Kamu altyapı yatırımları ekonomideki daralmaya çare olabilir mi?
Cem Kütük / Endüstri Mühendisi, MA, MSc.
Stratejik Planlama Uzmanı
Tüm dünyada etkileri gözlemlenen ekonomik daralmanın önüne geçebilmek amacıyla farklı ülkelerde ekonomik paketler açıklandıkça ülkemizde de benzer önlemlerin bir an evvel devreye alınmasına yönelik beklentiler arttı. Piyasalarda özellikle 2008 yılının son aylarından itibaren ağırlaşan tablo, sanayi şirketlerinin kapasite kullanım oranlarında ve istihdamda ciddi daralmaya yol açmakta. Düşen talep ortamında kitlesel işsizlik korkutucu bir sorun olarak karşımızdayken çare arayışları anlamlı bir toplumsal refleks. Bu anlamda şimdiye dek özel sektör temsilcilerinden duyduklarım, vergi ve çeşitli kesintilerde indirime ve özellikle kamu altyapı yatırımları ile "piyasanın canlanmasına" yönelik talepleri içermekte. Özellikle Obama yönetiminin kamu eliyle altyapı yatırımlarına yönelik hazırlıkları ülkemizde de bütçe disiplininden uzaklaşılarak benzeri yatırımlara hız verilmesinin bir çare olabileceği kanısını yaygınlaştırmakta.
Türkiye gerçekliğinde kamu altyapı yatırımları ekonomideki daralmaya (küçülmeye) çare olabilir mi?
Sorunu tanımlayamayan çözümü tasarlayamaz. O halde önce sorun üzerinde duru bir yargıya varmak gerekli. Bizce küçülen ekonomide ana sorun milli gelirin azalması ve işsizlik yoluyla bu azalışın etkisinin toplum kesimleri ve bireyler arasında eşit olmayan dağılımıdır.
Sorun milli gelirin azalması ise kamunun altyapı yatırımları çözüm olabilir mi?
Kamu altyapı harcamalarının olağanın üzerinde artırılmasının olası yararlarını değerlendirelim:
1.Altyapı yatırımlarının çözüm olabileceği savının en önemli argümanı bu yolla niteliksiz işgücünün istihdamı yaratılacağıdır. Günümüzde altyapı harcamaları yoluyla istihdamda genişleme sağlamak 1930'ların koşullarına göre çok zordur. Günümüzde inşaatta katma değer makinelerle yaratılmaktadır (Makineler de ithal girdilerdir). Buna karşın güncel şartlarda asıl sorun nitelikli çalışan işsizliği olacaktır.
2.İkinci yaygın argüman, kamu altyapı yatırımları yoluyla ekonomide büyüme sağlanabileceğidir. Halbuki milli gelir artışı, yatırımların yurtiçinde üretilen yatırım mallarına ve girdilere yönelik yapılması durumunda mümkün olabilir. Aksi durumda toplam yurtiçi harcama artar, ancak milli gelir artmaz. Öte yandan kamu yatırımları ilanihayet yüksek sürdürülemeyeceğine göre, bir zaman sonra milli gelirin yeniden azalmaması için net ihracattaki artışla dengelenmelidir. Ülkemizde kriz yılları hariç dış ticaret açığı azalmadığına göre ne zaman nasıl dengelenebileceği meçhuldür.
3.Altyapı yatırımları eğer kaynak tasarrufu yaratırsa (zamandan, enerjiden tasarruf vb.) ülke içinde yaratılan toplam katma değeri artırabilir ve böylece milli gelir artar. Ülkemiz koşullarında enerji net dış girdi olduğundan enerji tasarrufu önemlidir. Tam istihdamın çok çok uzağında olduğumuzdan zaman tasarrufu ancak dolaylı yönden harcamaları artırarak katma değer yaratabilir ki bu durumda da harcama kalemleri önem kazanır.
4.Bir diğer görüş ise kısa ve orta vadede zaten yapılması gereken yatırımların, girdilerin görece düşük fiyat düzeyinden kullanılması sonucu daha düşük maliyetle şimdi yapılması yoluyla çifte kazancın elde edilmesidir. Ancak bu avantajdan yararlanabilmek için ya özvarlıkların kullanılması gerekir yada dış kaynağın şu anda X zaman sonrasına göre ucuz olması gerekir. Olmayan şeyin ucuzluğundan bahsetmek mümkün değildir.
Şimdiye dek ekonomik daralmaya çözüm olarak çeşitli kesimlerden gelen önerilerin tamamına yakını kamu finansman ihtiyacını artıracağına ve iç tasarruflar bugünden yarına artmayacağına göre ya iç borçlanma faizleri hızla artacak yada dış borçlarda artış meydana gelecektir. Bu önerilerin uygulanabilmesinin önkoşulu şüphesiz uygun koşulda, uzun vadeli dış borç sağlayabilmek olacaktır. Öneri sahiplerinin bu kaynakların hangi yollarla ve hangi şartlarda sağlanabileceğini de belirtmeleri sorumlu ve yerinde bir davranış olur.
Nedense son yıllarda pek gündeme gelmeyen ancak bizce son derece önemli olan bir başka sorun ise toplam yurtiçi gelirin, milli gelirden büyük olması ve aradaki farkın açılmayı sürdürmesidir. Ülkemize yapılan doğrudan yatırımlar -mesela KİT'lerin ve özel sektör şirketlerinin satışı vb.- ve portföy yatırımları sonraki yıllarda dış ülkelere daha fazla ücret, faiz, ve kar transferi olarak geri dönmekte ve milli gelirin kalıcı artışını engellemektedir. Dış pazarlara ihracat imkanları daralırken ülkemize yapılan yabancı yatırımların bu olumsuz etkisinin ortadan kaldırılması için tıpkı ABD ve İngiltere'de olduğu gibi, vatandaşlarımızın ve işletmelerimizin yurtdışında daha fazla yatırım yapması ve oradan ülkeye faktör (kâr, faiz ve ücret) geliri yollaması gerekecektir. Bu alanda özellikle iletişim, havacılık hizmetleri ve diğer birkaç alanda dış ülkelerde yapılan yatırımlar önümüzdeki dönem için sevindiricidir.
Bir sorunu aşmak, sorunu doğru tanımlamaya, mevcut koşullar içerisinde fizibil çözüm yollarını ortaya koymaya, bu yollar arasında fayda/maliyet dengesinde en iyiyi seçmeye ve seçilen yolun hassasiyetle uygulanmasına bağlı olarak mümkün olabilecektir. Ülkemizin mevcut koşullarında çeşitli kesimlerce bir çözüm olarak dillendirilen kamu altyapı yatırımları yoluyla ekonomik büyüme yaratılması önermesini kısaca sorgulamaya çalıştık.
Karşılaştığımız sorunlara çözüm ararken, bir sorunun çözümünün genelde bir sonraki sorunun nedenini oluşturduğunu anımsamamızda yarar olabilir. Ne dersiniz?