İskitler esnafının yüzü biraz olsun gülüyor

Ufuk Gergerlioğlu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Bazı sanayi alanları, ticaret ve iş merkezleri vardır ki bulunduğu bölgeye ve şehre büyük katkılar sağlar, o bölgenin kalkınmasına ve iş istihdamının oluşturulmasına yardımcı olur. Bugünkü yazımda, bu özelliklere sahip bir bölgeden bahsedeceğim. Ticaret ve sanayide Ankara'nın can damarlarından olan İskitler Sanayi Bölgesi'ni esnaf ve tüccar görüşleriyle değerlendireceğim. 

İskitler mevkii, Ulus'taki meşhur Rüzgarlı bölgesinin hemen yakınında yer alan oldukça geniş bir alan. Bu sanayi bölgesinde özellikle reklam, matbaa, makine, raf sistemleri, ayakkabı atölyeleri, oto yedek parça vb. konularda faaliyet gösteren binlerce işletme var. İş merkezleri ve sokakta konumlanan esnaf ve tüccarlar Türkiye'nin dört bir yanına ürün ve hizmetlerini sunmakta.

Ziyaretlerimizi bilhassa İskit'lerin kalbi olan Kazım Karabekir Caddesi'nde yoğunlaştırdık. Bu piyasada küçük de olsa bir hareket gözleniyor. Esnaflarımızın bir kısmı bu hareketi önümüzdeki seçime bağlıyor. Özellikle matbaa ve reklam sektörü yetkilileri kendilerini geçen aya göre daha iyi hissediyorlar. Ama yine de bu sektörlerde bile "bir hafta sonra acaba ne olacak" diye bir endişe hakim. Bu hareket, dolaylı olarak diğer sektörlere de az da olsa yansımış durumda. Piyasada işler durmaya başladığı zaman bunun etkisi bir süre sonra her yerde az veya çok hissediliyor. Tam tersi durum için de aynı şey söz konusu.

Kalite ve fiyat istikrarı sağlamış, kendi sektöründe markalaşma anlamında yol kat etmiş, müşteri memnuniyetini her şeyin önünde tutan işletmeler piyasada oluşan az bir canlanma ile de hayat bulabiliyor. Bu tip işletmeler iyimserliği de pek elden bırakmıyor. Genelde yaklaşımları yapıcı. Gerçekten onlarla konuşmak, oturup çay içmek, bir şeyler yemek çok keyif verici. Şimdi gelin İskitler'deki bazı esnaflarımızın kriz ve piyasa hakkındaki değerlendirmelerini birlikte inceleyelim.

Polo Reklam firma yetkilisi Fatih Can, özellikle son bir haftada işlerin normale dönmeye başladığını, bu normale dönüşün insan psikolojisini de olumlu yönde etkilediğini ifade ediyor ve ekliyor: "İşler normale dönmeye başladı fakat piyasamızda hem talep yetersizliğinden hem de acımasız rekabetten dolayı kârlar iyice dibe vurdu. Geçen sene bu zamanlar %30 kârlarla çalışıyorduk. Ama şimdi kârlarımız özellikle bu iki sebepten dolayı %10'lar seviyesine düştü. Piyasa normale dönmeye başladı derken hareketi 'biraz olsun günü kurtarmaya başladık' anlamında değerlendiriyorum. Yani ufak tefek işler gelişiyor. O da bize bugünler için yetiyor. Sekötrümüzde sermayesi çok güçlü olan ve markalaşma sürecini tamamlayan işletmeler büyük işlere talip olabiliyor. Bizim gibi küçük işletmeler ise ancak günü kurtarabiliyor." 

Fatih Can, iyimser bakış açısını elden bırakmayan küçük işletmelerimizden biri. Dikkat ederseniz Fatih Bey'in açıklamalarında markalaşamamaktan kaynaklanan bir sitem var. Diğer taraftan da "Yarın acaba ne olacak?" endişesi de taşıyor. Fakat bu sıkıntılı dönemler hem bir fırsat hem de bir tehdit sürecidir. Bu algı tamamen işletmenin kendisine kalmıştır. Değişimi veya krizi, esnaf ve tüccarlarımız nasıl görmek istiyorsa karşılığında onu bulacaktır. Yani ne ekilirse o biçilecektir. Örneğin; Swatch, saat sektöründe başarılı bir dünya markasıdır. Fakat bu markanın ortaya çıkması, büyük bir krizin belirmesinden sonra olmuştur. Üstelik bu saat markası bugün hepimizin ihtiyacı olan "bir çok işletmenin bir araya gelmesinden" ortaya çıkmıştır.

Bu bölgede görüştüğümüz diğer bir işletme yetkilimiz, Somçelik Raf San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin satış sorumlusu Veysel Koç oldu. Özellikle market sektörüne a'dan z'ye hizmet sunan, aynı zamanda imalat da yapan Somçelik, sektörde 15 senedir faaliyet gösteriyor. Veysel Bey, bugünlerde market sektörünün mevcutla idare ettiğinin altını çiziyor. Market yöneticilerinin sadece küçük alımlara yöneldiğini de ifade eden Veysel Koç şunları söylüyor: "Marketçilik sektöründeki yetkililerle yaptığım görüşmelerde satışların ciddi bir biçimde düştüğünün bilgisini aldım. Satışların düşme eğilimi, insanların sürekli tükettiği ürünleri daha az almalarından kaynaklanıyor. 10 kilo domates yerine 3 kilo ile idare edilmeye çalışılıyor. Ben bile market harcamalarımı aylığa döktüm. Sürekli markete gidip alışveriş edeceğime ayda bir gidip bütün ihtiyaçlarımı karşılıyorum. Birçok sektöre çok farklı ürün ve hizmet yelpazesi sunduğumuzdan işletmemiz anlamında krizden pek etkilendiğimizi söyleyemem. Ayrıca üretici firma olmamızdan dolayı özel birtakım ihtiyaçlara da cevap verebiliyoruz. Tabii ki işlerimiz geçen seneye oranla %50'den fazla düştü. İşletmemizde 150'ye yakın kişi çalışıyor. Kârlarımızı minimuma indirme pahasına hiçbir kimseyi işten çıkartmadık."

Veysel Koç'un açıklamalarından sektörde üretici firma olmanın ne kadar önemli bir güç olduğunu rahatlıkla anlayabiliyoruz. Bu güç işletmelere özel talepleri karşılama, müşterinin istediği ürün ve hizmeti en ekonomik biçimde sağlama gibi rekabet şartlarını kendi lehlerine çevirebilecekleri bir alan ve hareket kabiliyeti sunuyor.

Bu noktada marketçilik sektörü ile ilgili bir konuya parmak basmadan edemeyeceğim. İstanbul'da Anadolu yakasında bundan yaklaşık 5-6 yıl önce kaliteli ve iyi fiyat sloganıyla faaliyete geçen yerel bir market zinciri geçenlerde iflas etti. Neredeyse 30'a yakın şubesi kapandı. Bir markette en az 10 kişi çalıştığını hesap ettiğimizde 300 kişi de işsiz kaldı. Özellikle son bir senedir bu market zinciri çıkış sloganın aksine bir hareket tarzı izlemeye başladı. Bunu fark eden tüketiciler derhal diğer alternatif marketlere yöneldi. Şunu anlamakta güçlük çekiyorum. Nedir bu hızlı büyüme tutkusu? Hızlı büyümek için öz sermayenizin gerçekten çok güçlü olması gerekiyor. Eğer bu olmazsa en ufak bir rüzgar sizi sallar. Öz sermayeniz çok güçlü bile olsa marka imajınızı bozmayacak ve kurumsallaşmayı sindirecek bir biçimde hareket etmelisiniz. Maalesef işletmelerimiz kısa vadeli düşünüp plan ve proje ile hareket etmedikleri için acı son kaçınılmaz oluyor. 

İskitler'de görüştüğümüz bir başka esnafımız ise matbaacılık sektöründe faaliyet gösteren Metin Ofset'in firma yetkilisi Mikail Metin oldu. Mikail Bey, Seçim arifesi ve yılbaşından sonraki dönem olması nedeni ile sektörde bir hareket yaşandığını, devlet harcamalarının artmasının bilhassa kendi sektörlerinde canlılığa sebep olduğunu vurguladı. Mikail Metin, özellikle bu dönemde piyasada tutulan ürünlere yöneldiklerinin altını çiziyor ve ekiliyor: "Piyasada durgunluk biraz olsun yumuşadı. Fakat iki gün sonra ne olur bilemiyoruz. Bu sebepten dolayı daha çabuk paraya döndürebileceğimiz ürünlere paramızı bağlamayı tercih ediyoruz. Örneğin; araç piyasası da bugünlerde biraz kıpırdadı. Onlar da bu hareketi değerlendirmek için birtakım reklamlara yöneldiler. Araç piyasası özellikle kalite ve fiyattan dolayı daha çok kuşe kağıdı tercih ediyor. Biz de yatırımımızı ona göre yapıyoruz. Bu anlamda bir çok küçük işletmemiz değişik piyasalardan gelen nabızları iyi değerlendiremedikleri için büyük sıkıntılar yaşıyor. Zaten küçük sermayelerle dönmeye çalışan esnaf bir de bu hataları yapınca zaruri netice ortaya çıkıyor."

Mikail Metin, küçük bir işletmenin akıllıca hareket ettiğinde ve kaynaklarını iyi kullandığında başarılı olabileceğini bize gösterdi.

Bugün ki durgunluk ortamında küçük işletmeler çabuk karar verebilme, hızlı hareket edebilme, maliyet ve gider avantajını kullanabilme imkanlarını en verimli bir şekilde kullandığında büyük işletmelere nazaran önemli avantajlar sağlayabilirler.