Kayseri ve 'PASUMA' festivali
KAYSERİ'DEN / Mahmut SABAH
Kayseri ekim başında, Uluslararası Pastırma Sucuk ve Mantı Festivali (PASUMA) ile şenlendi. Festival nedeniyle hareketli etkinliklere sahne olan kent, şimdi de hem Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü ağırlamaya hem de 'patronlar kulübü' olarak anılan TÜSİAD'ın pazartesi günü yapılacak, Yüksek İstişare Toplantıları'na ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
Gül, pazar günü Kayseri'ye gelerek sanayi odasının geleneksel 'Sanayi Gecesi' kutlamalarına katılacak. Ertesi gün, Erciyes Üniversitesi ile Melikşah Vakıf Üniversitesi'nde yeni akademik dönemi başlatacak. Sonra da, TÜSİAD'ın Yüksek İstişare Toplantısı'na katılarak, muhtemelen konuşma yapacak.
Yeni haftanın gündemine ilişkin gelişmeler özetle böyle. Dilerseniz yeni haftayla ilgili olası gelişmelere şimdilik burada nokta koyalım ve de ilki Kayseri Ticaret Odası-Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile düzenlenen 'PASUMA Festivali'nden söz edelim kısaca. İzleme fırsatım olmadı; o nedenle etkinliklere katılma gereği duymayan bazı pastırma üreticileri dışında, iyi niyet ürünü olduğuna inandığım isabetli bir organizasyonu eleştirmenin haksızlık olacağını düşünüyorum. Sadece şunu söyleyebilirim; festivalin, Kayseri'ye özgü yöresel değerlerin uluslararası alanda tanıtımı amacıyla düzenlenmiş olması her türlü takdirin ötesindedir. Dolayısıyla, emeği geçenlerin kutlanması gerekir.
Festivale tavır alınmasına gelince… Bugün Kayseri'de faaliyet gösteren firmaların hemen hepsi, pastırma ve sucuk üretiminde geçmişi asırlar öncesine dayanan köklü bir geleneğin temsilcileri. Söylenenlere bakılırsa, kendilerine önceden duyuru yapıldığı hatta davetiye gönderildiği halde, bu firmaların önemli bir bölümü sponsorluk dahil, festivalde hiçbir görev üstlenme gereği duymamışlar. Dahası; ürün tanıtımı için özenle hazırlanıp kendilerine sunulan stantlarda bile yer alma zahmetine katlanmamışlar. Ticaret odasının başı çektiği, sanayi odasının, ticaret borsasının, esnaf odalarının, öteki ticari kuruluşların peşinden yürüdüğü bir kortejde, adına festival düzenlenen bir sektörün yerini almaması, sizce kafaları karıştıran, ayıplanası bir eksiklik değil mi?
"Pastırmayı, sucuğu tanımayan mı var? Zaten yeteri kadar biliniyor. Ne gerek var adına şenlikler düzenleyip, gösteriler yapmaya!.." diyenler çıkabilir. Ancak şurası iyi bilinmelidir ki, geleneksel yöntemler dışlanarak, mevsimsel özellikler bir kenara itilerek, eylül-nisan ayları arasındaki yedi aylık normal kampanya dönemi dışında yılın hemen her günü rasgele yapılan üretim, dünün Kayseri'ye özgü pastırma ve sucuğunu, bugün sadece 'lezzet fukarası' yapmakla kalmamış, tanıtıma da muhtaç hale getirmiştir. O nedenle, ayrıcalığının yeniden kanıtlanmasına ve de tanıtılmasına ihtiyacı vardır.
Pastırmaya ilginin azaldığı bir gerçek. Üretici bunu, fiyatların alım gücünün üstünde olmasına bağlıyor. Tüketiciye göre ise asıl neden sağlıksız üretim. Yani bozulan kalite, pastırmayı sadece 'albeni' kaybına uğratmakla kalmıyor, özgün lezzetine leke kondurarak, çevre koşulları Kayseri ile taban tabana zıt yörelerdeki haksız kazanç düşkünlerinin iştahını kabartıyor.
Tekrarlamakta yarar var… Türk Patent Enstitüsü pastırmada 'Kayseri'yi göz ardı edip, yıllar önce Afyon'da üretilen pastırmaya patent verince Kayseri'de kıyamet kopmuştu. Eğer, ortaya bir başka yöre çıkar, 'benim pastırmam daya iyi' diyerek patent talebinde bulunursa şaşmamak gerek. Zira, Kayseri 'gurbetçi'ye yaz aylarında pastırma satıp, para kazanma hırsı uğruna terk ettiği geleneksel üretim yöntemlerine geri dönmediği müddetçe, birilerinin bunu fırsat bilip ortalarda boy göstermesi ve de bu iddiayı ısrarla sürdürmesi, kaçınılmaz gibi gözüküyor. Hele ki, ortalık yerde 'ah'ı gitmiş, 'vah'ı kalmış bir Kayseri pastırması boy gösterdiği sürece!..