler önüne serdiğine işaret ederek, şunları söyledi:

"Bildiğiniz üzere gelişmiş piyasa ekonomilerinin kendilerine has sorunlarından neşet eden küresel ekonomik kriz, neticede gelişmekte olan ve az gelişmiş ülke ekonomilerini de derinden etkilemiştir. Ancak diğer gelişmekte olan ülkelere nazaran İslam ülkeleri bu krizin olumsuz etkilerine daha fazla maruz kalmıştır. Bu süreçte ülkelerimizin ekonomik performansları gelişmekte olan ülkelerin gerisinde kalmıştır. 2009 yılının ikinci yarısından itibaren küresel ekonominin ılımlı bir toparlanma eğilimi sergilediği görülmektedir. Fakat bu ve benzeri krizlere karşı dayanıklılığımızın artması ve dünya üzerinde hak ettiğimiz yeri alabilmemiz, İslam dünyasının kronikleşen yapısal sorunlarına çözüm bulmamıza bağlıdır. İslam dünyasının bazı önemli yapısal sorunlarının altını çizmek istiyorum. Öncelikle şunu belirmek isterim ki, ülkelerimizin iktisadi ve sosyal kalkınma düzeni potansiyelin çok altında bulunmaktadır. Zengin doğal kaynaklara sahip olan ülkelerimiz, dünya refahından yeterince pay alamamaktadır. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 22'sini oluşturan İslam ülkelerinin 2009 yılı itibariyle dünya iktisadi hasılasından aldıkları pay yüzde 7 civarındadır. İslam ülkelerinin ortalama kişi başına gelir seviyesinin de gelişmekte olan ülkelerin ortalamasının altında seyrettiği görülmektedir. İslam dünyasında yoksulluk çare bulunması gereken sorunların en başında gelmektedir. Üye ülkelerden 22 tanesi en az gelişmiş ülke statüsündedir. İslam coğrafyasında devam eden savaşlar, şiddet olayları, doğal afetler, yoksuluğun daha artmasına neden olmaktadır. Öte yandan eğitim ve sağlık gibi kalkınmanın sosyal alanlarında da dünya standartlarının gerisinde bulunmaktayız. Ülkelerimizdeki okuryazar oranı dünya ortalamasının altındadır. Benzer biçimde sağlık konusunda da insanlarımıza çağdaş ölçülerde hizmet sağlama hususunda çok eksiklerimiz bulunmaktadır."

Bu konularda ilginizi çekebilir