KDV istisnasından vazgeçmek mi vazgeçmemek mi istiyoruz?
VERGİ PORTALI / Hüseyin Caner
Vergi kapsamına giren işlemlerin bir bölümü ekonomik, sosyal, kültürel, ilmi ya da sıhhi amaçlarla vergiden istisna ediliyor. İlk bakışta istisna uygulaması mükellefler lehine gözükmekle beraber kimi zaman vergiden istisna edilen işlemleri yapanlar için bu istisna uygulaması yararlı olmayabiliyor hatta istisna müessesesi mükellefler açısından faydadan çok zarara sebep olabiliyor. Bu sakıncalı durum nasıl önlenebilir diye düşünülmüş ve mükelleflere vergiden istisna edilen işlemlerden vazgeçme hakkı tanınmış. Tabii ki bu hak KDV Kanunu'nda da yer alıyor ve de yazımızın konusunu oluşturuyor.
KDV istisnaları ve istisnadan vazgeçme şartları
İstisnadan vazgeçme konusuna geçmeden önce kısaca KDV Kanunu'nda yer alan istisna kavramlarına değinmekte fayda var. KDV Kanunu'nda yer alan istisnalar iki farklı şekilde değerlendiriliyor. Bunlardan bir tanesi tam istisnalar. Diğeri ise kısmi istisnalar. Kısmi istisnalarda teslimler için KDV hesaplanmıyor ancak alım esnasında yüklenilen KDV'nin tekrar düzeltilerek indirim hesaplarından çıkartılması gerekiyor.
İstisnadan vazgeçme işlemi ise KDV Kanunu'nun 18. maddesinde düzenleniyor. Bu maddeye istinaden ilgili vergi dairesine başvuruda bulunmak suretiyle mükellefler belirtecekleri işlem türleri için istisnadan vazgeçebiliyor. Ancak istisnadan vazgeçenlerin bir noktayı mutlaka dikkate alması gerekiyor. İstisnadan vazgeçenler üç yıl geçmedikçe mükellefiyetten çıkamıyor. Diğer bir deyişle istisnadan vazgeçme işleminden vazgeçemiyorlar. Üç yıllık süre bitmeden önce tercihlerini değiştirmeyenler de istisnadan vazgeçme tercihini üç yıl daha devam ettirmek zorunda kalıyor. Bir hatırlatma daha. İstisnadan vazgeçmenin dilekçe tarihinden sonra belirtilen işlemleri kapsaması gerekiyor. Devam etmekte olan işlemler için istisnadan vazgeçilemiyor.
İstisnadan vazgeçme konusunda ise 18. maddede yer alan "belirtecekleri işlem türleri" ifadesinin karışıklığa sebep olduğu görülüyor. Bu durumu ise iki farklı döneme göre değerlendirerek yorumlamak daha doğru gibi gözüküyor.
01.08.2004 tarihi öncesi nasıldı?
5228 sayılı Kanun'la yapılan değişikliğin 01.08.2004 tarihinde yürürlüğe girmesinden önce KDV Kanunu'nun 18. maddesinde "vergiden istisna edilen işlemleri yapanlar diledikleri takdirde ilgili vergi dairesine yazılı olarak müracatta bulunarak bu işlemleri dolayısıyla vergiye tabi tutulmalarını talep edebilirler" denilmiş. Kanun'da yer alan ifade çok açık olmamakla birlikte konu hakkında idarenin görüşüne başvurulmuş. Başvuru dilekçesinde metal, plastik, kağıt ve cam hurda ve atıklarında uygulanmaya başlanan KDV istisnasından vazgeçilmek istendiği, istisnadan vazgeçmenin sadece bu teslimlere mi yoksa KDV Kanunu'nun 17/4-g maddesindeki tüm teslimlere mi uygulanması gerektiği sorulmuş. Bu soruya ise Mali İdare 23.01.2004 tarih ve B.07.0.GEL.0.54/5418-2-3330 sayılı bir mukteza ile cevap vermiş. Söz konusu muktezada istisnadan vazgeçme talebinin kanunun 17/4-g maddesinde yer alan tüm işlemler için geçerli olacağı ve aynı bentte yer alan diğer işlemler için istisna uygularken sadece metal, plastik, kağıt ve cam hurda ve atık teslimlerine ilişkin istisnadan vazgeçme talebinde bulunulmasının mümkün bulunmadığı belirtilmiş.
01.08.2004 tarihi sonrası ne oldu?
5228 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikliğin 01.08.2004 tarihinde yürürlüğe girmesiyle birlikte KDV Kanunu'nun 18. maddesi değişmiş ve "Vergiden istisna edilmiş işlemleri yapanlar, ilgili vergi dairesine yazılı başvuruda bulunarak, belirtecekleri işlem türleri için vergiye tâbi tutulmalarını talep edebilirler" ifadesine yer verilmiş.
Her ne kadar 18. maddede yapılan düzenlemeden net bir sonuca ulaşmak pek mümkün görünmese de 5228 sayılı Kanun'un gerekçesine bakıldığında istisnadan vazgeçmenin kanunun istisnaları düzenleyen maddelerinin tamamında, bir fıkrasında ya da bir bendinde sayılan işlemlerin tümünü kapsamasının şart olmadığının ifade edildiği görülüyor. Yine gerekçede KDV Kanunu'nun 18. maddesinin 2 numaralı fıkrasında sayılanlar hariç olmak üzere istisna kapsamına giren işlemlerin bir ya da birkaçı bakımından istisnadan vazgeçilmesinin mümkün olmadığı ve konuya açıklık getirilmesi amacıyla böyle bir değişikliğe ihtiyaç duyulduğu açıklanıyor.
Sonrasında kanunda yer alan ifadenin açık olmadığının düşünülmesi sebebiyle İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın da görüşüne başvuruluyor. Başkanlığın 27.04.2007 tarih ve KDV.MUK.B.07.1.GIB.4.34.17.01.17/4-g.3242 sayılı muktezasında da "..................Buna göre; yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde ........................................... tarih ve ........................................... sayılı dilekçeniz ile ........................................... döneminden itibaren sadece hurda kağıt teslimleriniz için kanunun 18/1. maddesine istinaden istisnadan vazgeçmiş olduğunuzdan hurda kağıt teslimleriniz hariç vergiden istisna olan diğer hurda ve atıkların tesliminde istisna uygulamanız mümkün bulunmaktadır" şeklinde bir görüş ortaya çıkıyor.
Sonuçta ne olacak?
5228 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikler sonrasında idarede bir görüş değişikliği olduğunu söylemek mümkün. Gerek 5228 sayılı Kanun'un gerekçesi gerekse de İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın muktezası birlikte değerlendirildiğinde belli bir cins malın teslimi için istisnadan vazgeçilebileceği anlaşılıyor. Bu bağlamda daha önce istisnadan vazgeçmenin bend kapsamında değerlendirilmesi gerektiği görüşünün terk edildiği görülüyor.
Yine mükelleflere ve vergi uzmanlarına ise çok iş düşüyor. Öncelikle doğru bir analiz yapmak gerekiyor. Bunun sonucunda da neler için istisnadan vazgeçmenin yararlı olacağı ve neler için vazgeçmemenin daha faydalı olacağının net bir şekilde ortaya koyuluyor olması lazım.