İşinizi Amerikalı Ortaklarla Büyütün
Ankara Sohbetleri'nin bu haftaki konuğu Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Michael A. Lally.
ANKARA - Türkiye'nin 21'inci yüzyılın ekonomisi olduğunu vurgulayan Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Michael A. Lally, enerji şirketlerinin ardından aralık ayında havacılık ve savunma şirketlerinden oluşan ticaret heyetinin Türkiye'ye gelerek ortaklık arayışında bulunacaklarını açıkladı.
Bunun ardından büyük inşaat şirketlerinin geleceğini belirten Lally, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 35 milyar dolar seviyesine çıkarılması gerektiğine işaret etti. Türkiye'ye gelen Amerikalı turist sayısının artması için havayollarının gelişmesi gerektiğinin ifade eden Lally, "Ayrıca inşaat sektöründe Türk ve Amerikalı firmaların birlikte çalışmalarını hedefliyoruz" dedi. Lally, Türkiye'nin esas hikayesinin Ankara, İstanbul, İzmir'de değil Gaziantep, Kayseri gibi illerde olduğunu söyledi.
Ankara Sohbetleri'ne konuk olan Michael A. Lally, arkadaşımız Özüm Örs'ün ve Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak'ın sorularını yanıtladı.
- Türkiye ile ABD arasındaki ticaret hacmi bu yıl 20 milyar dolarla rekor kırdı, rekor olmasına rağmen bu seviyeyi yeterli buluyor musunuz?
Geçtiğimiz yıl Türkiye ve Amerika arasındaki ticari ilişkiler o zamana kadar gerçekleşen en yüksek düzeydeydi. Sizin de söylediğiniz gibi yeni bir rekor kırıldı. Bana göre ticaret hacminin gelmesi gereken seviyesi 35 milyar dolardır.
- Bu hedefi ne kadar sürede gerçekleştirebiliriz?
Bu biraz pazara bağlı olduğu için tahmin etmek zor. Ama ticaretimizin giderek yükseldiğini gözlemliyoruz. Geçtiğimiz günlerde Amerikan Ticaret Bakanı Türkiye'ye ziyaret etti. Bu ziyaret, Amerikan Ticaret Bakanı'nın 14 yıldan bu yana Türkiye'ye ilk gelişi oldu. Ve her geçen gün Amerikalı firmalardan bize gelen talep artıyor. Türkiye'yi ve Türkiye'de nasıl iyi bir ortak bulabileceklerini soruyorlar.
- Amerikalı firmalar hangi sektörlerde ortaklık kurmak istiyorlar?
Biz her sene en verimli sektörleri belirlemek için Türkiye pazarını araştırıyoruz. Bu araştırmalar ile bazı sektörlerin yüksek potansiyele sahip olduğunu gözlemledik. Bunlar, enerji, bilişim teknolojileri, savunma ve havacılık. Bunlara ek olarak, otomotiv ve eğitim sektörleri de önem kazandı. Türk öğrenciler ABD'de eğitim görüyor. Size bir sorum var. ABD'de en yüksek öğrenci sayısına sahip ülke hangisi? Türkiye. İngiltere, Almanya, Fransa değil, Türkiye Avrupa'da birinci konumda. Türkiye'den 12 bin öğrenci eğitim görmek için ABD'ye gidiyor. Ve biz bunu ABD'de eğitime daha fazla ağırlık vermek için bir fırsat olarak görüyoruz.
Bir ayda 3 şehirde, 17 Amerikan şirketiyle, 350 toplantı yapıldı
- İki ülke arasındaki ticari ilişkileri nasıl daha geliştirilebilir?
Amerikan Büyükelçiliği'nin Ticaret Bölümü olarak; Türkiye ile ABD arasındaki ilişkileri geliştirmek istiyoruz. Bu hedefin önemli bir bölümü şirketlerin iş ilişkilerini geliştirmekle mümkün. Örneğin, geçen yıl Aralık ayında Türkiye'ye enerji ile ilgili ortaklıkları araştıracak bir ticaret heyeti geldi. 3 şehirde, 17 Amerikan şirketiyle, 350 tane toplantı gerçekleşti. Daha şimdiden 5 tane büyük proje geliştirdik, bu sene bu projelerin artması için çalışıyoruz. Örnek verecek olursak, AES İskenderun'da kömürle ilgili 1 milyarın üzerinde bir yatırım açıkladı. Dow Şirketi, Aksa ile 1 milyar doların üzerinde bir yatırım için ortaklık kurdu. Amerikalı Solar Reserve şirketi de Türkiye'de ofis açarak Türkiye'de güneşle ilgili yeni fırsatları araştırıyor.
- Türkiye ile ilgilenen başka ticari heyetler var mı?
Aralık ayında da havacılık ve savunma sektörüyle ilgili bir ticaret heyetini konuk edeceğiz. Yaklaşık 20 Amerikalı şirketin bu heyete katılmasını ve Türkiye'ye gelerek ortak bulmalarını bekliyoruz. Büyük şirketlerin yanında KOBİ'ler de gelecek. Bunun için bir kaynak da var; "ABD-Türkiye Ekonomik ve Ticari Stratejik İşbirliği Çerçevesi" (ETSİÇ). Geçen hafta Amerikan Ticaret Bakanı'nın ziyareti sırasında, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Ankara'da çok başarılı bir toplantı gerçekleşti.
Toplantıda Türkiye ile olan ilişkililerimizi Türkiye'de ve üçüncü ülkelerde geliştirmek istediğimizden ve bunları nasıl gerçekleştirebileceğimizden bahsettik. Bildiğiniz gibi, Türk şirketleri uluslararası çalışıyor, Kafkaslar, Orta Doğu, Orta Asya, Afrika'da birçok Türk şirket mevcut. Biz bu projelere ticaret ve proje finansmanı getirmek istiyoruz. Böylece Türk ve Amerikan firmaları birlikte çalışabilir. Örnek olarak inşaat sektöründe Türk ve Amerikalı firmaların birlikte çalışmalarını hedefliyoruz.
- Amerikalı firmaların Türkiye'ye talepleri ne boyutta?
Geçtiğimiz yıl Amerikan yatırımlarının Türkiye'de arttığını gördük. Sadece geçen sene iki katına çıkarak 750 milyon dolara ulaştı. Bunu daha da artırmak istiyoruz. Amerikalı firmalar Türkiye'yi harika bir yatırım fırsatı olarak görüyor. Yüzde 3- 5'lik bir büyüme ve eğitimli işgücünün yanı sıra jeopolitik olarak çok iyi bir yerdesiniz. Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği dolayısıyla iyi ilişkileriniz var. Bu sebeple geçen sene oldukça fazla sayıda Amerikan firması Türkiye'de yatırım yapmayı tercih etti.
"Firmalar kalifiye eleman sıkıntısını engel olarak görmüyor"
- Türkiye'de mesleki eğitim konusu sıkıntılı. Sanayici kalifiye eleman bulmakta zorlanıyor. Yatırım yapmaya gelen firmalar için sizce bu bir engel mi?
Amerikalı firmalar Türkiye'ye gelirken bunu bir sorun olarak görmüyorlar. Onlar burada büyümeyi ve ileri teknoloji alanları geliştirmeyi hedefliyorlar. Size birkaç örnek vereyim. İskenderun'da yatırım yapan AES'den bahsettim. Dow ve Aksa ortaklığı yenilenebilir enerji alanında kompozit maddelerin kullanımı konusunda faaliyet gösteriyor, Pratt & Whitney de yüksek teknoloji kullanarak makine parçaları imal ediyor. Skorsky helikopter programında, Cummins ve Delphi de otomotiv alanında Esbaş'da etkinler. Amgen, Mustafa Nevzat İlaç'ın yüzde 96 hissesini aldı. Bu açıdan iyi bir yönde olduğumuzu düşünüyorum.
- Amerikalı şirketlerin bu konuya katkısı ne olabilir?
Amerikalı şirketler Türkiye'ye geldiklerinde birçok eğitim programı sunuyorlar. Şirketler, çalışanların terfi ederek müdür olmalarını istiyorlar. Ve bu Türk müdürler daha sonra şirketin genel müdürü oluyorlar. Daha sonra Türk olan genel müdür, küresel operasyonları yönetmek için Azerbaycan'a, İngiltere'ye veya ABD'ye gidiyor. Bizim tarzımız bu.
- Peki teknik eleman konusunda Amerika nasıl bir yol izliyor?
Her firmanın değişik bir yaklaşımı var. Büyük firmaların eğitim alınabileceği ve kişinin yükselmesini sağlayacağı özel programları oluyor. Teknik eleman eğitimi konusunda Türkiye ve ABD firmaları arasında çok önemli fırsatlar görüyorum. Hatta bu konuda birlikte çalışmaya başlayan firmalar da var.
"Amerika'da eğitim programlarını özel sektör hazırlıyor"
- Teknik eğitimi şirketler mi veriyor? Hükümet teknik eğitim konusunda şirketlere destek veriyor mu? Yoksa bu insanlar teknik okullara gittikten sonra mı şirketlerde eğitim alıyor?
Aslında bu saydıklarınızın hepsi geçerli. Sadece şirketin verdiği eğitimle eğitilen teknik çalışanlar da var. Bazen şirketler, çalışanın teknik okulda veya üniversitede okumalarına ve yeteneklerini geliştirmelerine izin veriyorlar. Genellikle bunu özel sektör yapıyor. Devletin burada küçük bir rolü olur. Biz inanıyoruz ki, özel sektör bu eğitim programlarını yaratmak için en iyi bilgiye sahip. Firmalar ne istediklerini bildikleri için bu tür eğitim programlarını daha iyi ve amacına yönelik hazırlıyorlar. Bir başka önemli nokta; Başkan Obama okullardaki mühendislik ve matematiğe yönelik önemi ve bursları artırdı. İyi eleman yetişmesi rekabetçiliğimiz açısından çok önemli. Türkiye için de önemi büyük.
"Amerikalı ortak isteyen Türk firma oldukça fazla"
- Kriz ortamında Türkiye nasıl görünüyor? Sıkıntılı sürecin yakında biteceğini düşünüyor musunuz?
Amerikalı şirketler Türkiye'yi iyi bir yatırım fırsatı görüyor ve bölgesel fırsatlara önem veriyor. Bölgedeki gerginliği görüyorlar. Onlara mesajım şudur ki, Türkiye ekonomisi büyüyor ve Amerikalı ortak isteyen oldukça fazla Türk şirket var. Dediğim gibi, Aralık ayında Türk ve Amerikalı enerji firmaları arasında 350 toplantı gerçekleştirdik. Tek bir sorun vardı. Türk şirketler daha fazla görüşme istediler, yeterli değil dediler. Eminim, aynı durum havacılık ve savunma ticaret heyeti geldiğinde de yaşanacak, Türk firmalar yapabileceğimizden daha fazla toplantı isteyecekler. Amerikalı şirketler bölgesel sorunlar olduğunun farkındalar. Ancak Türkiye'deki iş fırsatlarını dikkate aldıklarında, yatırımlarına ve işlerine devam ediyorlar.
- Savunma sektörüyle ilgili bir heyetin geleceğini söylediniz. Savunma sanayinin büyüyeceğine inanıyor musunuz?
Amerika ve Türkiye arasında yüksek teknoloji gerektiren alanlarda, havacılık ve savunmada birçok işbirliği fırsatı olduğunu biliyoruz. Bildiğiniz gibi Amerikan savunma bütçemizde önümüzdeki birkaç yıl içinde bir düşüş olacak. Bu sebeple Amerikalı firmalar gerek sivil, gerekse askeri alanda, uzay ve hava taşıtı alanlarında büyümek için Türkiye dahil olmak üzere uluslararası fırsatları araştırıyor.
"En hızlı büyüyen ekonomi Türkiye, en büyük ekonomi Amerika'ya ortak olmak istiyor"
-Amerikalı firmalar Türk hükümetinin açıkladığı teşvik programını nasıl değerlendirdiler?
Bakan Çağlayan'ın iki hafta önce açıkladığı programdan haberdarız. Birkaç Amerikalı firma teşvik paketiyle ilgili soru sormak için bizimle iletişime geçti. Yatırım programıyla ilgileniyorlar. Şirketler bunu olumlu görüyor. Spesifik fırsatlara bakmalılar. Bence bu paket, Türkiye'nin ne kadar rekabetçi bir ekonomi olmak istediğine güzel bir örnek. Bir Türk arkadaşım şöyle demişti, bence çok doğru: Türkiye en hızlı büyüyen ekonomi olarak, en büyük ekonomi olan Amerika'yla ortak olmak istiyor.
-Turizm konusunda Amerika'dan Türkiye'ye fazla talep yok. Bu konuda bir çalışma yapılabilir mi?
Bu konuda THY'nin çok stratejik bir vizyonu var. Gerçekten harika bir örnek. Turizmi geliştirmek istiyoruz. Ama bunun için havayollarının gelişmesi lazım. THY artık küresel bir havayolu ve ABD'nin birçok yerine seferleri var. New York'tan her gün 3 tane uçuş var. Geçtiğimiz yıl Washington ve Los Angeles'a yeni uçuşlar konuldu. Bu sene Houston'a sefer başlayacak. Turizmin çift yönlü olduğunu düşünüyorum. Amerika'dan Türkiye'ye turizm ve Türkiye'den Amerika'ya turizm şeklinde. Size kişisel bir hikayemi anlatmak istiyorum. Bu ay Türk arkadaşlarım ailemle birlikte Amerika'ya ilk seyahatlerini gerçekleştiriyorlar. New York'a gelecekler. Disney Dünyası'na gidecekler. Sonra Amerikalılar da Türkiye'ye gelecekler. Harika bir turizm alt yapısına sahip, çok güzel bir ülkeniz var. Amerika'da, Türkiye'ye gemi seyahati gerçekleştiren birçok tur operatörlerimiz var, özellikle İstanbul ve Kapadokya'ya talep var.
"Türkiye'nin esas hikayesi 'Anadolu Kaplanları'nda"
- Türkiye'de nereleri gezme fırsatı buldunuz?
Şimdiye kadar Urfa, Mardin, Kapadokya- Özkonak, İstanbul, İzmir, Marmaris, Datça, Kemer, Edirne, Bodrum'a gittim. Gerçekten harika yerler. Şahsen ben gitmediysem de ekibim geçen sene Gaziantep, Adana, Mersin, İskenderun'a gidip oradaki KOBİ'leri araştırdı. Şubat ayında hızlı trenle Eskişehir'i ziyarete gittik. Türkiye'nin esas hikayesi Ankara- İstanbul- İzmir üçgeninde değil. Denizli, Gaziantep, Kayseri, Konya'da. Kısacası 'Anadolu Kaplanları'nda. Biz, KOBİ'lerle yakın çalışmak istiyoruz. Bugünün KOBİ'si yarının Sabancı ve Koç'u. Bu yüzden biz ofisimizi elçiliğin dışına çıkararak Ankara Sanayi Odası (ASO) binasına taşıyoruz. ASO'nun 5 bin üyesi var. Böylece onlarla da daha yakın çalışma imkanı bulacağız.
- Türkiye'nin dış ilişkilerinde yaşadığı sorunlar Amerikalı firmaların Türkiye'ye olan bakış açılarını nasıl etkiliyor?
Amerikalı şirketler Türkiye'yi bölgede büyümek, iş yapabilmek adına önemli bir fırsat olarak görüyor. Bunu sadece diplomatik olarak söylemiyorum. Rakamlara bakalım. Amerika ile Türkiye arasındaki en yüksek ticaret hacmi geçen yıl gerçekleşti. Böyle devam ederse, bu sene Türk şirketleri Amerika'ya, bu zamana kadar gerçekleştirmedikleri kadar ihracat gerçekleştirecekler. Büyükelçimizin geçen hafta İstanbul'da düzenlenen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) yemeğinde söylediği gibi; ticaret ve yatırım ilişkilerimiz bölgesel sorunlardan ötürü artık daha da önem kazandı. Bu, Türkiye ve Amerika'nın ne kadar yakın olduğunu gösteriyor. Firmalarımız hem Türkiye'de hem Amerika'da çalışmaya, yatırım yapmaya, seyahat etmeye ve iş imkanları yaratmaya devam ediyor.
- Firmaların Türk hükümetinden beklentileri var mı?
Hayır, bize göre Türkiye Amerikalı firmalar için büyük fırsatlar sunuyor. Görüldüğü gibi her geçen gün daha fazla ticaret yapıyor, burada iş yapıyor. Bu önemli bir gelişme. Ve bu sene ve önümüzdeki sene daha fazla faaliyet göreceğiz.
"Türkiye 21'inci yüzyılın ekonomisi"
- Türk firmalarının Amerika'da gerçekleştirdiği yatırımlar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Biz, ABD - Türkiye Ekonomik ve Ticari Stratejik İşbirliği Çerçevesi (ETSİÇ) çerçevesinde ticaretimizi ve yatırımımızı nasıl daha da büyütebileceğimizi görüştük. Bu çerçevede sadece Amerika'nın Türkiye'deki yatırımları değil, Türkiye'nin de Amerika'da yatırım yapması görüşüldü. Türk firması Kermit, Indiana eyaletinde inşaat malzemeleri üretimi için yatırım yaptı. Marmaris Otel, New York'ta iki otel daha açarak otel sayısını 3'e çıkaracak. ETSİÇ'te enerji, mali işler konusundaki yatırımlarımızı nasıl çoğaltabileceğimizi görüştük. Altyapı, havacılık ve savunma sanayinin yanında farmasötik konusu ve tarımsal alanlarda nasıl yatırımlar yapabileceğimizi görüştük. Çünkü büyük bir ilişkimiz var. Birçok büyük ve önemli fırsatımız var. Ben eski Sovyetler Birliği'nde de çalıştım, Meksika'da da. Türkiye'nin 21'inci yüzyılın ekonomisi olduğuna inanıyorum
- Sizce Türkiye kendini iyi tanıtabiliyor mu?
Bence tanıtabiliyor. Bakan Çağlayan'ın Amerikan piyasasıyla ilgili çok akıllıca görüşleri, fikirleri var. Gerçekten iyi tanıyor Amerikan pazarını. Ekonomi Bakanlığı Houston, Miami, San Francisco ve Seattle'da ofis açtı. Çünkü ABD tek bir pazar değildir, birçok bölgesel pazara sahiptir. Bence Türk şirketlerin ABD'ye gitmesi için önlerinde 3 tane engel var. Birincisi, çok uzak, mesafe çok fazla, dolayısıyla oraya varmak uzun sürüyor. İkincisi, rekabet çok fazla. Üçüncüsü ise, hem yasal zemin hem de pazar açısından çok iyi inceleme gerektiği için ticari ilişkilerin oturması zaman alıyor. Türk firmaları, Rusya'da olsun, Avrupa'da, başka pazarlarda oldukça başarılı. Amerika'da da başarılı olmamaları için hiçbir neden yok.
Amerikan Ticaret Fuarları, Türk ve Amerikalı firmaları bir araya getiriyor
- Peki biraz da 'Uluslararası Satın Alma Programı'ndan bahsedelim.
Uluslararası Satın Alma Programı her yıl binlerce kalifiye yabancı alıcıyı, satış temsilcisini ve iş ortaklarını Amerikan Ticaret Fuarlarında bir araya getirir. Bu fuarlar, Türk şirketlerine Amerikalı iş ortakları seçmeleri için mükemmel bir fırsat tanırken küresel iş dünyasının da kapılarını açıyor.
- Ticaret fuarlarına Amerikan Ticaret Müsteşarlığı ile katılmanın yararları nelerdir?
Uluslararası Satın Alma Programı çerçevesinde katıldığınız ticaret fuarlarında size en uygun Amerikan iş ortağını bulma şansınız artıyor. Daha fazla Amerikan ekipmanı, teknolojisi ve servis sağlayıcısına ulaşmakla birlikte işinizin uzun dönemdeki başarısına odaklanmış Amerikan Ticaret Müsteşarlığı iş geliştirme uzmanlarının organize edeceği kilit toplantılara katılabilirsiniz.
- Amerikan Büyükelçiliği veya Konsolosluğu Ticaret Heyeti üyesinin ayrıcalıkları olacak mı?
Tabii ki. Bu üyeler en son Amerikan ürün, servis ve teknolojilerini ticari fuarlarda tanıyabilecek, Amerikan şirketleriyle birebir görüşme yapabilecek. Amerikan Büyükelçiliği veya Konsolosluğu'nun fuarlara kayıt sırasındaki seyahat desteğinden yararlanabilecek, seçkin Türk şirketlerinden oluşan ticaret heyetinin bir parçası olabilecek, ticaret fuarlarına ücretsiz veya indirimli katılabilecek.
Ayrıca, fuara uluslararası ihracat amacı ile gelmiş Amerikalı şirketlerin listesine ulaşabilecek, fuar öncesinde Amerikan Ticaret Müsteşarlığı yetkililerinin vereceği bilgilendirme toplantısına katılabilecek. Toplantı odası kullanımı, çeviri desteği, internet erişimi gibi olanaklardan ücretsiz faydalanabilecek, planlanmış olan tarihlerin öncesine ve sonrasına uzatılan sergi saatlerinden yararlanabilecek, otel rezervasyonu hizmetinden, iş gezisi için hazırlanmış olan paket gezi programlarından ve indirimlerinden yararlanabilecek. Buna ek olarak, ücretsiz veya indirimli olarak eğitimlere tanıtım gösterilerine ve seminerlere katılabilecek, şirket ve uluslararası ziyaretçi resepsiyonlarına katılma olanağı bulabilecek, potansiyel teknik gezilere gidebilecek.
Ayrıntılardaki Michael A.Lally
Ferit B.PARLAK
Amerika ile dış ticaret hacminde 2011 yılı rekor yılıydı.
Toplamda 20.6 milyar dolara ulaştı.
4.6 milyar dolarlık ihracata karşılık, 16 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirildi.
Yani, rekor sadece dış ticaret hacminde gerçekleşmedi, dengesizlikte de 11.5 milyar dolarla ayrı bir rekor kırıldı.
2004 yılından önce ticaret dengesi Türkiye'nin lehine seyrediyordu, 2005 yılında denge ABD lehine dönmeye başladı. 2012'nin Ocak-Mayıs döneminde ise iki ülke arasındaki dış ticaret hacminde Türkiye aleyhine 4 milyar dolarlık açığa ulaşıldı.
Denge için karşılıklı yatırımların artırılması ve ABD'nin bazı sektör ürünlerinde Türk mallarını tercih etmesi gerekiyor. Geçtiğimiz yıl Türkiye'ye 1.4 milyar dolarlık doğrudan yatırım yapan ABD'li şirketlerin de dengeye katkı yapması bekleniyor.
ABD'nin Türkiye Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Michael A.Lally ile ticaretteki dengesizliği, ABD'li şirketlerin Türkiye'ye bakışını, karşılıklı yatırımlardaki artışı ve bundan sonraki süreci konuştuk. Lally'nin, "Dünyanın en büyük ekonomisi ile dünyanın en hızlı ekonomisi arasındaki birliktelik ile inanılmaz büyük yatırımlara imza atılacağına inanıyorum. Birlikte yatırım konusunda çok önemli adımlar atılmaya başlandı, bu daha da hızlanacak." sözü, ABD'nin Türkiye'ye bakışını özetliyor.