”Kabahat iktidarda”
CHP lideri Baykal, Türkiye'de hükümetin yanlış uygulamaları nedeniyle kardeşlik, sevgi ve saygı anlayışının bozduğunu belirtti
TBMM - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin; kimsenin birbirine etnik kökenini sormadığı, kardeşlik, sevgi ve saygı içinde yaşadığı bir ülke olduğunu, ancak hükümetin yanlış uygulamalarının bu anlayışı bozduğunu belirterek, "Ondan sonra işin kökenini bırakıyoruz, kabahat onda mı bunda mı? Kabahat iktidarda, iktidarda... Bu politika yanlış, Türkiye'yi bölen politika bu. Başından beri bunu anlatmaya çalışıyoruz." dedi.
Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, AK Parti'nin başlattığı açılım politikasının Türkiye'yi ne hale getirdiğinin, geride kalan Kurban Bayramı günlerinde bir kez daha gözlendiğini söyledi.
Gelinen noktada terörle bağlantılı söylemlerin, eylemlerin, uygulamaların bizzat terör yöntemini toplumsal hayatın içine taşıyan girişimlerin, hükümetin acz içinde seyrettiği manzaralar haline dönüştüğünü ileri süren Baykal, "Geride bıraktığımız dönemde Türkiye'de hükümet var mıdır, yok mudur? Yasalar işliyor mudur, işlemiyor mudur? Hepimiz çok üzüntü içinde sorgulamak zorunda kaldık" dedi. Baykal, şöyle devam etti:
"Türkiye'de 30 bin kişinin ölümünden doğrudan sorumlu terör örgütünün kuruluş yıl dönümü kurulduğu binada resmen kutlanıyor. Milletvekilleri katılıyor, devletin gözü önünde. televizyonlar çekim yapıyor, basın biliyor, herkes biliyor, devlet bilmiyor. Oraya gidiyorlar, kutlamalarını yapıyorlar. Hayırlı bir olay mutluluk verici bir olay... Yani bir milli gün kutlanır gibi bu kutlanıyor. Otobüsler, minibüsler yakılıyor şerefine. Canını kurtarıp otobüsten çıkabilirse insanlar kurtuluyor. İstanbul'da, Mersin'de, Yüksekova'da Türkiye'nin dört bir tarafında sokaklarda her türlü kanunsuz eylem sergileniyor. Güvenlik güçlerine taşla, baltayla saldırılıyor. Bunların filmi çekiliyor ve bu manzaralar artık günlük yaşamın doğal bir parçası haline dönüşüyor. (Açılım, açılım) diyordunuz, işte size açılım. Karakollara saldırı yapılıyor, karakollara yapılan saldırı artık rutine biniyor, randevulu ertesi gün yine aynı saatte bir salıdır daha o karakola yapılıyor. Polis araçları rutin hedef. Bu olaylar olurken İçişleri Bakanı nerede? Karakollar basılırken İçişleri Bakanı nerede? Türkiye'de karakollara bu saldır yapılırken, İçişleri Bakanı bu saldırıları himaye altına almış olan siyasetçilerle açılım müzakeresi yapıyor. Üstelik o müzakereyi de polis akademisinde başlatıyor. Polis akademisinde açılımın ilk adımı atılıyor, kısa bir süre sonra açılımın polislere getirdiği nokta bu."
Yaşananların sıradan, doğal olaylar haline geldiğini, altında ise terörün sahiplenilmesi ve toplumsal bir kabule dönüştürülmesinin yattığını ileri süren Baykal, bunun bir ilk aşama olduğunu ve ardından çok daha tehlikeli bir tablonun geleceğini iddia etti.
Baykal, "Terör yıllarca en şiddetli uygulamalarını yaptığı, en yüksek can kayıplarına neden olduğu dönemde dahi elde edemediği bir sonucu şimdi bu açılım ortamında elde ediyor. Nedir ortaya çıkan sonuç? Türkiye'de etnik bir husumetin tohumlarının ekilmeye başlanması. Olay artık bir terör olayı olmaktan çıkıyor, terörün doğrudan taraflarının devletin güvenlik güçlerinin ve terör yapanların bir çatışması olmaktan çıkıyor, toplumda o çatışmanın doğrudan tarafı olmayan insanları birbirlerine karşı husumet duyar, düşmanlık, kızgınlık, tepki duyar hale doğru getirmeye başlıyor" diye konuştu.
Açılım döneminin, "kişileri birbirlerini suçlar hale getirdiğini" ifade eden Baykal, "Husumetin hedefi PKK'ydı. Kimse PKK'yı bir etnik kimliğin temsilcisi olarak kabul etmiyordu. Şimdi devlet kabul etmeye başlayınca, inkar etseler de etmeseler de uygulamanın açıkça gösterdiği gibi onunla iş tutmaya kalktığınızı herkes gördükten sonra artık olay PKK olayı olmaktan çıkmaya başlamıştır. Kimse sorumlu ararken 'o kentli, buralı' diye onun bunun peşine düşmesin. Sorumlu doğrudan doğruya şiddeti, terörü doğal karşılayan bir iktidar uygulamasının ortaya çıkmaya başlamasıdır" dedi.
"Kabahat iktidarda"
CHP Lideri Baykal, Türkiye'nin; kimsenin birbirine etnik kökenini sormadığı, kardeşlik, sevgi ve saygı içinde yaşadığı bir ülke olduğunu, ancak hükümetin yanlış uygulamalarının bu anlayışı bozduğunu ileri sürdü. Baykal, şunları söyledi:
"Ondan sonra işin kökenini bırakıyoruz, kabahat onda mı bunda mı? Kabahat iktidarda, iktidarda... Bu politika yanlış, Türkiye'yi bölen politika bu. Başından beri bunu anlatmaya çalışıyoruz. Bölücülük lafından hoşlanmam, bunun sıradan bir suçlama gibi kullanılmasını çok sakıncalı bulurum. Hiç de kullanmamışımdır. Ama sorumluluğunu üstlenerek diyorum ki bir süreden beri bu iktidar ve bizzat bu Başbakan Türkiye'yi bölmektedir. Terör karşısında kararlı bir mücadele anlayışını kaybetmiş iktidar. Şimdi vatandaş karşısına gelen manzaralara tepki duyarak bir tartışmaya sürüklenir durumda. Türkiye'nin bir tarafında duygular bir türlü şekilleniyor, bir başka tarafında başka türlü şekilleniyor. Yanlış bunlar, sakıncalı. Ortada bir kamu otoritesine ihtiyaç var, Türkiye'ye sahip çıkacak iradeye ihtiyaç var. Yanlışa yanlış diyecek şekilde kendine güvenen bir anlayışa ihtiyaç var. Var mı bu? Yok.
Bu, Türkiye'yi temellerinden sarsmaya yönelik çok tehlikeli bir gelişmedir. Başbakan bu gelişmeyi sorumsuzlukla ona buna çatarak, onu bunu suçlayarak örtbas etmeye, kapatmaya çalışıyor. Buna vatandaşlarımız kesinlikle el koymalıdır. Bu konuyu, bu gidişi önleyecek tek dayanak noktası, vatandaşımızın sağduyusu, onların sorumluluk duygusu, vatanseverliğidir. Biran önce Türkiye'yi bu bölünme sürecinden kurtarmak için bu iktidarın işbaşından uzaklaştırılmasına ihtiyaç var."
İktidarın yanlış işler yapmaya başladığında "Atatürk" adını daha çok kullanmaya başladığını iddia eden Baykal, "Bu iktidar ne zaman Atatürk dese benim aklımda 'bunlar yine bir kabahat işledi onu örtbas etmeye çalışıyorlar' diye bir duygu geçiyor. Bu bayramda da baktık bütün kentlerde 'ay yıldınız ışığı hepimize yeter.' Ay yıldınız ışığı elbette hepimize yeter, bunu sen zamanında anlasaydın bu posterlere ihtiyaç olmazdı. O posterlerle sen bir şeyi kapatmaya çalışıyorsun. Ay yıldızı yeni keşfetti. 'Ay yıldızın ışığı hepimize yeter'. Ay yıldızın ışığı hepimize yeter o zaman kapat o ampulü" ifadelerini kullandı.