Kamuda iki sendikalıdan biri Memur-Sen'li
ANKARA - Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, konfederasyonun üye sayısının 707 bin 562'ye ulaştığını, bu sayının da sendikalı memurların yüzde 48,20'sine tekabül ettiğini belirterek "Türkiye'de kamudaki her iki sendikalıdan birisi Memur-Sen'li" dedi.
Gündoğdu, konfederasyon genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, kamu çalışanlarının ideolojik sendikacılığa ve töre bağımlısı sendikacılığa prim vermediğini savundu.
Konfederasyonun üye sayısının hızla arttığını vurgulayan Gündoğdu, Memur-Sen'in kamu sendikalarındaki payının yüzde 48,20 olmasına karşın, Kamu-Sen'in payının yüzde 30,30 ve KESK'in ise 16,15 olduğunu bildirdi. Gündoğdu, Kamu-Sen'in bir önceki toplu sözleşmede yetkili olduğu üç hizmet kolundaki yetkisiyle birlikte imza ve itiraz yetkisini de kaybettiğini ifade etti.
Sendikaya üye kamu görevlisi sayısının 1 milyon 468 bin 21'e, sendikaya üye kamu görevlisi oranının da yüzde 69'a ulaşmasının önemli ancak yeterli olmadığını belirten Gündoğdu, sendikal duruş sergilemekten çekinen yüzde 30'luk kesimin artık sendika üyesi olmakta daha istekli olması gerektiğini belirtti.
Haftasonu Resmi Gazete'de yayımlanan sendika üye sayılarına ilişkin tebliğin, 1 Ağustos'ta başlayacak 2014-2015 dönemi toplu sözleşme görüşmelerinde masada oturacak yetkili sendikaları da belirlediğini anlatan Gündoğdu, buna göre Memur-Sen'in 10 ve KESK'e bağlı 1 sendikanın masada yer alacağını ancak Kamu-Sen'e bağlı hiçbir sendikanın yer almayacağını vurguladı.
Bu yıl ikincisi gerçekleştirilecek toplu sözleşmelere yönelik hazırlıklar yaptıklarını belirten Gündoğdu, şunları isteyeceklerini bildirdi:
"4/C'lilerin özlük, mali ve sosyal haklarında iyileştirme yapılarak kadroya geçirilmesi, 666 sayılı KHK kaynaklı mağduriyetlerin giderilmesi ve ücretlerde adaletin sağlanması, aile yardımından emeklilerin de yararlandırılması, maaş ve ücret kalemlerinin tamamının emekli maaşına yansıtılması, kılık-kıyafet yönetmeliğinin kaldırılması, demokrasi için siyaset, emek için grev yasağının kaldırılması, kamu görevlilerinin üzerindeki ağır vergi yükünün hafifletilmesi amacıyla oranların düşürülmesi ve matrahların arttırılması, emekli ikramiyesinin ödenmesindeki 30 yıllık süre sınırının kaldırılması, kalkınmada öncelikli bölgelerde ve personel istihdamında zorluk çekilen hizmet alanlarında görev yapan kamu görevlilerine ilave tazminat, ilave ek ödeme, ilave özel hizmet tazminatı ödemelerinin yapılması, fazla mesai ücretinin ödenmemesi veya sınırlı olarak ödenmesini öngören düzenlemelerin kaldırılması"
"Türban serbestliği"
Gündoğdu, bir gazetecinin, TBMM'de kabul edilen torba yasayla memura disiplin affı getirilmesini nasıl değerlendirdiğini ve bunun "Türban serbestliği" anlamına gelip gelmeyeceğini sorması üzerine, şunları söyledi:
"Türban ya da başörtüsü zaten serbest, serbest olmaması zaten ayıptı. Yürürlükte olan her mevzuat doğrudur anlamına gelmez. Şapka Kanunu yürürlükte ama görüyorum ki sen de benim gibi şapka takmıyorsun. Demek ki birlikte kanunları da çiğneyebiliyoruz. Dolayısıyla başörtü özgürlüğü cinsiyet ayrımının sona ermesidir. Eğitim, çalışma ve siyaset hakkı boyutuyla kadın ve erkeğin, başı açık ile başı kapalı kadının birbiriyle eşitlenmesidir. Zaten hukukta eşittir, eşitsiz muamelesi yanlıştı, kirliydi, bundan kurtulmak lazım.
Torba Kanunu'nda çıkan yeni değişim devletin kısmen özür dilemesidir çünkü kılık kıyafet yönetmeliği olarak kanunda yer almayan, anayasada yer almayan, kanunda kılık kıyafet yönetmelikle belirlenir dendikten sonra darbecilerin 1982'de çıkardığı yönetmeliğe uymamanın birinci cezası uyarıdır, tekrarında kınamadır. Uyarmak ve kınamaktan öte hiç bir yetkisi olmayan derin devlet, anti demokratik süreçlerde bir çok erkeğe yaptığı yanlışlar olduğu gibi kadına da toplum mühendisliği uygulamış, yargısız infaza tabi tutmuş ve onları meslekten atmıştır. Bu, meslekten atılanların geri dönmesi için bir çıkış kapısıdır."