İstanbul'da pek çok ilçe riskte: Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan: 2 büyük depremle boydan boya kırılacak
Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, beklenen İstanbul depremine yönelik açıklamalarda bulundu. Marmara'da iki büyük deprem beklendiğini ve bunların 2045 yılından önce olmayacağını belirten Ercan, depremlerin yaşanacağını bölgeleri de söyleyerek en riskli ilçelere de dikkat çekti. Ayrıca, deprem korkusunun İstanbul'a olan göçü durdurmadığını ve depreme karşı bilinçli bir hazırlık yapılması gerektiğini ifade etti.
Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Marmara Bölgesi'nde beklenen büyük depremlerle ilgili Ekolhaber'e önemli açıklamalarda bulundu. Ercan, İstanbul'un deprem riski yüksek ilçelerini sıralayarak, olası depremlerin detaylarını ve etkilerini paylaştı. Beklenen iki büyük deprem için net bir zaman vermeyen Ercan, bu depremlerin Marmara'nın farklı bölgelerinde etkili olacağını söyledi.
"İlk deprem Küçükçekmece'de olacak"
Prof. Dr. Ercan’a göre Marmara Bölgesi'nde ilk büyük deprem, İstanbul'un Küçükçekmece ilçesinde gerçekleşecek. Depremin büyüklüğü hakkında da net bilgiler veren Ercan, "İlk deprem 6.4 ile 6.7 şiddetinde olacak ve Küçükçekmece'nin 7 kilometre derinliğinde meydana gelecek" dedi.
Bu depremin doğu-batı yönünde kırılacağını ifade eden Ercan, "Kınalı Ada’dan başlayarak Büyükçekmece Mimarsinan’a kadar uzanan bir fay hattı üzerinde kırılma olacak" şeklinde konuştu.
"İkinci deprem Marmaraereğlisi'nde daha büyük olacak"
Ercan, Marmara'da beklenen ikinci depremin ise daha büyük olacağını belirtti. Ercan bu depremin Marmaraereğlisi önünde 7.0-7.2 şiddetinde meydana geleceğini iddia etti.
Ercan, "İkinci deprem Marmaraereğlisi’nden Saros Körfezi’ne kadar uzanacak. Bu deprem Tekirdağ bölgesini ciddi şekilde etkileyecek" ifadelerini kullandı.
"Depremler 2045'ten önce olmayacak"
Ercan, bu büyük depremlerin hemen gerçekleşmesini beklemediğini vurguladı.
Marmara Bölgesi'nde 1999'daki Gölcük depreminin bölgeyi yorduğunu belirten Ercan, "Bölgede aynı büyüklükte bir depremin kısa zamanda tekrar meydana gelmesi mümkün değil. Bu depremler 2045'ten önce olmayacak, hatta 2150'ye kadar gecikebilir" dedi.
Bu tahminlerin bilimsel verilere dayandığını ifade eden Ercan, Marmara'da oluşacak depremlerin zamanının hala uzak olduğunu belirterek, İstanbul'da deprem korkusunun gereksiz yere büyütüldüğünü savundu.
"İstanbul'daki kentsel dönüşüm depremle ilgili değil"
Son yıllarda İstanbul’da artan kentsel dönüşüm projelerine de değinen Ercan, bu projelerin genellikle depremle ilişkilendirildiğini ancak bunun doğru olmadığını söyledi.
Ercan, "Kentsel dönüşüm aslında insanların yaşam koşullarını iyileştirmek için yapılan bir süreçtir, depremle doğrudan bir ilgisi yoktur" dedi.
Ayrıca, İstanbul’daki kentsel dönüşüm projelerinin, deprem hazırlığı yerine boş alanlara yeni binaların dikilmesine odaklandığını eleştirdi. Ercan "Gelirlere gelir katmak için yapılan bu projeler, Marmara'nın deprem yaratma kapasitesiyle ilgili değil" şeklinde konuştu.
"İstanbul'a göç artıyor, ancak deprem tehdidi yakın değil"
Ercan, İstanbul'da deprem beklentisinin yarattığı korkunun şehre olan göçü durdurmadığını da vurguladı. "İstanbul'da sürekli olarak büyük bir deprem beklentisi dile getiriliyor, ancak buna rağmen şehre göç eden insan sayısında bir azalma yok" diyen Ercan, bu durumun çelişkili olduğunu belirtti.
Marmara Bölgesi'nde ciddi bir deprem tehdidinin yakın olmadığını ifade eden Ercan, bu tür korkuların yayılmasının şehrin yapısal olarak plansız büyümesine neden olduğunu sözlerine ekledi.
Deprem hazırlıkları için öneriler
Ercan, açıklamalarında ayrıca İstanbul ve çevresindeki yerleşim bölgelerinde depreme hazırlık konusunda yapılması gereken adımlar hakkında da önerilerde bulundu.
İstanbul gibi deprem riski yüksek bir bölgede binaların ve altyapıların sağlamlaştırılması gerektiğini belirten Ercan, "Kentsel dönüşüm projeleri deprem odaklı olmalı, yeni binaların inşa edilmesi yerine mevcut yapıların güçlendirilmesi esas alınmalıdır" dedi.