İstanbul Barosu'ndan Şahin'in sözlerine yanıt

Baro, Adalet Bakanı'na hitaben, 'bilgi sızdıranların hukukçuluğu emir alma anlayışı ile yapanların arasında aranması gerektiğini' belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - İstanbul Barosu, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'e hitaben, "bilgi sızdıranların ve servis yapanların avukatların içinde değil, hukukçuluğu emir alma anlayışı ile yapanların arasında aranması gerektiğini" bildirdi.

İstanbul Barosu Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in gazetecilerin sorularını yanıtlarken, "Ergenekon" soruşturmasındaki bazı bilgilerin "avukatlar" tarafından dışarı sızdırıldığı savının ve "İstanbul Barosu ne yapıyor?" yönündeki sorusunun, tüm avukatları üzdüğü ve savunmanın örgütlü gücü olan İstanbul Barosunu zan altında bıraktığı ileri sürüldü.

Bu beyanların sözlü, yazılı ve görsel basın organlarına düşmesinden hemen sonra yüzlerce meslektaşlarının baroyu arayarak "gerçeği yansıtmayan bu karalama ve iftiradan" duydukları üzüntülerini ve tepkilerini dile getirdikleri bildirilen açıklamada, "Sayın bakanın beyanları yanıltıcı ve gerçeğe aykırıdır" denildi.

Açıklamada, özellikle davanın soruşturma aşamasında, terör suçu olmadığı halde terör suçu kapsamına alınarak bir çok soruşturmada sanığın avukatına ulaşmasının, savunma avukatının ise ilgili bilgi ve belgeye ulaşmasının "yasaların arkasına dolanmak suretiyle" engellendiği iddia edildi.

"Birçok konuda 'müdafinin' bilgiye ulaşmaması için mahkemelerden gizlilik kararlarının alındığı, sorgu tutanakları dışında savunmanlara verilmeyen bilgi ve belgelerin ilgisiz kişilere verildiği ve de zorunlu avukatlık göz ardı edilerek şüpheliler ya da sanıkların posaları çıkartıldıktan sonra savunmaya teslim edildiği" öne sürülen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Tüm bu engeller yargının kurucu unsurlarından olan savunma makamı avukatların önüne kasıtlı olarak çıkartılırken, dosyada avukatın ve hatta yargıcın bile ulaşamadığı iletişim dahil her türlü bilgi ve belge, yandaş medyaya servis edilerek soruşturmanın gizliliği ilkesi ihlal edilmiş ve kimi yazarlara sızdırılan bilgilerle dizi yazılar ve kitaplar yazdırılmıştır.

Sayın Adalet Bakanı, bilgi sızdıranları ve servis yapanları, insan haklarını, temel hak ve özgürlükleri koruyup kollayan, hukukun üstünlüğüne sonuna değin inanan ve bunun için canla başla uğraş veren avukatların içinde değil, hukukçuluğu emir alma anlayışı ile yapanların arasında aramalıdır. Tabiî ki sözümüz 'emir' ile 'hukukun' bağdaşmayacağını anlayamayanlardır.

İstanbul Barosu olarak sayın Adalet Bakanından tespit edilmişse soruşturma aşamasında dışarıya bilgi sızdıran bir avukatın adını bekliyoruz. Bu adı bir kısım meslektaşlarımıza çamur ve iftira atmak adına değil, nesnel ölçülerde vermesini de diliyoruz."

"Kasetler dava aşamasında verildi"

Açıklamada, "iddialara göre, İstanbul 13. Ağır Ceza mahkemesinin Tuncay Güney'in 2001 yılındaki ifadesini içeren kasetleri soruşturma aşamasında değil, kovuşturma aşamasında verdiği, 'Bir konuda davanın açılmış olmasının o dava ile ilgili her türlü bilgi ve belgenin kamuoyuna açıklanabilme olanağını da birlikte getirdiği' için, burada suç teşkil eden ve gizliliği ihlal eden bir durumun bulunmadığı kaydedilerek, bir yanda dava devam ederken, diğer yanda aynı konuda soruşturmanın sürmesinin ağır hukuk ihlali ve bir "hukuk garabeti" olduğu ileri sürüldü. Açıklamada, şu görüşler ileri sürüldü:

"Sayın Bakan öncelikle medya önünde avukatları ve hukuk kurumlarını suçlamak yerine, bu ağır hukuk garabetini gidermek görevini üstlenmelidir, yargının kurucu unsuru olan avukatlara elinde somut veriler olmadan çamur ve iftira atmayı değil...

İstanbul Barosu, yıllardır her koşulda hakkı koruyan ve kollayan, zorunlu avukatlığı savunarak gece gündüz demeden insan hakları için mücadele ederek işkenceyi ortadan kaldıran genç ve dinamik CMK avukatları ile olduğu gibi, ülkenin en karmaşık ve siyaset kokan davasında 'Hukukun ve adaletin gerçekleşmesi ve de savunma hakkının' bihakkın yerine getirilmesi için uğraş veren tüm meslektaşları ile gurur duymakta, onların insan haklarına, hukukun üstünlüğü ve meslek ilkelerine ve meslek etiğine gösterdikleri saygıya ve her koşuldaki uğraşı güçlerine ise sonsuz teşekkür etmektedir."