İsyancılara teslim edilen ülke

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Dr. Mustafa AŞULA / Emekli Büyükelçi

Son defa yayınlandığı bildirilen kararnameye göre, Türkiye bir yandan, Albay Kaddafi ve ailesi efradı ile, Libyalı tüzel kişilerin Türkiye'deki mal varlıklarının dondurulmasını kararlaştırmış, diğer taraftan da, keza Libya lideri ve ailesiyle, bazı komutanların Türkiye'ye girişlerini yasaklamış bulunuyor. Türkiye'nin bu kararları Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi öngörüleri çerçevesinde aldığı ifade ediliyor.

Daha önceleri de Trablus'taki Büyükelçiliği kapatan ve bu defa Büyükelçiyi de Merkez'e alan, ayrıca Dışişleri Bakanı'nın isyancıların karargahı olan Bingazi'yi ziyareti sonrası Türkiye, böylece Libya ile bağlarını tamamen koparmış olmaktadır.

Hayatta da böyledir; kolay kazanılanın gözden çıkarılması, ayni şekilde kolay olabiliyor. Libya bunun örneğidir.

Tarihte memaliki Osmaniyeye dahil olup da, sonradan Osmanlı yönetimine rahmet okuyan ülke yok denecek kadar azdır. Libya hariç. Libya halkı, araya giren birçok idare ve rejimden sonra bile, hala Türklerin Kuzey Afrika'ya İslamiyeti korumak ve kollamak için, davet üzerine geldiklerini ve yönetimde bulundukları, asırlarla ifade edilen süre zarfında, hem İslamiyete hizmet ettiklerini, bu yolda bugün bile kullanılan göz kamaştırıcı eserler bıraktıklarını, hem de yerel halkın kültürüne ve yaşamına herhangi bir şekilde müdaheleyi düşünmediklerini, takdir ve minnetle anmaktadırlar. O kadar ki, Libya halkı, bugün tarihlerinin, kendi tarifleriyle, emperyalist etkilerden arındırılmış olarak, yeniden yazılmasında tek ve gerçekçi Türk referanslarına başvurulmasını kabul etmiş ve fiilen işe koyulmuşlardır. Bu husustaki direktifin doğrudan Albay Kaddafi'den sadır olduğuna, o ülkede görevli olduğum 70'li yılların sonu ve 80'li yılların ortalarında, birçok kere şahsen şahit olmuştum.

Albay Kaddafi açısından Türkiye ile ilişkiler daima büyük bir prestij meselesi olmuştur. Bununla beraber, adı geçen şahsın zaman zaman bizi rahatsız eden fiil, söz ve davranışlarını da yok sayamayız. Temsilci olarak bizim görevimiz, bunların etkilerini ortadan kaldırmak veya en azından asgari hadde tutmak olarak algılanmış, buna karşın, karşılıklı çıkarlara hizmet alanlarının olabildiğince genişletilmesine çalışılmıştır.

Netekim bu yolda geçmişte olsun, şimdilerde olsun, çok büyük mesafeler alınmıştır.

Şimdi denilebilir ki, Bingazi'deki muhalifler de, yönetimi devraldıklarında, ayni halkın bir parçası olmak itibariyle, Türkiye'ye yine müzahir olmaktan geri kalmayacaklar. Bundan emin olabilsek bile, bize has üstün meziyetlerden biri olan ' vefa'yı nereye saklayacağız?

Bilinen hesaplarla hareket etikleri ayan beyan açık olan Batı Libya'da, görünürde Birleşmiş Milletler aracılığı ile, yeni bir düzen kurmak peşinde.

Bu düzeni ayakta tutmak adına, Batı şayet gerektiğinde arka planda kuvvet kullanmayı öngörmeyecekse, yeterli hazırlığı olmayan isyancıların, önlerine konacak, kendilerine adeta tepside sunulacak mekanizmayı (settings) nasıl işleteceklerini kestirebiliyor muyuz? Bu bağlamda, yaklaşık 2 milyon kilometrekarelik ülkenin hemen her yöresinde fiili duruma hakim kabilelerin birbirine düşüp, yıllar sürecek bir iç harbi derinleştirmeyeceklerini kim garanti edebilir? Yani, yeni yönetimi, her şeyi göze alarak, kendimize bağlayalım derken, ortada kalabilir, Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan da olabiliriz.