Kalkınma ajansı ve Diyarbakır
DİYARBAKIR'DAN / Mahir SOLMAZ
5449 sayılı Kalkınma Ajansları'nın Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkındaki Kanun'a göre kurulan ve Türkiye'de 26 tane bulunan kalkınma ajanslarından bir tanesi de DUKA; Diyarbakır-Şanlıurfa Kalkınma Ajansı. Kalkınma ajanslarının dünyadaki geçmişine bakıldığında ilk olarak ABD tarafından 1933 yılında başlatılan, şimdi ise hemen hemen tüm dünya ülkelerinde uygulanan bir organizasyon olduğunu görüyoruz. AB ise ekonomik ve sosyal entegrasyonun önündeki en büyük engel olarak gördüğü bölgeler arası gelişmişlik farkını ortadan kaldırmak için 1960 yılından itibaren çabalıyor. Aynı modeller uygulanmasa da hedef aynı. Yani 1933, ABD; 1960, AB ve 2008, Türkiye- Diyarbakır... 75 yıllık bir gecikme... Türkiye gibi bölgeleri arasında ekonomik ve sosyal olarak uçurumlar bulunan bir ülke için 75 yıllık gecikme düşündürücü.
Geçtiğimiz hafta DUKA'nın kalkınma kurulu toplantısına katıldım. Katılım tam olmasa da 100 kurul üyesinden yaklaşık 70'i kurula katılmıştı. Diyarbakır Valisi ve Diyarbakır-Şanlurfa Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Avni Mutlu, bir konuşma yaptı. 2008 yılının mayıs ve haziran ayından sonra bölgede 450 milyon TL'lik yatırım olduğunu söyledi. Bu yatırımların kamu yatırımı mı, özel sektör yatırımı mı, yoksa her ikisisin ortak rakamı mı olduğu konusunda bir şey söylenmedi. Ancak Diyarbakır ele alındığında ne üretime ne de istihdama yansıyan 450 milyon TL'lik yatırım görünmüyor.
Mutlu, yeni teşvik sistemimden bahsetti ve sisteminin yatırımcılara, bölgeye yeni fırsatlar sunduğunu söyledi. 5084 sayılı Teşvik Yasası'ndan faydalanan ve yeni teşvik düzenlemesinden faydalanamayan eski yatırımcının durumunun ne olacağı ise, kara kara düşünen yatırımcılar gibi beni de düşündürdü.
Kafamda soru işaretleri ile başlaya toplantı yine kafamda soru işretleri ile devam etti. Yeni bir heyecan, yeni bir proje, beklentilerin çok olduğu bir organizasyon... Ancak yüzler gülmüyor ve kurul çok amatör bir yapıda ilerliyor. DUKA Genel Sekreteri Dr. İlham Karakoyun söz alıyor; bugüne kadar yaptıkları ile ilgili bilgiler veriyor. DUKA'nın bugünlere gelmesi o kadar ağır işledi ki 2008 yılı için ayrılan ve DPT'de bekleyen yaklaşık 19 milyon TL'nin sadece yarısı 2008 yılı için DUKA'ya gönderildi diye anlatıyor. Aslında kriz dönemi düşünüldüğünde Diyarbakır ve Şanlıurfa'ya girecek 19 milyon TL'nin önemi daha fazla ortaya çıkıyor. Daha sonra personel yapısından bahsediyor. DUKA'da 24 uzman ve 6 destek personelinin görev yapacağını söylüyor.
Bu benim katıldığım ikinci kalkınma kurulu toplantısı. Zaten toplamda da 3 tane yapıldı. 4'üncüsünün ise mayıs ayının sonunda yapılması kararlaştırıldı. Çok fazla acele etmemek ve şevkleri kırmamak adına sadece DUKA üyelerinden ve DUKA çalışanlarından şunu rica ediyorum: İvedi olarak daha profesyonel bir organizasyon içine girilsin. Bu amatör ruhtan bir an evvel kurtulalım. Hızlı, pratik enerji dolu bir yapıya bürünelim. Çünkü gönüllü olarak bile olsa katkı sunduğunuz organizasyon, hiç kimsenin gönlünü eylemek için veya kişisel egolarını tatmin etmesi için kurulmuş bir kuruluş değildir.